Translate.vc / French → Turkish / Line
Line translate Turkish
518 parallel translation
Y en a déjà dans le trou... Mais on met des rallonges. Ah!
These are to extend the line.
Pendu à ma ligne
# Dangling on my line #
- Voyez-vous le quai de la French Line?
- French Line rıhtımını gördün mü? - Evet.
Le long de la rivière alanguie
Bullfrog Line'de
Pas autant que toi avec ta chanson.
Senin Bullfrog Line'deki gibi o kadar kötü değil.
La ligne Maginot est tombée et le nord de la France est occupé, "
"Maginot Line düştü... " Kuzey Fransa işgal edildi. "
Peut-être un pipe-line du pôle Nord débouche-t-il ici?
Belki de Kuzey Kutbu'na boru hattı vardır.
Tu as crevé notre pipe-line!
Petrol borumuzu delmişsin.
Avec ce papier ils peuvent pas aller en Ohio par la ligne Revel.
Bu belge Revel Line'dan Ohio'ya geçiş izni vermez.
Or, il faut changer à Kansas City pour la ligne Revel.
Ve Kansas City'de Revel Line'ye aktarma olur.
Vous avez devant vous un produit de notre série "Future Line" :
"Gelecek Dizisi" serimizin yeni ürününü görüyorsunuz.
Future Line :
Gelecek Dizisi :
New Line Cinema a fait vendre "Pink Flamingos."
New Line Cinema Pink Flamingos'un satışını yapıyordu
Passez-moi en statut on-line et je le ferai manuellement.
Beni çevrim-içi duruma geçirin, manüel olarak yapacağım.
Il doit être venu sur un bateau de la Cunard ou de la Transat.
Sanırım bir bülbül, Cunard ya da White Star Line gemisiyle gelmiş olmalı.
- Directeur général de la Sovereign Line?
- İmparator Seyahat Başkanı?
Au nom de la Sovereign Line, je vous remercie pour l'efficacité du travail dans l'urgence dont font preuve vos hommes et la police.
İmparator Seyahat'in Gizli Servis ve polisin gösterdiği çabadan ötürü onları ne çok takdir ettiğini mi söylemem gerek şimdi?
Sovereign Line, une compagnie qui a bénéficié d'importantes subventions publiques et d'un prêt de 20 millions de livres.
İmparator Seyahat hükümetten oldukça yüklü sübvansiyonlar almakla birlikte 20 milyon pound da kredi almış bir şirket.
Directeur général de la Sovereign Line?
- İmparator Seyahat Başkanı?
Nicholas Porter, directeur général de la Sovereign Line?
İmparator Seyahat başkanı Nicholas Porter mi?
- Line Pedersen.
- Line Pedersen.
Le Mason-Dixon Line?
Mason-Dixon mı?
C'est arrivé par courrier avec 100 dollars.
Red Line Sevkiyat'a postayla geldi.
T'as vu le spectacle Chorus Line à Broadway?
Hiç Chorus Line'ın Broadway gösterisini izledin mi?
Vous êtes dans Chorus Line?
A Chorus Line. Doğru mu?
Velta line Alice FREUNDLlCH
Velta LINE Alissa FREINDLIKH
Puis le Londres-Brighton, et la ligne de la côte sud, puis de Bexhill à Lewes, direct, jusqu'à Newhaven, et le bateau du soir pour Dieppe.
London Brighton ve South Coast line, Bax Hill'den Lewis'e ve hiç durmadan New Haven'a, ve akşam gemisi ile de Viyana'ya.
Pari "pass line" gagnant.
Kazanan öndeki bey.
Elle a pris un car de la ligne rouge.
Red Line otobüslerine binmiş.
Je peux vous filer des tuyaux pour tout : base-ball, basket, foot...
I'll give you a line on anything. Baseball, basketball, football, ponies.
- On irait pas voir "Chorus Line"?
- O zaman müzikal nasıl olur? - İyi fikir.
Je suis Mel Gillis, producteur de Hollywood Dirt Line. - Je ne suis pas très...
Ben Mel Gillis, Hollywood Dateline yapımcısı.
consigne automatique Gares Routières liberty line
KİLİTLİ DOLAPLAR
Je vais ouvrir ma propre hot-line, ça va être super.
Kendime özel, bir telefon hattı satın alacağım. Harika olacak.
Personne n'est assez idiot pour appeler une hot-line de chaussures.
Hayatım, hiçkimse "ayakkabı danışma hattın" ı arayacak kadar salak değildir.
Si vous êtes comme Muffy ici présente, ou si vous êtes laide et que vous avez un problème de chaussures, appelez-moi sur ma hot-line au 555-POMPE.
Eğer siz de Muff gibiyseniz, ya da şişman ve çirkin bile olsanız, eğer bir ayakkabı sorununuz varsa beni Ayakkabı Hattı'ndan arayın. 555-Ayakkabı!
Mon chéri, imaginons que pendant une minute, cette hot-line ne fonctionne pas.
Hayatım... sadece bir dakika için bu ayakkabı hattının işe yaramadığını varsayalım.
Je vais réinvestir dans ma hot-line.
"Ayakkabı hattı" projemi yeniden geliştiriyorum :
Je vous ai parlé de ma hot-line, mais tout le monde s'en fiche.
Size Ayakkabı Hattım'dan söz edip duruyorum, kimsenin umursadığı yok!
Elle a dégoté un rôle dans une production de Chorus Line.
Bir Chorus Line prodüksiyonu.. .. bir oyunda kendine bir rol buldu.
Changement de ligne.
Tamam, line değiştir. Hadi, git!
Et maintenant, savez-vous où j'ai été placé dans la ligne de marche?
And now, sir, do you know where I've been placed in the line of march?
Si l'armée doit battre en retraite... eh bien vous serez en première ligne.
If the army has to turn around, fight its way back well, you'll be first in line.
- Ça alors...
- Jeez. # Movin'on down the line #
Il dansait et chantait en play-back sur "A Chorus Line".
Raks ederek A Chorus Line'a eşlik ediyordu.
Vous êtes allé trop loin cette fois.
- Save it. You crossed the line.
de "The Body Line".
Bizim Streamline'dan 1.30 daha ucuz.
Les producteurs remercient de leur concours le Cdt Grattidge de la Cunard Line, le Cdt Boxhall, ex-officier du Titanic, et les rescapés de la catastrophe qui ont apporté leurs souvenirs.
FİLMİN YAPIMCILARI, CUNARD GEMİCİLİK... ESKİ BAŞ KOMODORU KAPTAN GRATTIDGE... TİTANİĞİN 4.
Ici, pari "pass line". Pari "any craps".
İşte burada.
By right line, the running line, by crooked and straight, I summon you.
Hepinizi buraya çağırıyorum.
Ligne vaniIIe-café!
Oreo line!