Translate.vc / French → Turkish / Koto
Koto translate Turkish
69 parallel translation
Si mon maître m'entendait, il serait furieux... mais le koto n'est qu'accessoire.
Müzik hocam beni duysaydı, öfkeden köpürürdü ama koto ( 13 telli çalgı ) gösterinin ufak bir parçasıydı.
C'est du Canton n ° 2?
Koto Gaz, No.2 mi?
L'autre soir, j'aurais pu le tuer si je n'avais pas entendu le son de ton koto.
Yarın gece, onu öldüreceğim eğer senin müzik aletinin sesini duymazsam.
L'un des deux engins américains que l'on croyait désintégrés en orbite a amerri hier dans l'océan Pacifique, au large des côtes de Californie du Sud, avec, à son bord, trois hommes d'équipage,
Rui-jin-en de aru to no koto desu. Yörüngede kaybolduğu sanılan iki Amerikan uzay gemisinden biri..... dün Güney kaliforniya açıklarında pasifik okyanusuna düştü.
Sotto fureru mono motomeru koto ni muchu de
Umutsuzca bir şeye dokunmak için... Bir rüyadaki şefkatli bir an gibi...
Sotto fureru mono motomeru koto ni muchu de
100 ) } Sotto fureru mono 100 ) } Motomeru koto ni muchuu de
Haruka mirai mezasu tameno hanega arukoto
100 ) } Haruka mirai mezasu tame no 100 ) } Hane ga aru koto
Taito Ku, Koto Ku, Arakawa Ku, Bunkyo Ku, Edogawa Ku, Shinagawa Ku, Oota Ku, Kita Ku, Nerima Ku, Toshima Ku.
Taito Ku, Koto Ku, Arakawa Ku, Bunkyo Ku, Edogawa Ku, Shinagawa Ku, Oota Ku, Kita Ku, Nerima Ku, Toshima Ku...
Anosorawa waratteta Anohannawa waratteta Bokumoitsuka waraukara
ano sora ha waratteita Gökyüzü gülüyor ano hana mo waratteita çiçekler de gülüyor boku mo itsukaha warau kara Bir gün ben de sizinle güleceğim... donna koto demo koeru kara Önümde ki engeli geçtiğim zaman.
Je fais quoi avec Koddo?
Koto ne olacak?
Je dois y aller.
Koto'yu alacağım.
- Vous avez pincé quelqu'un?
- Bir köpeğin baskın mı yaptı? - Evet, Koto.
Écoutez la mélodie de ce koto.
Bu kotonun sesini dinle.
Kikitai no wa Sonna koto ja nai
Lakin duymak istediğim şey... bu muhabbette yoktu.
Yarinokoshiteru koto yarinaoshite mitai kara
{ \ cH55BEEF \ 2cH17A3E4 \ 3cH000000 \ 4cH000000 \ fnComic Sans MS \ fs16 } Önümde daha yıllarım var. { \ a6 \ cH3A3ABA \ 2cH080822 \ 3cH8787A4 \ fnComic Sans MS \ fs16 } Kono omoi wo keshiteshimau niwa Mada jinsei nagai desho İçimdeki bu hissi silip atsam mı acaba?
Yarinokoshiteru koto yarinaoshite mitai kara
[\ cH55BEEF \ 2cH17A3E4 \ 3cH000000 \ 4cH000000 \ fnComic Sans MS \ fs16] Geriye dönüp yarım kalan işlerimi tamamlamak istiyorum.
En fait, rien ne change jamais Dans mon tout petit monde
kawaru koto no nai watashi no chiisai sekai 250 ) } そう 、 変わることのない わたしの小さい世界
Vos leçons portent-elles leurs fruits?
Koto dersleri nasıl gidiyor?
Comment se déroulent ces leçons de koto?
Koto dersleri nasıl gidiyor peki?
Princesse, voudriez-vous jouer du koto afin de distraire messire Akita?
Prenses, bir koto çal da Akita-sama dinlesin.
Quel magnifique air de koto...
Ne hoş bir melodi.
Une superbe pièce d'artisanat de l'époque Koto.
Koto Era'dan, ustalık dolu mükemmel bir parça.
Et pendant que Koto est loin, vous deux serez partenaires.
Koto yokken, ikiniz beraber takılacaksınız.
Lieutenant Koto?
Lieutenant Koto mu?
- Hey, Hildy. Hey, euh, vous apporterez deux Koto jusqu'à la vitesse sur cette première chose, droit?
Çıkınca, ilk iş Koto'yu bilgilendirin olur mu?
Gosse de papa Koto?
Bildiğimiz Koto'nun oğlu mu? Mümkün değil.
Je ne sais pas si Torres avait quelque chose à voir avec cela, mais Koto de là avec le DA et un flic vice.
Torres işin içinde mi bilmiyorum ama Koto, Bölge Savcısı ve Ahlak Polisi burada.
Je vais donner ce Koto.
Bunu Koto'ya götüreyim.
Je l'ai déjà couru par Koto.
Koto'nun haberi var.
Avec Koto en arrêt,
Koto'nun gitmesiyle
Bon retour.
Koto. Hoşgeldin.
Je suis le Lieutenant Koto.
Ben Teğmen Koto.
Pourquoi on ne dit pas juste à Koto que Kaleb a tué Walt et l'a étouffé dans l'oeuf?
Neden Kaleb'in Walt'u öldürdüğünü Koto'ya söyleyip bunu başlamadan bitirmiyoruz?
Je vais le dire à Koto. D'accord?
Koto'ya anlatacağım.
On va remplir un rapport, puis on met Koto dans la boucle.
Rapor sunup, Koto'yu da işin içine sokacağız.
Et de dire quoi à Koto?
Koto'ya ne diyeceksin peki?
Je l'ai eu de Koto.
Koto'dan aldım.
M. Koto.
Bay Koto.
Est-ce que le Lieutenant Koto vous a remis l'affaire Kaleb?
Teğmen Koto hepinize Kaleb davasını mı verdi?
Vous faites une grave erreur, Koto.
Büyük bir hata yapıyorsunuz, Koto.
David : Koto de faire beaucoup de hochements de tête.
Koto habire başını sallıyor.
Je vous ai offert une promotion il ya quelques semaines, Koto.
Bir kaç hafta önce senin için bir tayin istedim, Koto.
Je vais en parler à Koto.
Koto'ya iletirim.
Koto a donné l'alerte maximum.
Ağı genişlettik.
Méchant, méchant garçon!
Kötü, kotö çocuk!
Non...
ima watashi no negai koto ga kanau naraba tsubasa ga hoshii kono senaka ni tori no you ni shiroi tsubasa tsukete kudasai kono oozora ni tsubasa wo hiroge tonde yukitai yo kanashimi no nai jiyuu na sora he tsubasa hatamekase yukitai Eğer şu an bir dileğim gerçekleşecek olsaydı...
Ayanami!
kodomo no toki yumemita koto ima mo onaji yume ni mite iru kono oozora ni tsubasa wo hiroge tonde yukitai yo kanashimi no nai jiyuu na sora he tsubasa hatamekase kono oozora ni tsubasa wo hiroge tonde yukitai yo kanashimi no nai Bu bir çocuğun düşü gibi görünebilir. Ayanami!
Je pensais que je t'avais tué.
Teğmen Koto. Seni öldürdüğümü zannetmiştim.
moi, toi, Terry, Koto?
Ben, sen, Terry, Koto?
Des nouvelles de Koto?
Koto'dan hiç haber var mı?
Ah. Koto, tu m'as fait peur.
Koto, korkuttun beni.