Translate.vc / French → Turkish / Jesus
Jesus translate Turkish
11,005 parallel translation
Jesus.
İsa'yı.
Merci Jesus.
- Jesus'a teşekkür et.
- Jesus.
- Jesus.
Je suis là pour voir Jesus.
Jesus ile buluşmaya geldim.
Avec Jesus?
Jesus ile mi?
Oh, rien juste que Callie déménage Um, je ne trouve personne pour danser dans mon équipe Jesus va aller en pensionnat, mais à part ça, je vais très bien.
Yok canım bir şey, Callie taşınıyor, dans takımımda dans edecek kimse bulamıyorum, Jesus da yatılı okula gidiyor ama onun dışında harikayım yani.
Au fait, Jesus veut reprogrammer le rendez-vous avec le scout de Flintwood.
Jesus, Flintwood memuruyla olan randevumuzu ertelemizi istedi.
Je suis désolé Jesus ne pouvait pas se joindre à nous.
Jesus'un gelememesine üzüldüm.
Tu vois vraiment Jesus aller dans une école militaire?
Jesus'u askeri bir okula gidiyor olarak düşünebiliyor musunuz?
Puisqu'on en parle, c'était très drôle parce que Jésus est rentrer à la maison à l'improviste, et a trouver le dépôt de Timothy dans notre salle de bain.
Madem her şeyi anlatıyoruz : Jesus'un pat diye eve gelip de banyoda Timothy'nin sperm kabını bulması da gerçekten çok komikti.
- Jesus christ, Lindser!
- Yapma be Lindser!
- Jésus est en vie.
- "Yüce Tanrım."
Putain c'est quoi? Doux Jésus!
- Ne oluyor amına koyayım?
Oh, doux Jésus. JOSH :
- Ot içmiş.
Jesus Christ.
Yüce tanrım.
- Jésus, je suis juste... - Vas-y.
Tanrım, ben...
Jésus avait prévu que Judas le dénoncerait au Sanhédrin.
İsa, Yahuda'nın onu Sanhedrin'e satacağını önceden söylemişti.
Nous sommes les disciples de Jésus de Nazareth.
Bizler Nasıralı İsa'nın öğrencileriyiz.
Le moyen par lequel j'ai l'intention de mettre un terme à tes incessantes plaintes à propos de ce Jésus.
Sayesinde şu İsa hakkındaki durmak bilmez zırlamalarına son vereceğim vesileyi.
Qu'est-ce qu'il y a avec ce Jésus qui les rend tous aussi fous?
- İsa'da onları böylesine bir cinnete sürükleyen ne var?
Pourquoi ce Jésus ne pourrait pas juste rester mort?
- Bu İsa niye ölü kalmıyor?
Pendant ce temps, ce culte de Jésus devient plus fort d'heure en heure.
Tüm bunlar olurken de bu İsa tarikatı her saat başı güçleniyor.
Jésus.
İsa'yı.
Jésus.
- İsa.
Jésus était juste ici dans cette pièce.
- İsa tam burada, bu odanın içindeydi.
Donc, Jésus... était ici avec vous tous? Oui.
Yani, İsa...
Jésus.
- İsa'yı.
Je crains que je ne sois pas la personne que Jésus pense que je suis.
İsa'nın beni sandığı gibi bir adam olmayabileceğimden korkuyorum.
Mais ce que j'ai, je te le donne au nom de Jésus de Nazareth.
Ama sahip olduğum şeyi, Nasıralı İsa adına sana veriyorum.
C'est par Jésus que cet homme marche de nouveau.
Bu adamı tekrar yürüten İsa'dır.
Dieu nous a envoyé son serviteur, Jésus, et Dieu l'a sauvé de la mort.
Tanrı bize hizmetkarını, İsa'yı gönderdi ve Tanrı onu yeniden diriltti.
Jésus est vivant.
İsa hayatta.
Laissez Israël savoir... Dieu a crée le Seigneur et le Messie Jésus.
Tüm İsrail duysun, Tanrı, İsa'yı Rab ve Mesih atadı.
Jésus est monté aux cieux, et Dieu y fera des miracles. et en fera aussi sur Terre ici-bas.
İsa yükseldi ve Tanrı, yukarıda gökyüzünde belirtiler ve yerde mucizeler yaratacak.
Jésus de Nazareth en a eu un.
Nasıralı İsa'nın da bir tane vardı.
Jésus!
Tanrım!
- Tu sais que Jésus était un juif. - Je l'ai entendu dire.
- Biliyorsun, İsa da ilk önce Musevi'ydi.
Jésus Marie Joseph.
Ulu Tanrım.
Oh, Jésus-Christ.
Aman tanrım.
Jésus frappe à... Moins de 24 heures avant les primaires en Iowa. Les républicains sont sereins, aucun favori ne se détache.
Iowa ön seçimlerine 24 saatten az bir süre kala Cumhuriyetçilerin favori adayının kim olduğu belli değil.
Jésus Christ...
Of...
Jésus Christ, Jerry.
- Şansa geldi, ben istemedim ya.
Jésus.
- Konuşacak bir şey yok.
Jésus Christ, Harry!
Artık elimdesin, Bosch!
- Et je suis vraiment reconnaissant que Dieu, Jésus, M. Ross et toute l'équipe de Miami m'aient accordé cette chance.
Tanrı'nın, yüce İsa'nın, Bay Ross'un ve tüm Miami organizasyonunun bana bu fırsatı tanımasından ötürü şükran doluyum.
Jesus Christ.
- Tanrım.
Et Jésus pleura, parce qu'il n'y avait plus de mondes à conquérir.
Ve İsa ağladı, çünkü fethedecek dünyalar kalmamıştı artık. Yeniden çok sağolun beyler.
Doux Jésus.
Hey Allah'ım.
Si je suis un martyr, ça fait aussi de Jésus un martyr.
- Eğer ben mağdursam bu hesaba göre İsa da mağdurdu.
- Seigneur Jésus, c'est une autre voiture.
- Aman Tanrım, başka bir araba. - Hayır...
Doux Jésus, merde.
Vay anasını.