Translate.vc / French → Turkish / Jäger
Jäger translate Turkish
128 parallel translation
Salut, Mlle Jäger.
Selam Bayan Jager.
Tu es l'homme de campus, dirigeant les grands événements comme les Jeux Olympiques de Jäger.
Olaylara Jäger Olympics gibi yaklaşan tam bir kampüs çocuğusun.
Oui, bien, tu n'as pas vraiment vécu... avant d'avoir donné le coup d'envoi de Jäger.
Evet, yaşamış sayılmazsın... Jäger'e atış yapana kadar.
C'est notre oncle Jäger.
Bu bizim Jäger Amca.
Cela incluait un peu de Mötley Crüe et beaucoup de Jäger.
Gerçi bunda biraz Motley Crue'nun ve çokça Jager'ın etkisi vardı.
On va commander des shots de Jägermeister.
Jäger içkisinden içireceğiz.
Non, elles ne vont pas boire des shots de Jäger.
Dostum, Jäger içmezler.
Franchement, ça ne devrait pas être trop compliqué de mettre entre les pattes de ces petites salopes ne serait-ce qu'un verre.
En azından bu sürtüklerin boğazından bir şişe Jäger geçirebiliriz.
Après celui-là, on verra si on peut en faire passer un deuxième.
Ardından diğer Jäger'ı geçirip geçiremeyeceğimizi görürüz.
Il y a du gin, de la tequila, du Jäger...
Cin tonik, tekila, Jäger...
Je vais prendre un Jäger Bomb.
Tamam, ben de bir Jager Bombası alayım.
Pas de Jäger Bombs.
Jager Bombası almak yok.
Hé bien, on était sur le toit On buvait des verres de Jäger.
ilk olarak çatidaydik ve Alman Kanyagi içtik.
Ouais, on va prendre une assiette de croquettes, et de la Jäger?
Evet, Bir tabak Tater Tots ve Jager alalım.
- Deux Jägers.
İki Jager.
Je vomis mon Jäger sur ses cuisses Aldous Snow et P!
Jäger kusuyorum hamur gibi kalçalarına...
Un shot de Jäger?
- Bir kadeh Jäger ister misin?
Continue à regarder, tu comprendras pourquoi tes hamsters s'appellent Jäger et Meister.
Bakmaya devam et Travis. Sıçanlarına neden "Jager" ve "Meister" adını taktığını bulacaksın. *
Jäger, du lubrifiant, - des capotes XXL.
- Cık, ben değilim.
Les serveuses apportent les shots entre leurs nibards?
Kızlar göğüslerinin arasında Jäger shut bardaklarıyla dolaşıyor mu?
- Un Jäger.
- Likör içelim.
- Un Jäger.
- İçelim.
Capitaine Nelson, le colonel Jäger voudrait vous voir.
Yüzbaşı Nelson, Albay Jäger sizi ofisinde görmek istiyor.
Jäger?
Jäger mı?
- Le colonel Jäger?
- Albay Jäger mı?
Colonel Jäger, au nom du code pénal militaire, vous êtes en état d'arrestation.
Albay Jäger, Birleşmiş Milletler'in cezai adalet iç hizmet kanununa göre, tutuklusunuz.
Vous seriez partant... - pour faire des Jäger Bomb?
Biraz "J.B" içmeye ne dersiniz?
Ça aurait un goût de Jäger.
Tadının likör gibi olduğunu duymuştum.
M. Jager, calmez-vous!
Sakin olun bay Jaeger.
Très bien, je veux une Yaegermeister et un verre de Jell-O.
- Tamam bir Jager Meister, bir de Jell-O shot.
Colonel Henry De Jager, le plus grand criminel Sud-Africain
Albay Henry De Jager, Güney Afrika'nın bir numaralı suçlusu.
On fera comparaître Jager.
Senin için De Jager'ı ayarlarız.
Ecoutez, De Jager...
Bakın, Bay De Jager...
De Jager a dénoncé ses supérieurs, et s'est donc lui-même impliqué.
De Jager üstlerini ve kendisini ifşa etti.
Nous sommes satisfait de noter que le Colonel De Jager a agi sous les ordres de ses supérieurs.
Albay De Jager'ın devletin güvenlik birimindeki üstlerinin emirlerine uyduğuna inanıyoruz.
De Jager sera jugé pour 63 meurtres.
De Jager 63 cinayetten yargılanacak.
Y a 2 ans, la sœur de Nicky Jager, Debbie, a rencontré un riche Français et a passé un mois sur son yacht en pleine Méditerranée.
İki yıl önce Nicky Jagger'in kızkardeşi çok zengin bir Fransız adamla tanışıp bir ay boyunca adamın yatıyla Akdeniz'i dolaştıklarını duymuştum.
Ça vous dit?
Jager ( viski ) sever misin?
Tout le monde aime le Jager?
Buradaki herkes Jager seviyor değil mi?
Trois Jagers et un NyQuil.
Üç Jager ve bir NyQuil.
Sers-moi quelques Jager en plus - pour les gars du Queens.
Baksana, Queens'li çocuklar için iki kadeh Jager daha versene.
Je bois de la vodka, Seth. J'ai arrêté la Jager au lycée.
Seth, Jager içmeyi lisede bıraktım.
Voilà la bande "qui ne boit pas de Jager"!
İşte "Biz Jager içmeyiz" tayfası.
Dr. Jager, Dr. Cuervo, Dr.
Dr. Jager, Dr. Cuervo, Dr. Captain Morgan.
- Quand on se met à communier à coups de Jager, il est temps de se calmer.
- İnsanlara içkiyle yol göstermeye başladığın an, durulma zamanı gelmiş demektir.
De la poésie et des verres à 2 $.
Söylenen şiirler ve 2 dolara jager.
Dans les bars, on devrait vous recevoir avec un sourire et un verre, pas un :
Bar müdavimleri genelde seni güler yüz ve bir bardak Jager ile karşılar.
J'y mettrais de la liqueur pour faire un truc qui déchire. Et je te ferais un câlin viril, car je t'aime.
Onu biraz Jager'la karıştırıp iksir bombası yapardım sonra da seninle içerdim, kanka çünkü seni seviyorum.
Quand j'ai vu mes relevés de carte de crédit, j'ai pensé "Putain, une arnaque", puis j'ai regardé de plus près ce qui avait été acheté :
Kredi kartımın faturaları gelmeye başladığında dolandırıcının bir herhalde sandım. Ama biraz daha dikkatli incelediğimde bira, Jager, kayganlaştırıcı ve magnum kondom...
L'ancien Dutch te descendrait comme un shot de Jager mais le nouveau utilise ses mots au lieu de ses poings.
Eski Dutch, seni iki seksen yere uzatırdı ama yeni Dutch, yumrukları yerine kelimelerini kullanıyor.
Du Jäger?
Jaeger mi?