Translate.vc / French → Turkish / Louvre
Louvre translate Turkish
227 parallel translation
D'abord le Louvre...
Öncelikle Louvre Müzesi'ni görmek istersiniz diye düşünüyorum.
Visiter le Louvre.
Louvre Müzesi'ni görmek istiyorum.
Oui, le Louvre et la Tour Eiffel. Mais avant tout Notre-Dame!
- Evet, Louvre'yi Eyfel Kulesi'ni, en çok da Notre Dame'yi...
C'est une copie de la Victoire de Samothrace qui est au Louvre.
Kanatlı Zafer Heykeli'nin bir kopyası. Gerçek olanı Paris'te Louvre Müzesi'nde.
" On a vu le Louvre Et les falaises de Douvres
Dover Uçurumlarını gördük Ama rahatlıkla diyebiliriz ki En muhteşem manzara New York Günün ışığında. Tek günümüzün.
Allons nous rafraîchir l'âme au Louvre.
İçkini iç Henri, sonra Louvre'a gidip ruhlarımızı tazeleriz.
Le Louvre! Ce cimetière!
- Louvre'a, o mezarlığa mı?
Aujourd'hui, il est au Louvre. Nul ne pourrait l'acheter.
Bugün Louvre'da asılı ve dünyada onu satın alabilecek kadar parası olan yok.
Député Vignon représentant le Louvre, ville de Paris.
burada! Paris, Louvre bölgesinden milletvekili Vignon, burada mı?
Il faut l'envoyer à Théo avant que le Louvre ne s'en empare.
Louvre almadan önce Theo'ya yollasan iyi edersin.
On devrait vous exposer dans un musée.
- Seni Louvre Müzesi'ne asmalılar.
La collection Meister, que la France et l'Angleterre guignaient!
Bu, Louvre ve National Gallery'nin istediği Meister koleksiyonu.
J'ai aimé ceux du Louvre.
Louvre'u yeni gezdim de, çok harikaydı.
Le Louvre!
Louvre mu? O da ne öyle?
Notre-Dame, le Louvre?
Notre Dame Katedrali? Louvre Müzesi?
Himmler a appris l'existence d'une tapisserie au Louvre.
Yardımcı Bakan Himmler son zamanlarda Louvre'da çok değerli bir goblen olduğunu öğrendi.
Herr General. Le Louvre est contrôlé par la Résistance.
Yalnız Louvre Direniş'in elinde.
Mais il est en face.
Ama Louvre orada.
D'accord, elle est sur la rive gauche. Ça veut dire que le Louvre est sur la rive droite et que la Chambre des députés...
O zaman Eiffel Kulesi sol taraftaysa bu demektir ki Louvre sağda değil mi?
Les explosifs ont été placés sous le Louvre et la tour Eiffel.
Louvre Müzesi ve Eyfel Kulesinin altına dinamitler yerleştirildi.
Pierre me disait : "claire, si tu peux, allons encore une fois au Louvre, pour que notre fils aime Ia peinture."
Pierre derdi ki : "Louvre Müzesi'ni ziyaret edelim ki oğlumuz da sanatı seven birisi olsun."
On ne va pas le suspendre au Louvre.
Bunu gidip Louvre'a asacak değiliz.
Il en va pour le Saint Sébastien de Stockholm comme celui du Louvre.
Onun Aziz Sebastianın ın bir adet Stockholm de ve bir adet de Louvre da olduğu doğrudur.
Pour ce qui est du Louvre, vous avez totalement occulté l'aspect spirituel du Saint Sébastien.
Louvre muzesindeki Aziz Sebastian....... O çalışmadaki manevi simgeselleşmeyi görmezden gelemezsiniz..
Je suis retourné à la galerie égyptienne du Louvre, ce matin.
Bu sabah Louvre Müzesi'nin Mısır bölümüne yeniden gittim.
" Bon souvenir du Louvre.
" Louvre'dan sevgilerle.
L'Arc de Triomphe du Carousel, en face du Louvre.
Louvre'un önündeki, Carousel Zafer Takı'nda.
- Le petit en face du Louvre.
- Louvre'un önündeki küçük olanda.
- En face du Louvre.
- Louvre'un önünde.
C'est le musée le Louvre, hein?
Şu müze Louvre, değil mi?
Ma destination était le Musée du Louvre à Paris, et mon client le gouvernement français.
Güzergahım Paris'teki Louve Müzesi idi ve müşterim ise Fransız Hükümeti'nden başkası değildi.
Le Palais du Louvre, c'est presque le cœur de la France.
Kesinlikle Louve Fransa'nın kalbinde duruyor.
Le Louvre est fermé le lundi pour l'entretien.
Louve Müzesi Pazartesi günleri bakım için kapatılıyor.
Et qui achèterait une copie pour le prix d'un original quand la vraie Joconde est au Louvre?
Ve, kim benim kopyalarımı orjinal gibi satın alır, zaten Mona Lisa Louve'da varken.
Et si, par hasard, La Joconde n'était plus au Louvre?
Ama ya Mona Lisa herhangi bir şekilde artık Louve Müzesi'nde bulunmuyor ise?
Vous avez vu le Louvre?
Louvre'u gördünüz mü?
Il en fera trembler votre Louvre de Paris.
Paris'teki Louvre'unuzu yerinden oynatacaktır.
Ils l'avaient empruntée au Louvre.
Louvre'dan buraya getirdiler.
- Exposée 3 jours au Louvre.
- Paris Louvre'da sergide.
- Pas le Louvre du Wisconsin?
- Wisconsin'de Louvre var mı?
C'est pas comme ça que tu vas me faire braquer le Louvre.
Hiç bir yolu yok. Louvre'u soymayacağım.
Le Louvre, c'est vieux. C'est la une de ce matin.
Louvre dünkü haber, ya da bu sabahın.
Vous êtes les rois des monte-en-l'air, mais votre snobisme a coûté la vie à un gardien du Louvre.
İyi soyguncu olabilirsiniz ama, - - Züppe olmasaydınız, Louvre bekçileri ölmeyebilirdi.
Je pensais aller au Louvre.
Louvre'a gideceğim sanırım.
Arrête, tu comptes pas la léguer au Louvre!
Sanki antika mağazasından aldık, değil mi May?
Ce que tu vois en rue, le Centre Pompidou, la Tour Eiffel... c'est de la merde pour touristes.
Yukarıda... sokakta, sadece sokak süprüntüleri var. Yukarıda Pompidou Müzesi, Eyfel Kulesi ve bir sürü turistik bok var. Louvre...
- Et le Louvre?
Yüce Tanrım!
Le putain de Louvre.
Lanet Louvre.
Un tour au Louvre?
Louvre'ye doğru yürüyelim mi?
Le Louvre a accepté la collection Camondo.
Louvre, Camondo koleksiyonunu kabul etti.
Tes peintures seront au Louvre.
Tabloların Louvre'a asılacak.