English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Kia

Kia translate Turkish

196 parallel translation
Ici Kiahuna Pete!
Kia huna Pete'den merhaba!
Si vous trouvez une meilleure affaire ailleurs qu'à Kiahuna Pete...
Evet millet, Kia huna Pete'in yerindekinden daha iyi teklifler bulursanız,
Quand vous rencontrez un type qui vous agace, c'est certainement votre belle-mère!
SinirIerini bozan biriyIe karşıIaşırsan, büyük oIasıIıkIa kaynanandır!
Victime 120, Kia Jilaw, Serpenz Universe.
Kurban 120, Kia Jilaw, Serpenz Evreni.
Ton discours dénonce Gilardi?
GiIardi'yi kundakçıIıkIa suçIayacak mısın?
C'est parce que j'ai chanté la musique de la pub Kia-Ora?
Şarkıyı Kia-Ora'dan söylediğim için mi?
Tu te rappelles la pub Kia-Ora qui faisait...
Kia-Ora'yı bilir misin...
On a encore 40 KIA, deux MIA.
40 kişi öldü var, iki kişi de kayıp.
- On m'a accusé d'injure raciste.
Beni ırkçıIıkIa suçIadıIar.
Il a été accusé de racisme, n'est ce pas?
IrkçıIıkIa suçIanmış gaIiba.
Vas-y, Kia.
Haydi başla, Kia.
Oh, s'il te plait, Kia, tu as besoin d'une lobotomie.
Oh, lütfen, Kia, senin gerçek bir psikologa ihtiyacın var.
Kia, c'est un débile profond.
Oh, Tanrım, Kia, o tam bir geri zekalı.
Tu sais quoi, Kia?
Ne biliyorsun, Kia?
- Kia!
- Kia!
Kia, écoute, je le ferais bien... mais je suis asthmatique depuis que j'ai 6 ans, OK?
Kia, bak, ben yapabilirdim... fakat 6 yıldan beri astımım var, tamam mı?
Kia, il fait de l'asthme!
Kia, o astımlı!
- Linderman-- - Je vais bien, Kia.
- Linderman-- Ben iyiyim, Kia.
Kia!
Kia!
Kia Ora, Paul.
- Seni iyi gördüm Paul.
Kia Rowe. 19 ans.
Kia Rowe, 19.
Kia Rowe était nouvelle à New York.
Kia Rowe şehre yeni gelmiş biri.
Les cadenas ne sont là que pour le spectacle, donc tout le monde aurait pu les ramasser et les mettre dans les chaussures de Kia.
Herhangi biri bunları Kia'nın ayakkabısına koymuş olabilir.
Qu'as-tu trouvé dans le casier de Kia?
Kia'nın dolabında ne buldun?
Et vous vous êtes assurée que Kia échouerait en sabotant ses chaussures.
Kia'ı sabote ederek işi şansa bırakmadın.
Kia était la petite nouvelle, et elle lui plaisait.
Kia yeniydi ve hocamıza çekici geliyordu. Tamam.
Ne me regardez pas comme si j'avais tué Kia.
Bana öyle bakma, Kia'yı ben öldürmedim.
La lame correspond aux coupures sur les bras de Kia, mais il n'y a pas de sang.
Bıçak Kia'nın kolundaki yarayla uyumlu, fakat kan testi olumsuz.
Une danseuse jalouse, ça explique le sabotage, mais... entre saboter les chaussures de Kia et la balancer d'un pont, il y a un monde.
Kıskanç bir dansçı, bu sabotajı açıklıyor, Fakat Kia'nın ayakkabısına kum koymakla onu köprüden atmak çok farklı şeyler.
La substance sous les ongles de Kia Rowe ne vient pas d'un agresseur.
Kia Rowe'in tırnaklarındaki maddeler saldırgana ait değil.
Ça n'a peut-être rien à voir avec le meurtre de Kia.
- Bunların kızın öldürülmesiyle bir ilgisi yok.
Harold le conducteur, Kia et le tueur.
Sürücü Harold, Kia ve onun katili.
Le tueur devait savoir que Kia avait le ticket gagnant sur elle. Il devait aussi connaître les numéros.
Eğer katil Kia'nın biletini bilseydi, numaraları da bilirdi.
Kia jouait les même numéros chaque semaine.
Kia her hafta aynı numaralara oynadı.
Si Kia venait du West Side et que la compagnie de danse est au centre ville...
Eğer Kia batı yakasında yaşıyor ve dans grubu de şehir merkezindeyse...
L'ADN mitochondrial de l'ongle trouvé sur Kia correspond à celui de la peau trouvée sous l'ongle du chauffeur du tram.
Kia'nın üzerinde bulunan tırnağa ilişkin mitokondri DNA'sıyla teleferik sürücüsünün tırnağında bulunan derinin DNA'sı birbirini tutuyor.
C'était le ticket de Kia. Exactement.
- Bu Kia'nın fişi olmalı.
Kia vivait à l'Ouest de la ville.
Kia batı yakasında yaşıyordu.
Oui, Kia était à mon appartement.
Evet. Kia benim dairemde oturuyordu.
Kia a passé une mauvaise audition hier.
Kia dünkü seçmelerde kötüydü.
Un rapport avec Kia Rowe? Non.
- Kia Rowe bağlantısı var mı?
De la peau sous les ongles d'Harold Craven, un ongle trouvé sur Kia Rowe.
Harold Claven'ın tırnaklarındaki deri, Kia Rowe'da bulunan tırnak.
Et vous avez frappé Kia Rowe, elle ne vous avez rien fait.
Kia Rowe'a da vurdun. O sana hiçbir şey yapmadı.
Peut-être détestez-vous ce qu'a été votre vie, Mme Claven, mais Kia Rowe aimait la sienne, et vous lui avez volé sa vie.
Siz belki hayatınızdan nefret ediyordunuz, Mrs. Claven. Fakat Kia Rowe kendi hayatını seviyordu.
A toi, Kia.
Yürü, Kia.
Je m'appelle Herbert Keble.
Ben CoIeman'ın ırkçıIıkIa suçIandığında
C'est le sang de Kia Rowe.
Kan Kia Rowe'a ait.
Kia voulait sortir d'ici.
Kia teleferikten atlamak istemiş.
Il est peut-être venu aider Kia.
Belki buraya geldi.
Elle bondit vers la fenêtre...
Kia'ya yardım için.
- Kia.
- Kia.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]