Jcpenney translate Turkish

Un chèque-cadeau pour JCPenney?

JCPenney'den bir hediye çeki mi? Evet.

Nous allons visiter l'endroit où JCPenney envoie ses marchandises endommagées.

JC Penney *'nin hasarlı malzemelerini yolladığı yere gideceğiz.

On a reçu le catalogue J.C. Penney.

JCPenney'den yeni kataloglar geldi.

On s'est stationnés du côté du Macy's, donc on doit être ici, tout près du JCPenney.

Macy's'in oraya park ettik, demek ki JC Penney'nin oradayız.

Elle a travaillé dans un grand magasin.

- JCPenney'de çalıştı o.

Et ne vole pas ce maquillage chez JCPenney. ça t'évitera la prison.

Ayrıca JCPenney'den şu Caboodle makyaj setini çalma böylece zor zamanlar geçirmezsin.

Comment tu veux que j'aille faire mes achats dans une boutique?

Elimi kolumu sallayarak JCPenney'ye gidemem.

Tu attaches l'étui de revolver et tu cours vers le JCPenney avec entrain.

Beline tabancalığını takar ve terk edilmiş JCPenney'e dalıp silahlarını ateşlersin.

Je l'ai achetée chez JC Penney.

JCPenney's'den aldım.

Bah, parce que Lexy est mannequin pour JCpenney, et Barry ressemble à un stupide géant vert.

Lexy JCPenney'de mankenlik yapıyor Barry'se neşeli, yeşil budala maskotu.

Pourquoi tu portes ces vêtements misérables de JCPenney quand tu peux te payer des Armani?

Armani'den giyinebilecekken ne diye JCPenney gibi ucuz bir yerden giyiniyorsun?

En direct de New York, la parade de Thanksgiving de J.C. Penney.

New York City'den canlı yayınla JCPenney Şükran Günü Yürüyüşü başlıyor.

La parade de J.C. Penney?

- JCPenney yürüyüşü mü?

- Je gérais presque ce magasin JCPenney.

- Resmen JCPenney işletiyordum.

Elle n'a jamais compris qu'on ne marchande pas chez Jcpenney.

JCPenny'de pazarlık yapamayacağını öğrenemedi bir türlü.

Les jeans JCPenney sont faits dans le Tennessee.

JCPenney kotları Tennessee'de yapılıyor.

Victoria's Secret et JCPenney ont changé de fournisseurs quand ça s'est su.

Victoria's Secret ve JCPenney bağlantıları ifşa olunca tedarikçilerini değiştirdi.

Est-ce qu'ils ferment tout un JCPenney simplement pour qu'il puisse essayer un costume?

Mağazanın tamamını mı kapatıyorlar? Sırf takım deneyebilsin diye.