Justo translate Turkish

Le soldat Gonzalez a bu mon encre croyant que c'était une potion. Je ne peux plus écrire.

Asker Justo Gonzales, ilaç sanıp mürekkebimi içtiği için, artık yazamayacağım.

Il prendra le lit de Justo.

Justo'nun yatağını alacak.

- C'est celles de Justo.

- Onlar Justo'nun.

Justo a la 9éme côte de Monaldi. Et trois croix rouges.

Justo'nun üç kırmızı haçı vardı.

Cette nuit, avant d'être réveillé par les cris de Justo... je rêvais... que ma valise était en bois.

Bu gece, Justo'nun çığlıkları beni uyandırmadan önce... rüya görüyordum... Sırtım tahtadan yapılmıştı.

Justo, Orlando, Leon.

Justo, Orlando, Leon.

Rien au monde ne justifie de vivre comme des insectes.

Justo kafama silah dayamıştı. Parayı nasıl alabilirdim?

Justo, que personne ne touche à la mallette!

Justo, kimse çantaya dokunmasın!

Justo, entrée principale.

Justo, ana giriş alarmı.

Justo, il est dans ton secteur.

Justo, senin kısmında.

Ça va, Don Justo?

- Ne haber Don Justo? Nasılsınız?

Et alors, Don Justo...

Ne oldu Don Justo?

Excusez, je dois y aller.

Kusura bakma Don Justo, artık gitmem lazım.

Qu'y a-t-il, Don Justo?

Ne oldu Don Justo?

Justo Benedetti.

Beneditti.

A votre service.

- Justo Beneditti.

Rendez-moi un service.

Bana bir iyilik yapın Don Justo. Bana bir iyilik yapın.

- Justo Benedetti.

- Justo Beneditti.

Voici Don Justo.

Bu bey, Don Justo.

Allez-y, asseyez-vous.

Buyurun oturun Don Justo. Oturun, işte oldu.

Un chamamecito pour Don Justo.

Don Justo'ya bir'Chamamecito'çalın bakalım.

Don Justo attendez-moi à la voiture.

Don Justo siz beni kamyonette bekleyin.

Monte Grande, San Justo et Avellaneda.

Monte Grande, San Justo ve Avellaneda.

Même San Justo et tout le pays sont à moi.

San Justo da benim. Bu şehir de!

À San Justo, région de La Matanza, province de Buenos Aires, les parties déclarent déléguer les pouvoirs en faveur de Maître Héctor Sosa,

" San Justo, La Matanza Kasabası, Buenos Aires, Yasal vekâlet haklarımızı tamamen Avukat Hector Sosa'ya devrediyoruz.

Par la Juan B. Justo, tu y es en 20 mn.

20 dakikalık sürüş mesafesinde.

Elle habite à San Justo.

Anneannem San Justo'da yaşayan kardeşini görmeye gitti.

On a dû la faire interner de force pour quelques mois.

Onu San Justo akıl hastanesine yatırmak zorunda kaldık. Bir kaç ay orada kaldı.

- Ça va, Don Justo?

- Nasılsın Don Justo?

Asseyez-vous, Don Justo.

- İyi akşamlar! - Nasılsın Don Justo?

Donne une empanadita à Don Justo.

Git, Don Justo'ya yiyecek bir şeyler getir.