Translate.vc / French → Turkish / Jeux
Jeux translate Turkish
7,716 parallel translation
Alternant entre le génie et les mauvais jeux de mots.
Deha ve kötü sözcük oyunları arasında değişen.
J'ai gagné un poisson rouge à un de ces jeux.
Bir keresinde bu oyunların birisinde akvaryum balığı kazanmıştım.
Pourquoi joue-t-il à ces jeux?
Bu neden bu oyunları oynuyor?
Eh bien, je ai eu curseurs avant, mais pour les jeux, Tu veux vraiment quelque chose en petits morceaux.
Önceden kaydırıcım vardı, fakat kumarda, birşeyleri biraz daha keskin istiyorsun.
Mec, tout ce temps, tu jouais aux jeux vidéos et buvais?
Dostum, tüm bu süre boyunca, bilgisayar oyunu oynayıp içiyor muydun?
Ce sont tous des menteurs jouent à leurs jeux en ligne.
Kendi online oyunlarını oynarken hepsi birer yalancı. - Sararmış, çarpık diş.
C'est la salle de jeux.
Burası oyun odası.
Mon ami a cette équipe de joueurs de jeux vidéos et ils jouent en compétition samedi à Houston.
Bir arkadaşımın Leauge of Legends takımı var ve Houston'da cumartesi günü turnuva oynayacaklar.
J'adore les jeux vidéos.
League of legends'a aşığım ben.
Maintenant la vie de Stan est un bordel, Jimmy a des problèmes de jeux d'argent, et Dieu seul sait ce que devient Tommy.
Şimdi ise Stan'ın hayatı mahvolmuş, Jimmy'nin kumar sorunu var ve Allah bilir Tommy neler yapıyor. Evet, olacak.
Je pense que ça fait 12 jeux à... - Combien y-en-a-t-il?
Sanırım böylece 12'ye karşı kaç oldu?
N'aimez-vous pas les jeux, M. Lyle?
Siz oyunlardan hoşlanmaz mısınız Bay Lyle?
Ma mère a ses propres jeux.
Annemin kendine göre oyunları var.
Ces terribles jeux.
- Ah bu korkunç oyunlar...
Remplis de jeux enfantins, avec les Serpents et les Échelles et colin-maillard.
Yılan oyunu ve körebe gibi... çocukça oyunlarıyla dolu olan.
On va jouer à des jeux, on va faire du coloriage, et peut-être même qu'on va s'asseoir en silence pendant 30 secondes.
Oyun oynayacağız. Resim yapacağız. Bakarsınız 30 saniyeliğine tıp oynamış gibi sessiz bile dururuz.
Viendrais-tu a une fête dans mon garage si tu es la seule invitée et le thème est les jeux olymiques nus?
Tek davetlinin sen olacağı, Çıplaklar Olimpiyatı temalı garajımda düzenleyeceğim partiye gelir misin?
J'allais m'arrêter aux Jeux Olympiques nus
Çıplaklar Olimpiyatı'nda duracaktım.
Les jeux vidéo?
Video oyunlarından mı?
Elle adore les jeux de rôle, et les costumes.
Yok ya, o özellikle inandırmayı ve farklı göstermeyi seviyor.
Vous aimez les jeux de rôles et les histoires de dragon?
Selam millet, ejderhalı rol yapma oyunlarından oynamak ister misiniz?
Je la voulait tellement, mais Laurie déteste les jeux videos.
Bunu aylardır istiyordum ama Laurie video oyunlarından nefret ediyor. Hadi!
Tu trouves les jeux vidéos stupides. J'ai juste pensé que...
Sen video oyunlarının aptalca olduğunu düşünüyorsun.
Les cubes dans la salle de jeux forment un nom :'Charles'
Oyun odasındaki küplerden Charles ismi çıkıyor.
Oui, chéri, pour la salle de jeux, tu te souviens?
Oyun odası için aldım ya yavrum, hatırladın?
Il y avait des toilettes à côté de la salle de jeux.
Oyun odasının dışında bir tuvalet vardı.
La salle de jeux?
Oyun odası mı?
Je mate les Jeux olympiques 24 h / 24.
Burada 7 / 24 olimpiyatlar olur.
Il y a des jeux? Ouvrir une session Nom d'utilisateur - Mot de passe
- Oyun var mı?
Tu veux jouer à des jeux vidéos?
Video oyunu oynamak ister misin?
Allons... allons jouer au jeux-vidéos.
O zaman oyun oynayalım biraz.
Allons... allons jouer au jeux-vidéos.
O zaman oyun oynayalim biraz.
Il n'y avait... que 2 signatures, seulement 2 jeux d'initiales.
- Yani... - Sadece iki imza, iki çift baş harf vardı.
"jusqu'à la fin des Jeux de Toronto."
"koşuluyla."
Toi seule doit la coacher jusqu'à la fin des Jeux, si tu veux l'héritage.
Mirası istiyorsan, sadece sen ona antrenörlük etmelisin, ta ki yarışmayı tamamlayana kadar.
Pour les Jeux, c'est bien d'avoir un soutien.
Oyunlar için evet, destek olması güzel.
Après ma blessure, je voulais faire les prochains Jeux.
Sakatlandıktan sonra bir sonraki Oyunlar'da yarışmak istedim.
Les Jeux sont dans quelques jours.
Birkaç gün içinde Oyunlar için yola çıkacağız.
À ce jour, aucun ne s'est qualifié aux Jeux ou aux Championnats des États-Unis.
Şu ana kadar hiçbiri Oyunlara ya da Ulusal Şampiyonaya katılmaya hak kazanamadı.
Mais si tu pouvais être juste 10 % moins strident. = = jeux de mot intraductible sur une chanson de Disney = =
Ancak % 10 daha az cırlak olursan moda gireceğim.
Je joue aux jeux vidéos pendant que Bernie s'occupe des impôts.
Bernie vergileri hallederken, video oyunları oynuyorum.
Alors quel jeux es-tu...
Neyse, Hangi oyunu...
Pendant que vous étiez assis ici en train de jouer aux jeux vidéos, j'ai lavé la voiture, récupéré des produits d'entretien et je suis allée à la banque.
Siz burada oturmuş oyun oynarken arabayı yıkatıp temizlik malzemesi aldım ve bankaya gittim.
Les rois et reines ne parient jamais aux jeux.
Krallar ve kraliçeler asla karşılaşmalara bahis koymaz.
Le jour des grands jeux, rassemblez tous les grands maîtres et grands sages et les maîtres dignes que vous pouvez trouver et assassinez les tous.
Büyük oyunların başladığı gün bulabildiğin bütün yüce sahipleri, bilge sahipleri değerli sahipleri bir araya topla ve hepsini öldür.
De nombreux bons combattants sont morts essayez de survivre aux jeux.
Çokça yüce savaşçı, büyük oyunlara katılma yolunda hayatını kaybetti.
Depuis des générations, dans les jours menant à de grands jeux, il est coutumier pour notre souverain de faire les tours des stands inférieurs pour honorez les combattants de sa présence.
Nesiller boyunca, büyük oyunlara hazırlanan günlerde hükümdarımızın düşük çukurlardaki savaşlarda yer alarak savaşçıları varlığıyla onurlandırması gelenek hâlini almıştır.
J'écris des chansons pour des jeux vidéos.
Oyunlar için müzik besteliyorum.
- J'ai peur des règles des jeux TV. Je sais ce que c'est.
Tamam, yarışma programı kurallarından korkuyorum.
♪ Les jeux étaient fait ♪
# Oynayacak başka as yok #
Ouais, vos jeux, jeux vidéos,
Evet, oyun gecesi, video oyun gecesi yapıyor ve yönetmenin yorumuyla film izliyoruz.