Translate.vc / French → Turkish / Lake
Lake translate Turkish
1,728 parallel translation
Quand j'étais jeune, Ravens Fair était a son apogée, et la ville était construite autour d'un vieux théâtre, le Guignol sur Lost Lake.
Ben küçük bir çocukken, Ravens Fair'in şaşaalı günlerinde kasabada büyük bir tiyatro salonu yapılmıştı. Kayıp Göl'ün yakınlarındaki Guignol Tiyatrosu.
- Celui sur Lost Lake?
Kayıp Göl'ün orada.
Sur Lost Lake.
Kayıp Göl'ün orada.
Je l'ai vu au festival de Salt Lake City.
Salt Lake Film Festivali'nde izlemiştim.
Tourne dans Lake Street et remonte Colorado, je connais un merveilleux bar à sushis qui fait karaoké.
Lake caddesinden sola dön ve Colorada'ya doğru git. Harika bir suşi barı biliyorum. Karaoke de var.
Et regardez cette vue spectaculaire du 8e trou du golf de Lake West.
Şu harika manzaraya bir bakın. West Gölü golf kursu da cabası.
Ils n'arrêtent pas de me demander de venir les voir á Salt Lake City.
Salt Lake City'ye gidip kalmam için yalvarıyorlar.
Le train Lake Shore Amtrak numéro 49 à destination de Cleveland, Toledo, South Bend et Chicago va partir.
Cleveland, Toledo, South Bend ve Chicago'ya giden 49 numaralı Amtrak Treni birazdan kalkıyor. Dokuzuncu peron.
Brielle et Kelly.
Brielle ve Kelli Lake.
On va reconstruire la famille Lake.
Lake ailesini yeniden kuracağız.
- Tu as déjà pensé à Silver Lake?
Silverlake'i duydun mu hiç?
- Je ne suis pas contre Silver Lake.
Silverlake'e karşı değilim.
D'aussi loin que Paris, et d'aussi près que Silver Lake,
Paris'ten uzak mı uzak, Silver Lake'e yakın mı yakın.
Femme, 30 ans, évanouie sur Lake Road.
Kadın, 30'larında, Lake Road'da baygın halde.
On vient de quitter la route principale pour Lake Road.
Lake Road'a giden caddeye sapmak üzereyiz.
Tournez à droite sur Lake Road.
Lake Road'dan aşağı doğru gidin.
Il y a un deux pièces sur Lakeshore avec un concierge.
Lake Shore'da kapıcısı olan, iki yatak odalı bir ev.
Tu ne peux probablement pas te permettre un appart sur Lakeshore.
Lake Shore'daki evlere paran yetmez.
Bienvenue à Lake Leland.
Leland gölüne hoş geldiniz.
Je cherche Lake Leland.
Leland gölünü arıyorum.
Avec tout le respect que je vous dois, Mlle Lake, je ne suis pas assistante, mais journaliste!
Özür dilerim Bayan Lake. Tüm saygıma rağmen, ben asistan değilim. Ben bir muhabirim.
Et Lake avait raison!
Ve Lake haklıydı.
Je suppose que je dois prendre cette pique destinée à Linda Lake pour moi!
Pekala, bu küçük taş Linda Lake'ten sekti ve bana geldi.
Comment le moindre détail de ma vie privée s'est retrouvé étalé au grand jour dans cette rubrique?
Hayatımın en küçük ve özel detayının bile nasıl olup ta, Linda Lake'in köşesine sızdığını anlamıyorum.
D'après ce que je sais, les méthodes de Lake ne s'inspirent pas du code de déontologie des journalistes.
Benim bulduklarıma bakarak, keşfetme teknikleri tam anlamıyla gazeteciliğin etik değerlerinden gelmiyor.
T'avais raison à propos de Lake.
Lake hakkında haklıydın.
Tu sais personne souhaitait la mort de Lake. Mais si tu n'étais pas arrivée à temps, c'est l'annonce de ma mort qu'elle aurait publiée en première page.
Bak, kimse onun ölmesini istemez, ama o zaman gelmeseydin, ilk sayfada benim ölüm ilanım olurdu.
Bon, Katherine Hale a été vue pour la dernière fois ici à Salt Lake City, dans l'Utah, puis trouvée ici même à Golconda, Nevada.
Tamam, Katherine Hale son olarak burada ; Salt Lake City, Utah'da görülmüş ve sonra tam olarak burada Golconda, Nevada'da bulunmuş.
Arrêté à Salt Lake City il y a cinq semaines.
Salt Lake City'de 5 hafta önce yakalanmış.
À côté de Spider Lake.
Spider Gölünün yakınlarında.
Sur Sweeney Road! Près de Spider Lake!
- Sweeney Yolunda.
M. Marlon est aussi recherché dans le cadre d'une enquête sur l'agression d'une vieille dame à North Lake Tahoe, il y a une semaine.
Bay Marlon aynı zamanda bir hafta önce Kuzey Tahoe gölünde... yaşlı bir kadına saldırı olayı için sorguya çekilmek üzere aranıyormuş.
Ou un lac... comme Crater Lake :
- Ya da bir göl. Krater gölünde...
Son signal vient d'une tour à Silver Lake.
Silver Lake'nin oralarda.
Chalet Lake Arrow
Lake Arrow Head Kır evi
The Lake House en comédie musicale, Ie film avec la belle Sandra Bullock, Keanu Reeves...
"The Lake House" un bir müzikalini yapmayı düşünüyorum...
Quelqu un à Salt Lake City a dit que c'etait surement ça et que ca allait couter environ 150 dollars pour une neuve.
Salt Lake City'deki adam, kayışın koptuğunu düşündüğünü ve yenisinin bana 150 dolara patlayacağını söylemişti.
C'était sur le lac Mead.
Lake Mead'deydi.
Oui, Lac Mead.
Lake Mead.
Ils vont appeler l'office du tourisme du lac Mead à la première heure demain matin.
Sabah ilk iş Lake Mead turist görevlilerini arayacaklar.
Elle avait raison à propos du Lac Mead.
Lake Mead konusunda haklıydı.
"Wake at the Lake"
"Gölde cenaze."
Tout le monde est au Wake at the Lake.
Herkes göldeki cenazede.
On est allés au Wake at the Lake pour jouer à Sam.
Böylece, göldeki cenazeye şoförlük yapmaya gittik.
D'après Ashleigh, ils vont à Canyon Lake avec leurs parents tout le week-end.
Ashleigh aileleri hafta sonu için Canyon Gölü'ne götürdüklerini duymuş.
Waldrip a une soeur à Modesto, et la mère de Grace vit à Salt Lake City.
Waldrip'in Modesto'ta bir kız kardeşi varmış, ve Grace'in annesi de Salt Lake'de yaşıyor.
Ng et Lake *, les jumeaux Kray *, Bittaker et Norris *.
Ng ve Lake, Krays, Bittaker ve Noris gibi.
Attendez... elle est née dans l'aristocratie hongroise en 1715, dansait Swan Lake avec The Bolshoi Ballet avant sa transformation?
Dur tahmin edeyim... 1715'te Macar aristokrasisinde doğdu sen onu dönüştürmeden önce Bolshoi Balesi'nde Kuğu Gölü'nde dansetti.
Brielle Lake.
Brielle Lake.
Il y a Seattle,
Seattle var, Portland var Salt lake ve Denver var. Baktığımız zaman ;
Bon, dans Sentiments, il n'y a pas de gagnants, ni de perdants. Ou de dés, ou de pièces de jeu.
"and watching Ricky Lake"