Translate.vc / French → Turkish / Ié
Ié translate Turkish
8,703 parallel translation
L'autre moitié sera consacrée à un guérisseur spirituel, où les aveugles etlou malades poseront une main sur l'écran et avec l'autre, navigueront dans Ie programme interactif payant.
Diğer yarısı ruhani bir iyileştirici olacak, kör ve / veya hasta olanlar bir ellerini ekrana koyup diğer elleriyle etkileşimli ödeme sisteminde gezinecekler.
Le faire-vaIoir n'a qu'à se battre avec Ie cingIé pour nous amuser. Non.
"Yardakçı fedai ile kapışsın, bize de eğlence çıkar." Hayır.
Tu peux me toucher Ie cul quand tu veux.
Popomu istediğin zaman avuçlayabilirsin.
C'est à Ia limite entre Ie magique et Ia nouveauté.
Sınır çizgisi üzerinde, sihirin yenilikle birleştiği yerde.
Car Ie bouquet est Ià, et maintenant... II n'est plus là!
O yüzden demet şimdi burada, ama şimdi gitti!
- Je ne te Ie dirai pas.
- Söyleyemem.
Ne fais pas Ie pro avec moi.
Bana Bana ihtiyar üstadı oynama.
II faudrait que tu arranges tes cheveux, mais Ie tour est génial.
Saçı bir kez daha düşün derim, ama numara harikaydı.
Vous croyez que je suis Ie genre de type qui suce Ies canards?
Yani, ben gerçekten de ördeği emecek birine benziyor muyum?
- On vient de Ie faire.
- Az önce öpüştük.
Bref, bonne chance pour Ie prochain tour.
Herneyse, sonraki raundda iyi şanslar.
Je dois faire l'aIIer-retour à Londres en 4 h avant Ie deuxième tour.
Londra'ya gidip 4 saat içinde dönmem gerek, ikinci raund için.
Je voulais que vous Ie sachiez, parce que s'iI arrive quelque chose, peut-être que je l'ai un peu mérité.
Ve bilmenizi isterim, çünkü, eğer birşey olursa, belki de haketmişimdir.
Écoutez, je suis sûre que vous ne Ie méritez pas.
Bakın, eminim haketmemişsinizdir.
Mais vous devriez quand même retourner voir comment va Ie chien.
Yine de, gidip o köpeğe bir daha baksan iyi olur.
Mais, Harry, c'est Ie deuxième tour.
Ama, Harry, bu ikinci raund.
On se voit après Ie solarium.
Solaryumdan sonra görüşürüz.
Je vous Ie dis, c'est un code.
Size söylüyorum, bu bir şifre.
À part Ie soda et Ies nachos, j'ai subsisté avec mon cerveau.
Yani, 7UP ve mısır cipsi dışında, cidden beynimle yaşıyordum.
J'aimerais te parler de Ia rencontre avec Fast Frame Productions, et Ie mot magique.
Dinle, şimdi, Fast Frame Yapım buluşması hakkında konuşmak istiyorum, parola hakkında.
Si tu dis un truc qui sape mon pouvoir de négociation, je dirai Ie mot magique et tu te rétracteras.
Benim pazarlık gücümü azaltan birşey söylersen, ben parolayı söyleyeceğim ve sen geri çekileceksin.
- D'accord, quel est Ie mot magique?
- Pekala, nedir parola?
On a fait Ie Liquidiser. Tu as eu peur.
Sıvılaştırıcıyı yapmıştık.
Souviens-toi, si ça dérape, je lâche Ie mot magique, Courteney Cox.
Şimdi, hatırla, eğer işler sarpa sararsa, ben parolayı söyleyeceğim, Courteney Cox.
Tu as du bronzage sur Ie col, Harry.
Ten rengin yakana bulaşmış, Harry.
Je veux vraiment Ie gagner.
Yarışmayı kazanmayı çok istiyorum.
On a Ie droit d'avoir des sentiments.
İkimiz de hissediyoruz.
- allez, Harry, arrête Ie baratin.
- Hadi ama, Harry, saçmalamayı kes.
Sinon, on pourrait faire une émission intellectuelle avec des personnalités décédées comme Mozart ou SherIock holmes, qui critiqueraient Ie programme de Ia semaine à travers vous.
Ya da zeka içerikli bir gösteri olur, ölmüş insanlar konuk olur, Mozart ya da Sherlock Holmes, o haftanın TV programlarını senin aracılığınla yorumlarlar.
Donc tout Ie monde à notre bureau pourra Ie voir à Ia télé, et si tout se passe bien, on pourra signer ici.
Harika. Merkez ofisteki herkesin gösteriyi TV'de görme şansı olacak, ve işler yolunda giderse, anlaşmayı hemen burada yapabiliriz.
Pourtant tout Ie monde peut faire un sandwich et en parler pendant des heures.
Evet, ama herhangi biri bir sandviç yapıp bununla devam edebilir.
Je l'ai dit et je ne veux pas Ie répéter : alors, va te faire voir, d'accord?
Sana bir kere söyledim, bir kere daha söylemem, o yüzden, koyayım sana, tamam mı?
Le dernier, et dans une certaine mesure, c'est-à-dire Ie nombre de votes, Ie moindre, Tony White et ses globes de plaisir.
... sonuncusu ve bazılarına göre, oy sayısına göre, sonuncu, Tony White'ın Neşe Küreleri.
Linda, comme vous Ie voyez, est une femme, mais ça ne compte pas, parce que c'est une assistante.
Linda, açıkça belli ki, bir kadın, ama görünüşe göre sayılmıyor, çünkü o bir yardımcı.
Tout Ie monde sourit.
Pekala, millet. Kocaman gülün.
Je ne peux pas Ie dire.
Aslında, söyleyemem.
Tu vas faire Ie médium?
Psişik gösterisi mi yapacaksın?
Tout Ie monde sourit.
Pekala, kocaman gülün, millet.
Non, mais j'ai hâte de Ie faire.
Hayır, ama sabırsızlıkla bekliyorum.
On a tous pris Ie mauvais chemin et fini dans des endroits bizarres.
Hepimiz yanlış köşeyi dönüp kendimizi acayip bir yerlerde bulmuşuzdur.
Regardez Ie faire-vaIoir.
" Yardakçıya da bakın.
Oui, mais juste une précision, vous aurez Ie salaire d'un faire-vaIoir.
Elbette, ama açıklığa kavuşması için soruyorum, yardakçı ücreti ödüyoruz, değil mi?
C'est ça, Ie jeu d'acteur.
Bu oyunculuktur.
Hamlet, c'est les doigts dans Ie nez, si on maîtrise Ie faux pas.
Eğer tökezlemede ustaysanız, Hamlet hiç birşeydir.
Je pense que si on maîtrise Ie nouveau thème, ça se jouera entre nous, karl, Ies remarquables Carrington et Greg Davis.
Eğer yeni sahne gösterisini iyi oturtursak, olay bizimle Karl, Kayda Değer Carrington'lar ve Greg Davis arasında geçer.
Arrête Ie baratin, Linda.
Saçmalamayı kes, Linda.
Arrêtons Ie baratin, Linda, et contentons-nous de faire l'amour comme des bêtes.
Saçmalamayı keselim, Linda ve sadece harika bir şekilde sevişelim.
Tu es lâche et retardé sur Ie plan affectif.
Sen duygusal olarak gelişmemiş bir korkaksın.
C'est ta scène, Ie Tordeur.
Senin sahnen Sökücü.
Tu n'aurais pas vu Dani dans Ie public, par hasard?
Dani'yi seyirciler arasında gördün mü?
Bien sûr, un peu d'insultes avant Ie match. Tony, espèce de magicien à Ia noix.
Evet, biraz maç öncesi sataşması, Tony, seni işe yaramaz sihirbaz.