Translate.vc / French → Turkish / Juice
Juice translate Turkish
434 parallel translation
Limonade ou jus de crabe.
Mountain Dew ya da Crab Juice.
Pourquoi j'ai bu tout ce jus?
Neden o kadar Crab Juice içtim ki?
Très Juice Newton.
Juice Newton'vari.
Crois-moi, Juice, elle te trompe dès que t'as le dos tourné.
Sana söylüyorum Juice, arkandan bir işler çeviriyor.
- Paradise Juice.
- Cennet Meyve Suyu.
Le lit défait me manque, le jus d'orange, les magazines ouverts...
I miss the unmade bed, your orange juice, magazines left open...
Après Juice, on m'a craint encore plus.
Juice'u çektikten sonra imajım daha da ürkütücü oldu.
Mon audition pour Juice était encore un coup de chance.
Juice için seçmelere katıldığım gün şanslı günlerimden biriydi.
Juice m'a aidé à prendre confiance en moi.
Juice bana çok yardımcı oldu, çünkü özgüvenimi artırdı.
Ce jeune acteur de 22 ans, Tupac Shakur, jouait déjà dans Juice et l'on espère le revoir bientôt.
22 yaşındaki genç oyuncu Tupac Shakur. Juice filminde oynamıştı, umarım onu yakında yine izleyebiliriz.
This remote control s got plenty of juice, but... the board s clean, no scoring.
Eh... bu kumandaya meyve suyu bulaşmış, ama... içi temiz, kaçak yok.
Quand la banque te saisira, je racheterai ton commerce, et j'en ferai une affaire plus rentable comme une salle de gym.
Banka ipoteğe el koyunca, dükkanını satın alacağım ve onu, Bally's, ya da Jamba Juice gibi altın yumurtlayan bir kaza dönüştüreceğim.
- Pourquoi on n'irait pas au Jamba Juice?
- Jamba Juice'e gidelim mi?
C'est le scandale le plus excitant depuis que "The Juice" s'est échappé.
Bu çok heyecanlı bir skandal. Juice dışarı çıktığından beri.
"The Juice" court toujours.
Juice, hala dışarıda.
Hoochie, jus de wombat, tigger yum yum.
Hoochie, wombat juice, tigger yum yum.
J'ai cru comprendre que Gene a découvert que O.J., les initiales de orange juice, n'étaient pas brevetées. Alors, il l'a fait.
Portakal suyunun başharfleri olan o.j.'nin patentini almış.
Il nous faut plus de Jungle-juice pour les enfants!
Çocuklar için daha fazla meyve suyuna ihtiyacımız var.
Je représente la société Jamba Juice.
Ben Jamba Meşrubat Şirketini temsil ediyorum.
Jamba Juice... veut ouvrir une boutique dans ce quartier?
Jamba Meşrubat burada bir işyeri mi düşünüyor?
Jamba Juice est prêt à payer 1.900 $ le mètre carré.
Jamba Meşrubat, metrekaresine 175 dolar vermeyi düşünüyor.
Jamba Juice monte son offre. 2.475 $ le mètre carré.
Jamba Meşrubat tekliflerini metrekaresine 225 dolara yükseltti.
Je sais que vous ne voulez pas vendre, mais je voulais vous dire que Jamba Juice a monté son offre à 3.000 $ le mètre carré.
Biliyorum satmak istemiyorsun ama bilmen gerekir Jamba Meşrubat, teklifini metrekaresine 275 dolara yükseltti.
Jamba Juice.
Jamba Meşrubat!
Sa clientèle a déserté son cabinet pour un centre de massage qui vient d'ouvrir entre son cabinet et Jamba Juice.
Zavallı masaja gelen bütün müşterilerini, onunla Jemba Juice arasına, yeni dükkan açan lisansız bir masaj salonuna kaptırdı.
Et enfin, l'acte de transfert de propriété à Jamba Juice.
Ve son olarak, Jamba Juice'a senedin transferi.
La plupart d'entre vous connaissent Olivia comme l'adorable petite fille dans les pubs Tasty Juice.
Çoğunuzun bildiği gibi Olivia "Tasty Juice" reklamlarında oynuyor.
Non, mais tu peux avoir du Tasty Juice.
Hayır, ama "Tasty Juice" içebilirsin.
Mais la carrière de la petite Olivia en est peut être qu'à ses débuts, avec la déclaration d'aujourd'hui de Tasty Juice qui la nomme porte-parole et la remplace dans une nouvelle campagne publicitaire par la légende du rock n'roll Chuck Berry.
Ama küçük Olivia'nın kariyeri bugün açıklanan bir habere göre... başladığı gibi biteceğe benziyor. Olivia'nın reklam kampanyasından çıkarıldığı yerine ise rock'n'roll'un efsane ismi Chuck Berry'nin getirildiği açıklandı.
J'ai bu un milk-shake un peu trop riche.
Çok sütlü Jamba Juice içmiştim.
# J'vais plomber le - -nnard #
# I'm gonna juice the mother... uckers #
Il y a un Jamba Juice.
Jamba Juice de dahil olmuş olabilir?
Popi? Juice plus tard.
Sonra meyve suyu içerim.
Une fille au centre commercial travaille chez Ado-Mode. Comme je lui ai fait un prix sur du tissu
Alışveriş merkezindeki Teen Juice'da çalışan bir kız var.
Tu sais où on peut dégoter du V-juice?
Adamım, nereden vampir suyu bulabiliriz, biliyor musun?
Il me faut du V-juice.
Birazcık vampir suyuna ihtiyacım var. Çok kötü bir şekilde.
Les médecins connaissent les effets du V-juice?
Doktorlar vampir suyunun bunu yapabildiğini biliyor mu?
Juice devrait arriver bientôt, Clay.
Juice yakında burada olmalı Clay.
Juice.
Juice.
Juice?
Juice?
- Quel con, Juice.
- Lanet olsun Juice.
S'ils sont OK, Juice et toi, vous vous chargez des canons.
Onlar bunu hallederse silahları sen ve Juice götüreceksiniz.
Traîner des barils? Laisse l'apprenti aller avec Juice.
Sadece variller götürülecek, bırak da yeni çocuk halletsin.
Juice va rester pour superviser l'assemblage des AK.
Juice burada kalıp AK'lerin birleştirilmesiyle ilgilenecek.
Dès qu'on s'en prendra à Alvarez, les SOA et les Mayans vont tirer de partout. Juice et toi, vous passez les coups de fil, d'accord?
Alvarez'le ödeşeceğiz ve bu çok fazla SoA ve Maya kuvveti arasında olacak.
Washington, Utah, Nevada...
Sen ve Juice savaş borusunu çalacaksınız. Washington, Utah, Nevada.
Juice... enlève son doigt, ensuite, bourre cette gaze dans la blessure, et je fermerai avec ça.
- Juice. ... Juice parmağını yaradan çekecek. O anda sargı bezini yaraya bastırmanı istiyorum.
Tu t'es bien débrouillé, Juice.
Harika bir iş çıkardın Juice.
Laroy a aucune loyauté envers nous.
Juice, Laroy'un bize karşı sadakati yok.
- Le fameux O.J.
- Juice'u mu?
Je prends un jus de crabe.
Crab Juice alayım.