Translate.vc / French → Turkish / Kumar
Kumar translate Turkish
4,087 parallel translation
Ils ne veulent pas de jeux de paris près des églises ou des écoles.
Kiliselerin ya da okulların yakınında kumar istemiyorlar.
Tu joues encore?
Yeniden kumar mı oynuyorsun?
Et au moins ta mère n'a pas joué au poltron avec ta vie!
- En azından senin de annen hayatınla kumar oynamadı!
Je n'ai... jamais... joué.
Ben asla kumar oynamam.
En train de jouer au casino flottant.
Tekne kumarına gitti.
- Ok, en général on encourage pas Tracy à aller à Vegas, à cause de son addiction au jeu et sa peur de la magie.
Tamam ama normalde biz Tracy'i Vegas'a gitmesi için cesaretlendirmezdik. Kumar bağımlılığı ve büyüden korktuğu için.
Il a un problème de jeu.
Kumar alışkanlığı vardı.
Comment avez vous connu Rios?
Rios ile nerede tanıştın? Kumar Bağımlıları Yardım Merkezi'nde mi?
J'ai fait un pari avec ton argent, et t'as perdu.
Paranla bir kumar oynadım ve sen kaybettin.
Remus déteste le jeu.
Remus, kumar oynatmaya soğuk bakıyor.
Si tes jeux s'affichent sur leur radar...
Senin oynadığın kumar onların radarına yakalanırsa...
Peu importe si ce Hestrom s'en prend ou pas à toi, tu dois faire attention, et je ne parle pas seulement du jeu. je parle de ton petit copain gangster.
Hedstrom senin peşinde olsun ya da olmasın, dikkatli olmak zorundasın, sadece kumar merakını konuşmuyorum, şu mafyadan olan sevgilinden bahsediyorum.
Les mauvaises affaires et le jeu l'auront coulé.
Parasını, kötü arazi satışında ve kumar yüzünden harcamış sonunda da.
Agression, dettes de jeu.
Saldırı, kumar borçları.
Ce que tu es sur le point de faire est un énorme pari.
Yapmaya giriştiğin şey büyük bir kumar.
Bon, Harold, Kumar, je vous adore.
Selam çocuklar. Harold, Kumar. Sizi seviyorum.
Non pas que j'approuve ce genre de chose... jeux d'argent, je veux dire.
Böyle şeylere onay verdiğimden değil, kumar, demek istiyorum.
Si Perry est au courant de quelques irrégularités sur ta façon de déclarer tes revenus. La commission des jeux pourrait te retirer ta licence.
Perrin, gelir beyanındaki yolsuzlukları biliyorsa kumar komisyonu lisansını iptal edebilir.
Tu sais, le jeu ou, les drogues ou la prostitution.
Bilirsin, kumar parasi, uyusturucu veya fahiselik.
Non. - Tu joues?
- Kumar mi?
Mes amis détestent quand je joue.
Kumar oynadığım zaman arkadaşım nefret ediyor.
La vie est un jeu.
Hayat bir kumar.
Je l'ai emmené au casino il y a quelques semaines pour lui apprendre à parier.
Birkaç hafta önce onu kumarhaneye götürdüm ve nasıl kumar oynanır öğrettim.
Ma vie a été un gros pari sans récompense.
Hayatım ödülü olmayan büyük bir kumar gibiydi.
Ça aurait pu être pour une activité illégale comme la drogue ou des paris.
Evet, kumar ya da uyuşturucu için de gitmiş olabilir.
John parlait l'argent de la famille.
John aile parasıyla kumar oynuyormuş.
Je suis désolée d'apprendre que l'Agent Booth se bat toujours contre son addiction au jeu.
Ajan Booth'un hala kumar problemiyle uğraşmasına üzüldüm.
Guts, on s'est disputés souvent, mais nous avons affronté la mort ensemble.
Guts, aramızda anlaşmazlık olsa da bu kumarı canlarımızla savaş alanında oynayıp kazanmış kimseleriz.
Je veux prendre le pari.
Ben bu kumarı oynarım.
Marty Gilson, Commission de Contrôle des Jeux.
Marty Gilson, Kumar Denetim Kurulu.
Jouer n'est pas un droit dans cet État ;
Kumar bu eyalette hak değil ;
Le Nevada a révisé le statut 463b qui stipule clairement, plus de coffres ouverts dans la zone de travail
Neveda, 463b kumar tüzüğünde değişikliğe gitti. Kural, çalışma alanında alkol ve ilaç kullanımının yasak olduğunu açıkça belirtiyor.
Êtes-vous joueur M. Grady?
- Kumar oynar mısınız, Bay Grady?
J'ai conduit une limousine là-bas et j'ai joué.
Orada limuzin şoförlüğü yapıp kumar oynamışlığım var.
La plupart du temps, je jouais.
Genelde kumar oynamıştım.
- C'est un pari nécessaire.
- Zaruri bir kumar.
Oh, ce n'est pas du jeu si vous saviez que vous alliez gagner. Ouf!
Eğer kazanacağını biliyorsan kumar sayılmaz.
Officiellement, c'était utilisé comme machines à sous.
Resmi olarak, kumar makinelerinde kullanılıyormuş.
♪ Hit on sluts, then do ten shots and... ♪
# Çıkar kumar makinelerinin tadını #
Six mois plus tard, devine quel parieur invétéré a des épingles métalliques dans les pouces?
Bil bakalım altı ay sonra hangi kumar bağımlısının başparmaklarında metal pim vardı?
Mais vous n'êtes pas autour pour récolter les fruits, à moins que nous ne parlions de l'au-delà, ce qui n'est qu'un hasard.
Eğer sonraki hayatı saymazsak, ödül olarak alacağınız pek de bir şey yok. Hadi ama, bu büyük bir kumar.
Evans, est-il question de mon addiction aux jeux?
Konuşmamız gerek. Dr. Evans, bu cömertliğimi... -... kumar alışkanlığınız için kullanmanızla mı ilgili?
Donnez-moi en un. il est accro aux jeux en ligne. Il est sous médicament en ce moment même?
Siz söyleyin gasp, internetten kumar oynama falan.
Oui, mais c'est aussi le tout nouveau membre de la Commission des jeux.
Ayrıca Kumar Komisyonu'nun da yeni üyelerinden biri.
Et à propos de la Commission des jeux?
Peki ya Kumar Komisyonu?
Il fait partie de la Commission des jeux.
Kendisi Kumar Komisyonu'nda.
Vous pouvez me dire lequel de vos amis de la mafia pourrait avoir des difficultés avec la commission des jeux.
Sizin tayfadan Kumar Komisyonu'yla sorun yaşayan arkadaşının ismini verebilirsin.
Est ce que tu t'es remis aux jeux d'argent?
Yine kumar mı oynuyorsun? Mesele bu mu?
Vous avez parié tout ce que vous aviez, pour quoi?
Elinizdeki her şeyle kumar oynadınız, ne için?
- C'est un pari.
- Bu bir kumar.
Son addiction au jeu doit être revenue.
Kevin n'aptın sen? Kumar problemi tekrar ortaya çıkmış olmalı.