Translate.vc / French → Turkish / Jacky
Jacky translate Turkish
277 parallel translation
Elle est plus âgée qu'Yvonne et peut-être même que Jacky.
Ayrıca Madeleine Yvonne'dan daha yaşlıdır. Jacqueline'den bile yaşlı olabilir.
- Marco, Jacky, couvrez-nous.
Tamam. Marco, Jacques, bizi koruyun.
Jacky, grenades incendiaires?
Jacques, yangın el bombaları?
Et Jacky, c'est ça?
Değil mi? - Evet. Doğru Harry.
Nous nous étions réfugiées dans un salon de thé.
Margaret ve Jacky'le birlikte yağmurdan kaçmak için... küçük bir çaycıya gittik.
La femme de Jacky St Pierre l'avait quitté.
Jacky St Pierre'in karısı onu terk etmişti.
- Jacky s'était fait livrer une barrique.
- Jacky bir fıçıyı içmişti.
Pauvre Jacky.
Zavallı Jacky.
Jacky disait qu'il allait reconquérir Jill à genoux.
Ve Jacky, yalvarması bile gerekse, Jill'i geri kazanacağını söyledi.
- J'aimais bien Jacky.
- Jacky'yi severdim.
- Jacky!
- Jacky!
Réponds, que s'est-il passé?
Jacky, lütfen, hadi. Ne oldu?
Non, un vrai cadavre!
Hayır. Demek istediğim, ölü, Jacky.
Tu sais ce que je veux dire.
Ne demek istediğimi biliyorsun, Jacky.
- Je dois appeler Jacky.
- Jacky'yi aramam gerek.
Salut, Jacky, me revoilà.
Merhaba, Jacky. Yine ben.
C'est ce que dit Jacky.
Jacky de öyle diyor.
Bon Dieu, qui c'est, ce Jacky?
Söylesene kim bu Jacky?
Jacky a fait ça?
Bunu Jacky mi yaptı?
Jacky n'est pas mon ex. Avant lui il y a eu un autre type.
Jacky eski kocam değil. Jacky'den önce başka bir kocam vardı.
Je vais appeler Jacky.
Jacky'yi aramam gerekiyor.
Quand on ne m'a plus offert de rôles... Bref, il s'occupe de moi.
Filmlerde rol alamadığım zaman bana Jacky bakar.
Chez moi, Jacky est un nom de pédé.
Bakersfield'de, Jacky eşcinsel adıdır.
Ces 2 messieurs voudraient vous voir.
Jacky, bu iki bay seni görmeye gelmiş.
L'endroit idéal pour un baiseur, à moins que tu sois pédé?
Bir erkek için harika bir yer. Yoksa sen homo musun, Jacky?
Oui. Jacky m'a appelé à Tokyo.
Evet, Jacky beni Tokyo'dan aradı.
Le fuseau horaire, il s'en fout quand il veut quelque chose.
Aradaki saat farkına rağmen Jacky'yi bilirsin, istediği zaman istediğini yapabilir.
- Je t'en prie!
- Hadi, Jacky.
Bien sûr, Jacky.
Elbette, Jacky.
Mais reste en dehors.
Önemli değil, Jacky. Bilmene gerek yok. Sen bu işe karışma.
- Où est-il?
- Jacky nerede?
Je ne veux pas te faire de mal.
- Canını yakmak istemiyorum. - Jacky.
Où est Jacky?
O nerede? Jacky.
Adieu Jacky!
Güle güle, Jacky.
Je crois... qu'il va pourrir en cellule.
Ve bence Jacky hapse girecek,.. ... kadın az hapis yatacak ya da yatmayacak.
Assez, Jackie!
- Bırak Jacky.
"Qu'on ne revienne pas."
Başka Jacky.
Avec ces chaussettes percées!
- Ve de çorapları delikse. " - Yapma Jacky!
- Tu l'aimes, ta Jackie?
- Jacky'ni seviyor musun?
Arrête! C'est important.
Jacky dur, bu önemli.
Tu te souviens de Jackie?
- Jacky'yi hatırlamıyor musunuz?
Qu'as-tu, Jackie?
Sorun ne Jacky?
Mais en quoi cela nous aide-t-il, moi ou Jackie?
Jacky'e ve kendime ne kadar iyi sayılırım ki?
Ohé, Jackie.
Selam, Jacky.
C'est la porte ouverte aux infections.
Yazık. Enfeksiyonu yenmesi zor değil mi, Jacky?
D'où il sort l'argent, ton Jacky?
"Jacky" nasıl zenginleşti? Bir antika arabaya kelepir denmez.
Ecoute...
Bak, Jacky...
On ne peut pas!
Jacky, yapamayız.
- Jacky.
- Tamamdır!
- Arrête!
- Yapma Jacky!
Arrête!
Yapma Jacky.