English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / K

K translate Turkish

1,524,936 parallel translation
Tu es fâché parce que je suis tombé?
Düştüğüm için kızdın mı?
Papa n'est pas fâché.
Baba, Min-woo'ya kızgın değil.
Min-woo, tiens-toi!
Min-woo! Sıkı tutun!
Il me faut les résultats au plus vite pour mon prochain article.
Sıradaki makalem için sonuçların en kısa zamanda düzenlenmesi ve yüklenmesi gerek.
On appelle ça un T.R. Il varie selon la configuration choisie.
Kısaca GT diyoruz. Nasıl kurduğuna bağlı.
Imaginez-vous éveillé dans ce rêve.
Sonra kendini o rüyada uyanık hayal et.
Votre fille?
Kızın mı?
Viens voir.
Kaldır bakayım kıçını.
Vous avez vu la photo de ma fille?
Daha önce kızımın fotoğrafını gördün, değil mi?
Mais elle n'arrive pas à le dire d'une seule traite.
Ama o kısa cümleyi bir nefeste söyleyemiyor.
ma fille aurait pu naître en bonne santé.
Kızım da sağlıklı doğabilirdi.
On s'est rencontrés comme ça.
Öyle tanıştık.
C'était addictif.
Bağımlılık yapıcıydı.
Puis, c'est devenu d'un ennui mortel.
Ama sonra acayip sıkıcı oldu.
Pourquoi tant de politesse?
Bu kibarlık nereden çıktı?
Vous pourriez rester coincé dans son subconscient à jamais.
Onun bilinçaltında sonsuza dek sıkışıp kalabilirsin.
S'il meurt quand vous êtes dans son rêve, vous n'aurez aucune issue.
Sen içerideyken Kyung-hwan ölürse senin için çıkış yolu yok.
On devait kidnapper ton fils demain.
Yarın oğlunu kaçıracaktık.
On monte!
Yukarı çıkın!
J'essaie juste de sauver ma fille.
Kızımı kurtarmaya çalışıyorum.
Pas un geste ou je tire.
Kıpırdama yoksa ölürsün.
Il ne mérite pas de mourir, mais ma fille, si?
O çocuk ölemez ama kızım ölebilir mi?
Je ne t'en veux pas.
Sana kızmıyorum.
je dois sauver ma fille coûte que coûte.
Kızımı kurtarmam gerek, ne olursa olsun.
C'est une fille.
Bu bir kız.
Lewis a parlé de ça, il a dit... que les ponts s'effondreraient, les satellites tomberaient du ciel, et, tu sais, ça.
Lewis bundan bahsetmişsni, Köprüler yıkılmaya, gök yüzünden uydular düşmeye, ve, bilirsiniz işte, bu.
Mais est-on en sécurité en restant sur le toit?
Artık burası güvenli olmaya bilir yani biz çatıdakiler için?
On a construit la maison parfaite.
Mükemmel evi yarattık.
D'accord, comme toujours, je te félicite pour cette histoire fantasque et futile mais pourtant pertinente et se révélant être une vieille anecdote franchement ennuyante.
Evet, tamam, Pekala, uh, ve her zamanki gibi konu ile alakasız, ama eninde sonunda konuya bağlanan ve gereksiz sıkıcı ayrıntılar ile bizi aydınlattığın için teşekkürler.
Adieu mon ami, je sais que je t'en ai fait voir de toutes les couleurs, mais tu t'en es occupé comme un chef.
Görüşüzü, sevgili arkadaşım. Biliyorumki seninle çok şey yaşadık, ama sen gerçek bir tualet gibi karşıladın.
Elle dort.
Peki, gidip onun kıçını kaldır.
J'ai pris ton équipement médical, tous tes albums, et en gros tout ce que l'on peut prendre en vitesse.
Bütün Sağlık malzemelerini, albümlerini, ve basitce kapabildiğimiz herşeyi.
♪ et tu te casse de cet endroit ♪
♪ Hamile kıçını oradan kurtarırsın ♪
Pourquoi on a pas pris la vache?
neden ineği yanımıza almadık?
On a pas pris la vache.
ineği yanımıza almadık.
Bon, ça va faire 3 heures que l'on roule,
Hey, Yaklaşık 3 saattir ortalıkda geziyorum
Et quand Todd lui a roulé dessus et ses boyaux sont sortis, mais il a réussi à les remettre et maintenant il est quelque part surement très énervé.
Tamam? Ve todd onun üzerinden geçti Bağırsaklarını ezerek hemde, ve bir şekilde adam bağırsaklarını toplayarak geri geldi ve halen orada bir yerlerde, muhtemelen çok kızgın bir şekilde bekliyor.
On longera les côtes, jusqu'à arriver à Zihuatanejo.
Açıkları kucaklayıp, kıyılardna uzaklacaşız ve Zihuatanejo'ya gideceğiz
Et la botte de paille est faite d'aiguilles.
ve samanlık iğnelerden yapılmış. Size söylüyorum,
- On devrait aller choisir un bateau. - Ouais.
- Artık bir bot seçmeliyiz.
Je préférerais vraiment qu'on y aille, vieux.
Uh, biliyorsun gerçekten artık gitmeliyiz, dostum.
Comme la première lueur du jour.
Yeni günün ışı gibi yada bulaşık detarjanı gibi
Tandy, abrège.
Tandy, artık bitirebilir miyiz?
Mais en même temps, je ne fais que commencer parce qu'on est en sécurité maintenant.
ama aynı zamanda, daha yeni başlıyorum çünkü artık güvendeyiz.
Je ne veux pas gâcher votre soirée avec un discours rasant sur l'incroyable année qu'on a eue, que les investissements J-Bak terminent en se classant parmi les cinq meilleures entreprises de la finance.
Bu geceyi, J-Bak Yatırım olarak ne kadar başarılı bir yıl geçirdiğimiz ve dünya çapında nasıl da ilk beş finans şirketi arasına girdiğimiz hakkında sıkıcı bir konuşma yaparak mahvetmeyeceğim.
Couvrez les sorties.
Çıkışı tuttuğunuzdan emin olun, tamam mı?
Ils sont de la division des investigations financières.
Onlar Teminat ve Sahtekârlık biriminden.
Il y a une porte par là.
O tarafta garaj çıkışı var.
Tiens-toi!
Sıkı tutun!
Et je n'ai plus peur maintenant.
ve artık korkmuyorum.
Au moment où j'ai entendu ton accent du Sud, j'ai cru être mort et parti chez les cowboys.
Gail. Senin diğer binada sıkışık kaldığında, öldüğünü sandım ve tüylerim diken diken oldu bilirsin düken diken sözcüğü eklidirç.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]