English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / License

License translate Turkish

53 parallel translation
j'avais une license pour ca.
Onu saklıyordum.
Et de perdre ma license professionnel... et les faits cité ne seraient pas admissible en justice.
Avukatlık lisansımı kaybederim. Ve gerçekler mahkemede aleyhine kullanılamaz.
Mon patron perdrait sa License.
Patronum ruhsatını kaybedebilir.
Tell me. How many points you got left on your license? Alors, combien il te reste de points sur ton permis, Major?
Baksana, ehliyetinde kaç puan kaldı?
Le plus connu des exemples que nous utilisons pour la plupart des programmes GNU est la GNU General Public License, un document juridique précis spécialisé.
Mesela bizim GNU yazılım paketleri için en sık kullandığımız örnek GNU General Public License, yasaya uygun özel bir belge bu işi başarıya ulaştıran bir belge.
Eh bien, la licence que j'utilise est la General Public License.
Şey, kullandığım lisans GNU General Public License.
TAXI SANS LICENSE
Taksi! Ruhsatsız taksi.
Comment peut on accorder une license d'hotelier à de tels monstres?
Nasıl oluyor da bu yaratıklara otel lisansı verilmiş?
Je travaille sur ma license de détective. - Bien. - Oui et une autre chose que je voulais terminer depuis longtemps.
- Evet, uzun zamandır yapmak isteyip de ertelediğim bir şeydi.
J'ai besoin d'un cobaye pour m'exercer comme ça je pourrais avoir ma nouvelle license.
Piercing ruhsatımı alabilmem için bir kobaya ihtiyacım var.
Je viens d'avoir ma license pour percer, ce qui veut dire que je suis dans la légalité.
Piercing ruhsatımı aldım, bu da artık yasalım demektir.
J'ai pas de License de toute façon.
Lisansım hiç olmadı ki.
Soudoyer un officier pouvait lui coûter sa license de jeu.
Bir memura rüşvet vermek, insana... kumar oynatma lisansına bile mal olabilir.
Passeport en règle, license en sécurité à Tokyo. Allez-y.
Hong Kong pasaportu ama silah ruhsatı Tokyo'dan alınmış.
LICENSE DE TAXI - A. Nebdialahanihani Nebalahanihani.
Nebalahanihani.
Vérifiez la license aussi.
İçki lisansına da bakın.
Je me souviens avoir pleuré à en mourir quand Roger Ebert a comparé ma performance dans License to Drive comme étant la fin de l'âge d'or du cinéma.
Robert Ebert, "License To Drive" filmindeki performansımın sinemanın altın çağının sonu olduğunu söylediğinde ağlayarak uyumuştum.
Hé, tu as une license?
Lisansın var mı?
Je n'ai même pas la putain de license.
Lisansım bile yok!
Vous avez pas de license?
İzniniz yok.
Bref, vous pouvez pas aller dans le Canyon sans avoir une license.
Eyalet izni olmadan katırla kanyona geziye çıkamazsınız.
On peut l'avoir où la license?
İzin nereden alabilirim?
Vous avez aucune license?
Yani hiç izin yok mu?
Vous avez eu la license?
İzin aldın mı?
Permis de tuer.
- License To Kill.
- La Taverne de l'Irlandais. - Vu. - License to Drive.
Söz veriyorum sırrını mezara kadar götüreceğim.
Et bien, j'assume que c'était une license artistique
Ben sonunu sanatsal bağladığını düşündüm.
La SGAE ne m'offre pas de flexibilité pour gérer les droits de mes ½ uvres et elle ne reconnaît d'autre license que le copyright.
SGAE bana çalışmalarımın haklarını yönetmem için esneklik sunmuyor ve sadece klasik telif haklarını tanıyor.
Que le premier jour de leur travail.. .. les officiers de police reçoivent une license de corruption.. .. avec leurs uniformes.
Polis memurları ilk iş günlerinde üniformalarıyla beraber rüşvet belgelerini de alıyorlar.
Il n'y a pas de license de mariage.
Evlilik cüzdanı yok.
Dans Permis de Tuer, Tiffani-Amber Thiessen meurt sur le capot. Dans Love on the Rocks, Tori Spelling roule au milieu du maïs et disparaît pour toujours.
Klasik film "License To Kill" de "Tiffani-Amber Thiessen" tepede ölüyordu ama "Love on the Rocks" da "Tori Spelling" arabayı mısır tarlasına sürüyordu ve sonsuza kadar kayboluyordu.
Et comment crois tu être en position de le faire sans license, ni entraîneur, et sans parler de capacités mentales?
Gerekli donanımı geçtim lisansın ve terbiyecin olmadan bunu nasıl yapmayı planlıyorsun?
Avec l'oeuvre de Jimi Hendrix, tu dois savoir, que si tu viens d'avoir la license de Jimi Hendrix pour ce territoire, tu vas évidemment pas essayer de trouver Jimi Hendrix, puisqu il est mort.
Jimi Hendrix kataloglarıyla, anlamanız lazımdır,... Jimi Hendrix'e ve bu topraklar için lisansına sahipseniz,... açıkçası Jimi Hendrix'i elinizde tutmaya çalışmazsınız, çünkü o öldü.
Oui, mais si je n'ai pas l'accord du père, Je perds ma license.
Babasından onay almazsam lisansımı kaybederim.
Tous les 6 mois, M. Cilenti doit demander une nouvelle license.
Altı ayda bir Bay Cilenti ruhsatını yenilemek zorunda.
Mais la license médicale d'Alice comporte le nom de son avocat.
Ama Alice'in tıbbi lisans başvurusunda avukatı yazıyor.
Si nous pouvons avoir une license, ce week end.
Yetkiyi alabilirsek bu hafta sonu.
Parce que il n'a clairement pas de license pour acheter des produit de qualité médicale, il a tué pour les avoir.
Malzemeyi alabilmesi için de lisansa ihtiyacı vardı. O yüzden adamı öldürdü.
Si tu ne suit pas les règles, on pourrais t'enlever ta license.
Eğer tüzüğe uymazsan, lisansını kaybedebilirsin.
J'ai raté mon examen de vision. Et la DMV m'a confisqué ma license.
Görüş testinden kaldım ve DMV lisansımı elimden aldı.
Je pourrais faciliter l'obtention de la license IV pour le stade que l'on construirait.
İnşa edeceğimiz stadyum için içki ruhsatı iznini hızlandırabilirim.
Il avait un License de chauffeur qui l'identifie comme Tyler Banks.
Üzerinde bulunan ehliyette Tyler Banks yazıyordu.
Et si votre bureau n'a pas été vidé d'ici demain matin, Je vous ferai retirer votre license.
Eğer yarın sabaha kadar masanı boşaltmazsan lisansını iptal edeceğim.
Quelle license?
Ne lisansı?
License créative, rien de plus.
Sadece yaratıcılık.
La banque ne me poursuit pas, mais je peux perdre ma license de thérapeute.
Banka suçlamaları kaldırdı ama terapi lisansımı kaybedebilirim.
Tu vas garder ta license.
Lisansın sende kalacak.
S01E09 License to Sell
Fresh Off The Boat, Sezon 1, Bölüm 9 "Satış Lisansı"
Il a une license de taxi et c'est un boxeur professionnel.
Ehliyeti falan tamam, ayrıca profesyonel boksçudur.
Pas de logement enregistré, pas de carte de crédit utilisée, et aucune license ou permis de conduire au cours des 8 dernières années.
Dosyasında bir adres yok, aktif kredi marjı yok ve son 8 yılda ne medikal ne de ehliyet yenilemesi var.
Vos empreintes digitales sont dans le système parce que vous avez une license de serrurier. Bien.
Çilingir ruhsatın olduğu için sistemde parmak izlerin var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]