Lead translate Turkish

''Only Love Can Lead the Way.''

"Only Love Can Lead the Way."

''Only Love Can Lead the Way.''Une chanson tonifiante.

"Only Love Can Lead the Way." Sarhoş eder adamı.

Cette fille poignardée dans le dos dont le coroner dit... qu'elle s'est suicidée...

Lead Hill'de sırtında bıçakla yol ortasında yüzüstü yatan... kızı hatırladın mı? Adli doktor intihar demişti. Tabi.

DAVID ST. HUBBINS Lead Guitar

DAVID ST HUBBINS Lead Gitar

NIGEL TUFNEL Lead Guitar

NIGEL TUFNEL Lead Gitar

Nigel Tufnel, première guitare!

Lead gitarda, Nigel Tufnel!

- Le général Hill souhaite vous informer qu'il... se rendra à Gettysburg ce matin avec son général de division, Heth.

- General Hill wishes to inform you that he is going to Gettysburg this morning with his lead division general, Heth.

Oui, il y a un groupe qui s'appelle PALEG,

Evet, var. LEAD adinda bir grup.

PALEG.

LEAD.

Tu es le guitariste solo.

Lead gitaristsin, Oz.

Les Cougars mènent 27 à 7, au milieu du 3e quart-temps.

Cougars lead 27-7 onde ve 3. ceyregin yarisi.

Le guitariste Bob Klose quitta le groupe après les prises de "Lucy Leave" de Syd, comme démo.

Lead gitarda Bob Klose vardı. Fakat demo olarak Syd'in "Lucy Leave" şarkısını kaydettikten kısa süre sonra gruptan ayrıldı.

Celui qui chante ou qui joue la 1ère guitare.

Esas oğlan, şarkı söyleyen veya lead gitar çalan kişidir.

Ils ont changé : un 7ème doigt a poussé à Stevie, le guitariste.

Değişmeye başladılar. Lead gitar çalan Stevie'nin bir gece yedinci parmağı çıktı.

Ma sœur a entendu parler d'un homme qui ressemble à mon père, à Lead, et je vous serais obligé de me laisser y aller cet après-midi.

Ablam, Lead yakınlarında babamın fotoğrafına benzer biri... olduğunu duymuş. Öğleden sonra gidip bakabilirsem, minnettar olurum.

Tom Smith, de Lead.

Lead'li Tom Smith.

Vous avez choisi le jeton no 4, c'est-à-dire le taureau Gunpowder et Lead.

4.numarayı seçtin ve o da Barut Kurşun, Luke.

You caught in lead showers Just because

Kurşun yağmuruna tutuldun Çünkü

You caught in lead showers Just because les négros n'aiment pas jouer, un malheur n'arrive jamais seul

Kurşun yağmuruna tutuldun Çünkü Zencilerin şakası yoktur Yağmur hep sağanak olur

Maintenant, je prêche à Lead.

- Şimdi Lead'te bir papazım.

Le guitariste s'est mis à sortir des riffs au-dessus de ses capacités.

Lead gitarist çıktı ve yeteneğinin çok üstünde çalmaya başladı.

C'est pour la guitare et je suis le guitariste.

Bu bir pena. Ben de lead gitaristim.

C'est lui qui a chanté ma partie?

- That sang my lead?

Elle est à Lead, pas à Cheyenne.

O kadın Lead'de, Cheyenne de değil.

Il s'arrêtera pas pour baiser.

Lead'de mola da vermez.

Hearst déplace son siège à Lead.

Hearst idari karargahını Lead'e taşıyor.

Au moins tu n'es pas le chanteur le plus gros, laid et répugnant qui existe.

En azından onlar iğrenç tenli, yaşayan en şişman ve en çirkin lead vokal değiller.

# The marksman, I spray the lead

Nişancıysam, adalı püskürtürüm.

Teach them well and Let them lead the way

İyi eğitin ve açın önlerini onların

Il joue sans médiator. Jouant l'accompagnement ou les solo avec ses doigts.

Krieger asla pena kullanmaz lead ve ritim gitarı her zaman tırnaklarıyla çalardı.

Hot Lead?

Hot Lead?

Hot Lead était un cover band de Heavy Caliber.

Pekâlâ, Hot Lead Heavy Caliber'in taklidiymiş.

On est Hot Lead

Biz'Hot Lead'iz!

Le 1er chanteur de Hot Lead, Tyler Sims, a pris 4 mois de prison pour l'agression de Mitch Wagner.

Hot Lead'in ilk solisti Tyler Sims... Mitch Wagner'a yaptığı o saldırı yüzünden ilçe hapishanesinde dört ay yatmış.

On est Hot Lead. Et alors?

Eee ne olmuş yani?

Mitch l'a remplacé dans Hot Lead et Tyler a agressé Mitch.

Mitch Hot Lead'de onun yerine geçti... Ve Tyler da ona saldırdı.

On peut parler de votre audition pour Hot Lead, l'an dernier?

Geçen yıl Hot Lead için girdiğin ses sınavı hakkında bir şeyler sorsak sorun olur mu?

Vous devriez postuler pour Hot Lead.

Belki de Hot Lead'de olmalısın.

Donc on a toutes les ventes de billets de toutes les salles où Hot Lead a joué.

Hot Lead'in sahne aldığı bütün tiyatrolardan seyirci listelerini topluyoruz.

J'ai pris contact avec d'autres fans de Hot Lead.

Diğer Hot Lead hayranlarıyla irtibata geçtim.

Paul Kinsey a deux points d'avance.

Paul Kinsey ile The Two-Stroke Lead.

Lead us to the Realm of Athena!

Athena'nın diyarına giden yolu göster.

T'as vu comment ma basse talonnait sa guitare?

Fark ettin mi, benim baslarım onun lead gitarını nasıl izledi.

♪ Here's the people, lead them in the right way ♪ Cos in the streets it s getting hot ♪ And the youths them a-get so cold

♪ Burada insanlar, onların yollarını doğru bir şekilde kurşunlarsa... ♪ Sokaklar ısınırsa... ♪ Ve gençler onları soğuktan alırsa

Sympa de passer. Qui a besoin d'un lead guitar?

Zaten ikinci gitara ne gerek var ki?

Lockman est tout près de la 2e base, mais il volera si Thomson vise la première.

Lockman ikinci bazdaki lead'de ama Thomson bir atış yaparsa rüzgar gibi koşacak.

Lead Belly.

Lead Belly.

Exact.

10 puan için doğru. "Lead lives of quiet- -"

# # Mais on ne peut pas le faire boire Tu as le ventre d'un pécheur # #

~ Well, you can lead a horse to water ~ nbsp

C'est une fille.

- O bir kız. - Ve biz de Hot Lead'iz.

Mais quelqu'un traquait Hot Lead depuis longtemps.

Ama birileri bir süredir Hot Lead'i takip ediyormuş.