Translate.vc / French → Turkish / Kai
Kai translate Turkish
1,302 parallel translation
Il n'est pas là?
SeninIe kaIıyor sanıyordum.
- Peace, les gars.
- Hosca kaIın cocukIar.
Simon Pierre se réchauffait.
Ve Simon Peter orada kaIıp kendini ısıttı.
Au revoir.
Hoşça kaI.
Il faut que vous restiez ce soir.
- Bu gece kaIıp çaIışman Iazım.
qui sont épais pour son âge.
... fazIa kaIın oIan saçIarı çoğunu kapamış.
Sa voix nous départage.
Onun oyu oImadan oyIar berabere kaIıyor.
Et merci d'être resté pour m'aider.
Ve L.A'de kaIıp burayı işIetmeme yardım ettiğin için de sağ oI.
Salut.
Hoşça kaI.
Fais tourner la boîte pour Kroehner.
KaI ve Kroehner için caIış. Hukuk faküItesine git.
Bon, salut.
Hoşça kaI.
- Non. Tu as trouvé ce que tu veux faire.
Burada kaIıyorsun çünkü yapmak istediğin bir şey buIdun.
Des substances révéleront si tu as touché un cadavre.
İnsan kaIıntısı eIIeyip eIIemediğini buIacak kimyasaI maddeIerimiz var.
Ne bouge pas.
Orada kaI.
Après un peu de repos... et mes prières psalmodiées, les idées noires passent.
Ama yatakta birkaç saat daha kaIıp... ... duaIarımı okuduktan sonra, karanIık anIar geneIde geçiyor.
Brenda, il y a beaucoup de toi dans ces photos.
Brenda, bu fotoğrafIarın çoğunda senden kaIıntıIar var.
Et je lis un Stephen King dans un motel angoissant.
... ve ben de korkunç bir moteIde kaIıp bir Stephen King kitabı okurum.
Salut, Claire.
Hoşça kaI CIaire.
Au revoir, Claire.
Hoşça kaI CIaire.
Au revoir, bonne journée.
Hoşça kaI anne. Umarım günün güzeI geçer.
- Restez autant que vous voulez.
- İstediğin kadar kaI.
Je suis entourée de... de ces reliques d'une vie qui n'existe plus.
Etrafımda artık... Artık var oImayan bir hayatın kaIıntıIarı var.
lnterprétez-le comme une cérémonie d'adieux.
... ona hoşça kaI deme şansı oIarak düşünürseniz daha yardımcı oIur.
Je ne veux pas d'adieux!
Hoşça kaI demek istemiyorum.
Si on a le temps, ce qui n'est pas sûr avec nos exercices de respiration...
Ve eğer dersin sonunda vaktimiz kaIırsa, söz vermiyorum... ... çünkü nefes aIma dersIerimizi yapmamız Iazım...
Mais si on a le temps, nous ferons des bouquets ronds.
... ama vaktimiz kaIırsa, bir iki sivri aranjman deneyebiIiriz.
Si elle est épaisse, écrasons-la...
... ve eğer kaIın bir sapsa, iyice ezmeIiyiz...
Prenez tout le temps que vous voudrez.
KesinIikIe, kesinIikIe. Lütfen istediğiniz kadar kaIın.
T'es à quel hôtel?
Nerede kaIıyorsun?
Au revoir.
Hoşça kaI David.
- Dr Kai Bowe.
Evet. Adım Doktor Kai Beau.
Genre "Yipi-kai-yeah" et tout.
Yipi ya ya falan diye bağırdık.
Et avant 1949, il a ajusté une dent pour cette racaille Chiang Kai Shek.
Şerefsiz Çan Kay Şek'in dişini yapmıştı, 1949 öncesi.
On s'est débarrassés de ton frère, on fera pareil avec Lai Kai-joe.
Kardeşinle yapmayı başardık, Lai Kai-joe ile anlaşabiliriz.
Quand l'Ange aura tué Lai Kai-joe... nous la tuerons, elle.
Melek işini bitirdiğinde Lai Kai-joe onu cennete göndereceğiz.
L'anniversaire du Général Yuan Shi-kai est pour bientôt.
General Yuan Shi-kai'nin doğum günü yaklaşıyor.
Qui est le Général Yuan Shi-kai?
General Yuan Shi-kai de kim?
Yippie kai yai, ça me donne mal à la tête.
bu migrenimi azdırıyor!
- Il bosse ici, il s'appelle Kai.
- Burada çalışıyor.
- Kai.
Adı Kai - Kai mi?
- Kai veut dire "océan".
Kai. Okyanus demek.
- Elle est à Sunset avec Kai.
Kai ile plajda.
le Kai Toi Mai.
Kai Toi Mai.
D'où Kai Toi Mai :
O yüzden, Kai Toi Mai...
Kai?
- Kai?
Kai, c'est plus court.
- Merhaba. Kısaca Kai.
Très bien. Et toi et Kai?
- Pekala, ya sen ve Kai?
Oui, deux gouines la tiennent.
Orada kaIıyorum.
Nom de Dieu!
Lanet şey - Yippie Kai Yai...
Bonjour, Kai.
- Merhaba Kai.
Mm-mm.
Bu gece kaI.