Translate.vc / French → Turkish / Known
Known translate Turkish
52 parallel translation
There's a world l've always known
There's a world I've always known
I have known only a handful during my life and one day discover cos'? that we have to do.
Hayatım süresince bir avuç başka uzaylıyla karşılaşma şansım oldu, sonunda, bir gün ne yapmamız gerektiğini bulacağız.
We have known Jonathan [ndt - - Poneman] of'Sub Pop'in a bar and Krist was drunk by morning.
Jonathan'la, bir şekilde bir kafede tanıştık, ve Krist sabahtan beri içiyordu.
I have known both time ago in Portland at one of our concerts.
Onunla Portland'de, uzun zaman önce bir gösteride, çalarken tanıştık.
I had never no known what? jerk and charismatic.
Ve bu kadar dışa dönük ve karizmatik biriyle hiç tanışmadım.
The people most cruel that I have ever known.
Tanıdığım en kötü kişilerdir.
Tu es le meilleur homme que j'ai connu.
You're the best man I've ever known
"Just let go of all you ve ever known- -"
( Just let go of all you've ever known... )
# For I have never known completeness # Like being here # Wrapped in the warmth of you
# Çünkü bütünlüğü hiç tanımadım # buradaki gibi # senin sıcaklığınla kuşatılmış # aldığın her nefesi seviyorum
Unknown to death. Nor known to life. Ma force déracine les montagnes!
Ölümün bilmediği... yaşamın görmediği... dünyadan dağları ayıran, suyu ikiye bölen kılıç.
- Bar Known.
- "Bilinen Bar".
- Pas gnome, foire au monstres. Known. Dommage.
"Binilen" değil, akıllım. "Bilinen".
- C'est pas le Bar Known, si?
- "Bilinen Bar", değil mi?
And the last known survivor Stalks his prey in the night
Bilinen son mücadeleci Avının izini gece sürer
Fraîchement nettoyée jusqu'à Erik a pris l'équipe à l'un des grenouilles d'or Last Known sites de reproduction.
Erik, ekibi yıkanıp paklanmış vaziyette altın kurbağaların bilinen son üreme yerlerinden birine götürüyor.
A world that s full of happiness That I have never known
* Benim hiç bir zaman bilmeyeceğim kadar * * mutlulukla dolu bir hayat... *
"Got no time" is what you re known to say
* Meşhursun "vaktim yok" demekle *
You should have known
* Bilmeliydin ama *
l've known of your Your secluded nights
Ben senin tenha gecelerini biliyorum
I think of all the friends l've known
* Ve tanıdığım bütün arkadaşlarımı düşünüyorum *
On n'est pas sûrs de tous les morceaux. La meilleure chanson, c'est l Should Have Known.
Bazı şarkılarda hala soru işaretlerimiz vardı bunlardan en büyüğü I Should Have Known'da idi.
Je pense que l Should Have Known est une chanson qui touche au passé de Dave. Elle fait certainement référence à Nirvana et à Kurt.
I Should Have Known'un Dave'in geçmişiyle ilgili olduğunu hissediyorum bence şarkıda kesinlikle Nirvana ve Kurt'e dair göndermeler mevcut.
Krist Novaselic est venu jouer sur l Should Have Known.
I Should Have Known'da bas gitar çalması için Krist Novoselic'i çağırdık.
Je pense qu'il est temps de faire connaître notre présence.
I think it's time we made our presence known.
Le service de renseignement éthiopienne pense que l'attaque a eu lieu with a Swedish GPS guided shell known as a Sky Shadow.
Etopya İstihbarat Teşkilatı, bu olayın Sky Shadow olarak bilinen İsveç GPS güdümlü bombalardan kaynaklandığını düşünüyor.
♪ Oh, girl, l've known you very well ♪
* Çok iyi tanıyorum seni *
I Should Have Known Better, confiance bâtard d'un traître.
- Bilmem gerekirdi. Bir hainin piçine güvendim.
♪ going down the only road l've ever known ♪
* Bir serseri gibi iniyorum aşağı *
♪ goin'down the only road l've ever known ♪
* Bir serseri gibi iniyorum aşağı *
♪ and the last known survivor ♪ ♪ stalks his prey in the night ♪
* En son hayatta kalan * * Taşır gururla avını *
J'aurais dû mieux savoir que de ramener un cheval de D.U.M.B.O.
I should've known better than to back a horse from D.U.M.B.O.
♪ for the men that l've known ♪
* Tanıdığım bütün erkekler *
♪ for the men that l've known ♪ quest-ce que tu en pense?
* Tanıdığım bütün erkekler açıkça gösterdi * - Ne düşünüyorsun?
[ "Going down the only road l've ever known" ]
Going down the only road I've ever known
A scrub is a guy that thinks he s fly And is also known as a buster
* Beleşçi kendini havalı sanan bir erkektir, pozcu da bilinir ya da *
♪ He's like the son I might have known ♪
* Oğlum gibidir benim *
♪ Tu as dû savoir que j'étais seul ♪
♪ You must have known that I was lonely ♪
( coup de tonnerre ) qui est largement considéré comme le ballet le plus difficile jamais conçu, quand tu es largement considérée comme ayant un des visages les plus gonflés de tous les humains.
En zor bale rutini olarak geniş çaplı olarak hangisi kaul edilirse while you're widely regarded as of having one of the puffiest morning faces of any known human.
On a aussi identifié Ashley Known.
Ayrıca Ashley Kwon'u da teşhis ettik.
La fille Known.
Kwon kızı.
♪ l'd have known by now ♪
# Şimdiye bilirdim #
♪ l'm not crazy ♪ ♪ should ve known much better ♪
* Deli değilim, anlamam gerekirdi aslında *
l've known it from the moment that we met
# Anlamıştım tanıştığımız anda #
A thrill that l've never known
♪ Hiç bilmediğim bir şey bu ♪
♪ I should ve known all along ♪ ♪ That time would tell ♪
# Başında beri bilmeliydim zamanla anlayacağımı #
Ce phénomène connu sous le nom de lever héliaque...
This phenomenon, known as heliacal rising...
S'il connait Drill depuis 30 ans, Il en sait certainement plus
If he's known Drill for 30 years, he damn sure knows more
Je bois parfois trop
Known to get a little drunk
the darkness l've known moon, protect Norma Jeane so that she ll never be alone never alone if our lives were a movie then you d be the star'cause now I know the role I should play to applaud all you do
Ben bilirim karanlığı. Ay korusun Norma Jeane'yi. O tatmasın hiç yalnızlığı...