English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Koku

Koku translate Turkish

4,379 parallel translation
Vous sentez pas quelque chose?
Size de bir koku geldi mi?
Au fait, Commandant, Vos récepteurs olfactifs sont assez exceptionnels.
Yeri gelmişken Binbaşı koku alma duyunuz hayli gelişmiş.
- Sauf pour l'odeur.
- Şey, koku haricinde.
Je viens d'en couper un et je peux dire que ça va être une lente combustion.
Bir tane saldım ve koku yavaşça etkisini gösterecek.
Je viens d'en couper un, et je peux dire que ça va être une lente combustion.
Bir tane saldım ve koku yavaşça etkisini gösterecek.
Quelle est cet odeur?
- Bu koku ne böyle?
Un New-Yorkais de longue date qui est le limier d'une partie, et soudain tu oublies comment aller au Centre Rockefeller?
Hayat boyu New York'ta yaşamış koku duygusu çok güçlü birisin ve bir anda Rockefeller Center'a nasıl gidileceğini mi unuttun?
Effluvium, maniaque, Le Caire.
İğrenç koku, titiz, Kahire.
Cela m'était étranger sur le moment mais...
O an bana yabancıydı bu koku ama...
Quelle est cette terrible odeur?
Bu berbat koku da ne?
Une croûte de fer rouillé, une garniture tel du crottin de cheval de l'année dernière, et l'odeur, oh, oui, tout comme les latrines du poste de garde!
Paslı demir gibi kabuklu içi, bir yıl bekletilmiş at pisliği gibi olan ve o koku yok mu o koku, sanki muhafız tuvaleti gibi!
Non, il ne le paraissait pas, mais l'odeur, elle venait de sa mallette.
Yaralanmış mıydı? - Hayır, yaralanmış gibi gözükmüyordu. Ama aynı koku, çantasına da sinmişti.
L'odeur aurait alerté les chiens.
Koku köpekleri uzaklaştırmıştır.
C'est quoi cette odeur?
Bu koku da ne?
C'est quoi cette drôle d'odeur?
Bu ilginç koku da ne?
C'est quoi cette puanteur?
Bu kötü koku da ne?
Il y a une autre odeur.
Bir koku daha var...
C'est quoi, cette odeur?
Bu koku da ne?
- Quelle odeur?
- Koku mu? Ne kokusu?
C'est dans ta tête.
İyi de koku yok.
L'odeur disparaîtra en un rien de temps.
Evet. Zamanla koku yok olur.
Tu ne sens pas?
Koku gelmiyor mu?
Kieko pensait que tu ne l'aimais pas, depuis que je lui ai montré le livre, elle se moque de ce que tu peux penser.
Kieko ondan hoşlanmadığını sanıyordu ama içinde bulunduğun kitabı ona gösterdim, şimdi ne düşündüğünü pek kafaya takmıyor. Burnuna bir koku geliyor mu?
Nan, c'est pas de ça que j'parlais.
Yok, benim burnuma gelen koku o değil.
Oh. C'est quoi cette odeur?
Bu koku da ne?
C'est l'air de cet endroit.
Bir koku var.
Et ça puait le rat mort dans ma chambre, hier.
- Ve odamda garip bir koku vardı. - Birinin öldüğünü düşündük.
Ça pue encore?
- Hâlâ var mı koku? - Hayır.
Il y a une odeur horrible, de charogne, qui se déplace dans la maison.
Evin içinde çürümüş et dolaşırmış gibi berbat bir koku vardı.
Tu n'as pas l'air en forme et tu ne sens pas très bon.
İyi gibi gözükmüyorsun. Koku da alamıyorsun galiba.
C'était quoi le truc avec les visages, les odeurs, et cetera?
O suratlar koku falan neyin nesiydi?
Ton veston a une bizarre d'odeur.
Ceketinde garip bir koku var.
Qu'est-ce que c'est que cette odeur?
Bu koku da ne?
On dit que l'odorat est le sens qu'on perd en premier.
İlk önce koku duyusunun gittiğini söylerler.
Mais quelle est cette odeur?
Bu koku da ne?
Cette affreuse senteur de Vitaminapuanteur.
Olamaz, şu çirkin Vita-mina-koku-şuk.
Alors pour commencer, je ne sais pas d'où vient cette odeur!
Tamam, ilk olarak o koku ne hiçbir fikrim yok.
Il possédait un odorat phénoménal, une vision perçante et deux bras minuscules. Il...
Mükemmel bir koku alma duyusuyla, keskin görme yetisiyle ve iki küçük kolla donatılmış...
- Le meilleur parfum du monde, ils ajoutent dedans un truc qui pue et qui est vraiment infect.
- İğrenç. ... kötü bir koku içerir. - Doğru.
C'est comme un parfum qu'on adore, dont on peut pas se passer, même s'il a un petit côté aigre-doux.
Koklamaya doyamadığın o parfüm gibi içinde kötü bir koku olsa da koklarsın.
Mon Dieu... cette odeur!
Aman Tanrım! Bu koku da ne!
Tu sens quelque chose?
Bir koku alıyor musun?
- Quelle est cette puanteur?
- Bu koku da ne?
D'une usine, sur une autoroute du New Jersey. Elle a été conçue et synthétisée pour maximiser leur pouvoir d'attraction.
New Jersey'deki bir koku fabrikasında iştahını kabartmak için özel olarak planlanıp yapay yol ile üretiliyorlar.
Mlle Erstwhile, quelle est cette odeur de terre?
Bayan Mazi, sizden gelen bu topraksı koku nedir?
Salut. Oh, ça sent bon ici.
Çok güzel bir koku.
Désolé si je sens mauvais.
Koku için kusura bakma.
Et aussi tes yeux sont rouge sang, tu es paranoïaque, et le van sent bizarre. Fouille moi.
Ayrıca gözlerin de kanlı, paranoyaksın, ve minibüsünde acayip bir koku var.
Bon Dieu, qu'est-ce que c'est que cette horrible puanteur?
Yüce Tanrım, bu berbat koku da ne böyle? Koku mu?
Tu as école. Merci, papa. À demain.
- iyi, seni iyi görmek güzel lucy haklı kullanıcı bağlantısı kesimiş olmalı tutkal.bu koku beni öldürüyor bu gece bir macı var yüksek miktarlı K.O.
Écoute bien :
O koku kimyasal falan değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]