Translate.vc / French → Turkish / Joon
Joon translate Turkish
745 parallel translation
Jeon Eungoo, Kim Daehee
Park Joon-ho Senaryo : Kim Jeong-sook
C'est encore Joon.
Joon telefonda.
- Tu n'oserais pas, Joon!
- Bu ne cüret, Joon!
Joon?
Joon?
Elle va être seule tous les jours.
Başka bir hizmetçi bulamazsam, Joon evde yalnız kalır.
Joon, à table!
Joon, yemek!
Joon.
Joon.
- Joon, continue à coller tes gommettes.
- Joon, lütfen sen pullarını tutkallar mısın?
- Joon a appelé.
- Joon aradı.
Tu dois prendre tes médicaments.
İlaç vakti, Joon.
- Joon, c'est toi qui triches.
- Joon, kandıran sensin.
Comment je vais faire avec Joon?
Joon'u tutma şansım nedir ki?
Je ne peux même pas avoir une relation sans me soucier de Joon.
Joon'a uyup uymayacağı endişesi taşımadığım bir ilişkim bile yok.
Je vais m'arrêter toutes les 15 minutes pour appeler Joon et savoir si ça va.
Ne yaptığını öğrenmek için her 15 dakikada durur, Joon'u ararım.
- Joon, on doit y aller.
- Joon, gitmeliyiz.
- Voici Joon.
- Bu Joon.
Peut-être qu'il pourrait parler à Joon du foyer, non?
Hey, belki de o Joon'a grup evinden bahsedebilir, ne dersin?
" Chère maman, j'ai quitté Mike après l'avoir gentiment remercié et j'habite maintenant avec Benny et Joon Pearl, deux amis dévoués.
"Sevgili annem, Mike'dan sevgi ve şükran duyguları içinde ayrıldım ve şu an Benny ve Joon Pearl adlı iki sadık arkadaşla yaşıyorum."
- Ils sont jolis les poissons.
- Joon bana çok hoş bir balık verdi.
Joon me dit que c'est un homme.
Joon onun erkek olduğunu söyledi.
Enfin, vous savez comme Joon transforme tout.
Joon'u bilirsin, kelimelerle arası çok tumturaklıdır.
Joon... et... et moi... nous... tu vois?
Joon... ve ve ben anlarsın işte.
C'est pour Joon.
Joon için.
Joon...
Joon.
Joon, s'il te plaît, allez.
- Joon, lütfen, yapma.
Joon!
Joon?
Joon!
Joon!
- On doit trouver Joon.
- Hayır, Joon'u bulmalıyız.
- Où est la chambre de Joon?
- Joon'un odası neresi?
À présent, Joon serait dans un environnement contrôlé.
Joon şimdiye kadar, yardımsever ve denetim altındaki bir çevredeydi.
Pourquoi ne pas demander l'avis de Joon?
Neden Joon'a ne istediğini sormuyorsunuz?
On veut ce qu'il y a de mieux pour toi.
Joon, senin için en iyi olanı istiyoruz.
- Joon est là?
- Joon içeride mi?
KIM Hyung-Joon
Jonathan H. KIM
Tu connais le gars qui est mort avec Kyung-Ah? Lee, Dong-Joon?
Kyung-Ah ile beraber ölen çocuğu, Dong-Joon Lee, onu tanıyor musun?
Tu penses que Dong-Joon a été à la station avec eux?
Sence Dong-Joon onlarla beraber tatil köyüne gitti mi?
Un copain de Dong-Joon les a rejoint.
Dong-Joon'un bir arkadaşı da onlara katılmıştı.
Elle rencontra un home appelé Oh, Chang-Joon A l'age de 21 ans.
21 yaşındayken Chang-Joon Oh isminde biriyle tanıştı.
- Chang-Joon.
- Chang-Joon.
Le fils de Chang-Joon.
Chang-Joon'un oğlu.
Aide-moi! Aide-moi à retrouver Joon Joon.
Lütfen Junjun'u bulmama yardım et.
Aide-moi à retrouver Joon Joon.
Lütfen Junjun'u bulmama yardım et.
Allo, c'est Chang-joon, un ami de Sang-hwan.
Merhaba, Sang-hwan'ın bir arkadaşı, Chang-joon'um.
Se-hoon a quitté l'école sans aucune raison, et Hyun-joon, nous ne restons plus vraiment en contact.
Se-hoon sebepsiz bir şekilde okuldan ayrıldı... Hyun-joon... Biz artık görüşmüyoruz.
Et Hyun-joon?
Peki ya Hyun-joon?
Ah, Hyun-joon?
Ah, Hyun-joon?
Allez, Hyun-joon, allez!
Devam et, Hyun-joon, devam et!
Son nom, c'est "Joon Joon".
— Sanırım onun ismi Junjun. — Umut.
Conduis-moi près de Joon Joon.
Lütfen beni Junjun'a götür.
Son nom, c'est "Joon Joon".
— Ben isim Junjun. — Sanırım onun ismi Junjun.
Conduis-moi près de Joon Joon.
buna inanamayacaklar.