English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Jã

translate Turkish

81 parallel translation
Allez, vous avez dà © jà à © tà © sous La douche avec un mec.
Merhaba, çocuklar.
L'institution sur Le bord de La Route de JÃ © richo.
Hadi! - Oh!
Je suis enceinte. - Dà © jÃ? T'es sà " re?
# Tüm gece yapabiliriz #
Vous avez dà © jà baisà © une pà © tasse qui a eu trois ou quatre mà mes?
- Evet.
Et tu devrais dà © jà être au Lit.
Direksiyon'ı bırak - Çok zevkli. Denemen gerek.
Emmener Cecilia au Last Splash aprà ¨ s avoir dà © jà demandà © à Aquamarine.
Aquamarine'ye teklif ettikten sonra Veda partisi için Cecilia'yı seçmişsin.
Tu as dà © jà passà © du temps dans l'eau?
Hiç suda vakit geçirdin mi?
Oui, Cà © cile, nous avons dà © jà manquà © le feu d'artifice, et maintenant nous ratons la soiree.
Cecilia, havaifişek gösterisin kaçırdık, ve şimdi de partiyi kaçırıyoruz.
Exact, zà © ro partout sur le chrono et les supporters de Carolina sont dà ¨ jà debout.
Bu doğru, saat sıfırı gösteriyor ve Carolina taraftarları çoktan ayağa fırladılar bile.
- Dà ¨ jà jouà © au football?
- Hiç futbol oynadın mı? Hiç mi? - Hayır, efendim.
A sa place, je serais dà © jà morte.
Onun yerinde olsaydım çoktan ölmüştüm.
- Tu as dà © jà couchà ©?
Seks yaptın mı?
à ‡ a fait beaucoup. J'avais dà © jà tentà ©, mais jamais aussi longtemps.
Ne zaman denesem, eski halime geri döndüm.
Mais je dois dà © jà tenir 60 jours. Et pour à § a, j'ai un plan.
Önümüzdeki otuz gün New York civarında dolaşacağım.
Oui, et en 5 jours, j'ai dà © jà perdu 6 ou 7 kg, pas loin de 10 kg.
Ve tabiki su da içiyorum. Bana ilham veriyorsun. Sadece benim kilomdaki insanlar için değil, herkes için.
Dans le Nouveau Testament, Jà © sus a jeà " nà © pendant 40 jours.
Yahya peygamber oruç tutmuştu. On iki havari oruç tutmuştu.
Et les gens s'inscrivaient dà © jà pour le prochain test. Le 1er jour, je me suis demandà © ce qui m'avait pris, parce que j'adore manger.
İlk gün neden yaptığımı bilmiyorum ama, çünkü yemek yemek istedim, ve üçüncü günde ondört saat çalıştıktan sonra normalde eve gidip yatarken, dışarı çıkıp bir buçuk saat daha çalıştım.
Aprà ¨ s à § a, j'ai dà © jà dà © cidà © de me mettre au rà © gime soupe et salade pendant un temps.
Başka bir şey yemek için, içimde hiçbir istek yok. Tamamen gitti.
Cousine, si il est pas dà © jà amoureux de toi, il ne le sera jamais.
Kızım, eğer şimdi seni sevmiyorsa bir daha asla sevmeyecek.
Je serais dà © jà a Paris.
Paris'te olacağım.
Je veux dire, JÃ © sus, il pourrait y avoir le choléra aussi.
Demek istediğim, yüce isa, Kolera ortaya çıkmış olabilir orda.
Hà ©, Don, dà © jà commencà ©?
Hey, Don, hala başlamadı mı?
Mais j'ai l'impression, que tu le savais dà © jÃ.
Senin hakkında oldukça iyi hislerim var.
J'ai dà © jà essayà © la connexion.
Zaten bağlantıyı denedim.
J'ai dà © jà recousu autour des yeux, mais tu vas devoir le tenir à © veillà ©... au moins pour les huit prochaines heures en raison du risque de commotion cà © rà © brale.
Gözünü diktim ama sarsıntı riskinden dolayı en az 8 saat onu ayık tutmak zorundasınız.
Tu as dà © jà couru ta course.
Çok hızlı koşuyorsun.
Tu vois, tu me comprends dà © jÃ.
- Gördün mü, beni şimdiden anlıyorsun. Sıra sende.
Il faudrait regarder là - haut aussi. Oui. Nos hommes y sont dà © jÃ.
Bakıyoruz, yukarıda birkaç adamımız var.
On l'a dà © jà appelà © e. Ils viendront pas avant demain.
Polisi aradık, yarına kadar gelmek istemiyorlar.
Il doit dà © jà être trop loin pour faire demi-tour.
Onu geri getirmek için çok geç.
Je lui ai dà © jà lancà © une cartouche d'encre.
Bir keresinde kafasına toner kutusu attım. Hadi ya?
Comme je te l'ai dà © jà dit... Les gens qui passent leur temps à rêver ne sont...
Anlıyorum, dinle, çok fazla... hayal gören insanlar pek...
Les Ressources humaines ont dà © jà licencià © des gens, tu verras le changement à ton retour.
İnsan kaynakları işten çıkarmalara başladı... döndüğünde çok farklı bir iş yeri bulacaksın.
Oh mon oncle vous êtes dà © jà lÃ?
- Neden bu kadar erken geliyorsun?
Je me suis dà © jà excusà © e, non?
Zaten diledim, değil mi?
Oui, je t'ai dà © jà vu. Long Qi, n'est-ce pas?
Bir kez karşılaşmıştım.
Tu as tuà © des personnes, mais as-tu dà © jà tuà © une vache?
İnsan öldürdün de, hiç inek öldürdün mü?
Je l'ai dà © jà trouvà ©. Il est à Yi Bei avec Bing.
Onu çok daha önce Bing'le Yi Bei'de buldum.
Tu m'as dà © jà vu combattre sur le ring.
İyi olduğumu bildiğini biliyorum.
Velma, tu t'es dà © jà dit que la WWE ne s'expliquait pas scientifiquement?
Velma, WWE'nin belki de bilimsel olarak açıklanamayacak bir şey olduğu hiç aklına geldi mi?
Il les avait dà © jà à © changà © es.
Sahtesiyle değiştirmişti bile.
Est-ce que tes chevilles et orteils enflent dà © jÃ?
Ayak bileklerin ve parmakların şişmeye mi başlamış?
Je sais dà © jà comment respirer.
Nefes almayı biliyorum zaten.
Je me dis que tu as dà © jà pris de nombreux congà © s.
Düşünüyorum da çok fazla izin kullandın.
Et la toute premià ¨ re fois que vous recevrez notre seigneur Jà © sus-Christ dans votre à ¢ me.
Ayrıca, ilk defa... Rabbimiz İsa Mesih'i ruhlarınıza alacaksınız.
... Jà © sus-Christ dans votre à ¢ me.
Rabbimiz İsa Mesih'i ruhlarınıza alacaksınız.
Strindberg Wiederkind JÃ ¼ tgen Klinsmann... ça ira très bien en soirée.
Bir gecede olur.
C'est dà © jà bien d'avoir essayà ©.
Eğer böyle birşey deneyecekseniz, aklınızda bulunsun.
Les Apà ´ tres ont jeà " nà © aux cà ´ tà © s de Jà © sus.
Birçok dindar insan,
Tu es dà © jà venu ici?
Daha önce de yapmadık mı?
Dà © jà que je ne voulais pas venir, là c'est vraiment la cerise sur le gà ¢ teau!
Mmm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]