English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Kol

Kol translate Turkish

3,520 parallel translation
Vos bras et vos jambes sont lourds.
Kol ve bacaklarınızda bir ağırlık hissediyorsunuz..
Tu lui diras ce qu'elle doit savoir?
Kendisi yeni. O yüzden kendisine kol kanat gerip, her şeyi öğret.
J'allais faire une exception à cause de tes biceps, je vais arrêter cette expérience si tu danses encore comme un abruti.
Kol kasların yüzünden bir istisna yapmaya niyetliydim ama eğer bir salak gibi dans etmeyi bırakmazsan, bu inanç toleransı deneyini keseceğim.
Le coeur coule et semble mort
Emma, güzel kol düğmelerimi bulamıyorum. Şifonyerin üstündeler.
Il offre un bras agréable et protecteur pendant que tu dors la nuit.
Sadece size gece uyurken sarılacak sıcak, koruyucu bir kol sunuyor.
♪ depuis que tu es dans ce monde ♪ ( glousse ) ( rire ) Tu es un très bon chanteur, et tes bras sont, comme, très musclés.
♪ Sen içinde olunca. ♪ Tamam, harika bir şarkıcısın, ve kol kasların çok seksi.
Parce que remettre a neuf votre plomberie, ça va vous coûter un bras et peut-être même une jambe comme on dit chez nous...
Çünkü tesisatın yenilenmesi, buralarda dediğimiz gibi size bir kol ve belki bir bacağa mâl olacak.
Si ce n'est pas les deux bras et les deux jambes aussi!
Aksi hâlde hem iki kol hem de iki bacak, değil mi?
Ondinisme, fist-fucking, bondage...
Üstüne işemeli, kol ile, Kölelik...
Wow, c'est... vraiment un grand bras.
Vay, bu gerçekten çok kalın bir kol.
Le péché est au-dessus de nous tous, et quelques fois il s'abat.
Günah hepimizin çevresinde kol gezer, ve bazen bizi tuzağına düşürür.
Et j'ai le fémur, la mandibule, l'humérus, and le crâne. d'une petite fille, approximativement trois ans.
Ve dişi bir çocuğa ait kalça, çene, kol ve kafatası kemikleri var, yaklaşık olarak üç yaşında.
Cette grande arcade sourcilière et de l'enfant est caractéristique des Néandertals alors que le radius et le cubitus semblent être Homo sapiens.
Çocuğun alnı oldukça geniş karakteristik olarak Asimile insanlarla aynı, kol ve dirsekler ise Modern insanınkine benziyor.
Maman a alors attaqué l'intrus avec sa meule fracturant son humérus gauche.
Anne sonra gereksiz adama ezme taşları ile saldırır, sol kol kemiğini kırar.
Déplaçons le bloc de Michael Vitali à 5h30. et déplacez Michelle Ramirez à demain, ok?
Michael Vitali'nin kol ameliyatını 5 : 30'a alalım ve Michelle Ramirez yarına, tamam mı?
C'est la manche gauche!
Sol kol bu!
Ce n'est rien, j'ai aussi une journée un peu dure!
Giovanni de eşlik ederdi bize hatta. - Hiç üzülmeyin. Beni de kol gibi bir gün bekliyor.
Ce n'est rien, j'ai aussi une journée un peu dure.
Beni de kol gibi bir gün bekliyor.
Même les bijoux de famille sont là.
Yok. Kol ve bacaklar dahil hepsi burada.
Je veux baiser Jésus dans les trous de ses mains.
İsa'yı kol deliğinden sikmek istiyorum.
Ça s'appelle un coup de poing, mais Marcus l'a rapidement transformé en clé dévastatrice.
Haymaker deniyor o harekete. Ki Marcus bunu hızla bir kol kıskacı ile karşıladı.
J'ai réglé ma montre pour m'en souvenir.
Hatırlamak için kol saatimin alarmını kurdum.
- Comment va son bras?
- Kol ne durumda?
Wow. Deux fractures du bras mal cicatrisées et une fracture de la clavicule.
İki kötü kaynamış kol kırığı ve kırık bir köprücük kemiği.
Les flics sont partout.
Polisler de etrafta kol geziyor.
Kol
Kol.
Kol! Enfin!
Kol, sonunda.
Kol... et Rebekah Mikaelson, deux membres de... la famille de vampires originaux.
Kol... Ve Rebekah Mikaelson, köken ailenin iki bireyi. Bu çok ilginç bir olay oldu.
Kol : Où est le remède?
Tedavi nerede?
Kol : Non.
Hayır.
Kol : Tu n'as pas entendu ce qu'il a dit?
Ne dediğini duymadın mı?
Kol va devenir un problème.
Kol bize sorun yaratacak.
Mais j'ai regarder Kol l'empaler.
Ama Kol'un onu delip geçtiğini gördüm.
Je perds encore quelqu'un et il s'écroule.
Birisini daha kaybedersem bu kol tamamen dağılır.
Le bras, c'est bon.
Sadece kol, bir şeyi yok.
Contusions importantes... sur tout le corps.
Kırıklar ve buna bağlı kanamalar. Gövdede, kol ve bacaklarda künt darbe travmaları.
Leur bras de frappe est souvent plus musclé.
Vuruş yaptıkları kol daha kaslı olur.
David n'a trouvée aucune pièce d'identité, mais il a trouvé ces boutons de manchettes sont gravés avec ses initiales.
David bir kimlik saptayamadı ama bir çift kol düğmesi buldu, harflerden oluşuyor.
votre invité portait ses boutons de manchettes.
Davetliniz bu kol düğmelerini takıyormuş.
Quand je te dirais d'avaler, je veux que tu la sentes descendre dans ta gorge, puis dans ton sang, tes extrémités.
Yutmanı söylediğimde boğazından aşağı doğru akmasını kanına karışmasını, kol ve bacaklarına gitmesini hissetmeni istiyorum.
Formation, les gars.
Kol düzeni.
On dirait une fracture déplacée et fragmentée du radius et du cubitus.
Ön kol kemiği parçalanıp yerinden çıkmış. Dirsek kemiği de kırılmış.
Anne a besoin de ta Xbox, de tes boutons de manchette et de ta montre pour homme?
Anne'de senin Xbox'ın,... kol düğmelerin ve erkek saatin mi duruyordu?
Encore un seul mot, et je porterai tes yeux bleus comme boutons de manchette.
Bir kelime daha et de mavi gözlerini kol düğmem olarak takayım.
Des raideurs? Douleurs aux bras? Maux de tête?
Sıkışıklık, kol ağrısı, baş ağrısı var mı?
un jour où je serais plus pour toi que quelqu'un à qui faire des brûlures indiennes. fouetter une serviette, ou forcer à sentir tes pets.
Bir gün kol kızartmanın, havlu kırbacının kuvvetli osuruk kokunun sana kat be kat dönmesini istiyordum.
Quand le "neurochirurgien" était là, une menace pour moi, je pouvais à peine dormir.
Beyin Cerrahı dışarıda kol gezerken benim için bir tehditken zar zor uyuyabiliyordum.
Pour le Neurochirurgien, je me suis fiée à Dexter, et il a réglé le problème.
Beyin Cerrahı dışarıda kol gezerken sorunumu çözmesi için Dexter'a güvendim. O da çözdü.
Normal pour une future mariée si près du grand jour, non?
Kol düğmesi.
Ils sont encore des milliers dans les rues.
Binlercesi sokaklarda kol geziyor.
Votre artère médiane a été rompue.
Kol atardamarın kesildi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]