Translate.vc / French → Turkish / Loverboy
Loverboy translate Turkish
21 parallel translation
Vous connaissez la chanson de Loverboy?
Loverboy'un şarkısını duydunuz mu?
Vous connaissez la chanson de Loverboy?
Loverboy'un şarkısını, hiç duymadınız mı?
- du lycée! - on a vu loverboy ensemble.
- Birlikte "Aşık Çocuk" u izlemeye gittik.
tu étais avec loverboy?
Aşık çocukla mı buluştun?
Loverboy. Un truc comme ça.
- Lover Boy, yenilerden.
Loverboy, 85, le best of...
- Anlayamadım, bu berbat.
# How you call your loverboy? #
How you call your loverboy?
# Come here, loverboy #
Come here, loverboy
# Oh, loverboy #
Oh, loverboy
- Ouais, Loverboy.
Loverboy grubundaydım.
C'est la boucle que je t'ai donnée après le concert de Loverboy?
Sana Loverboy konserinde verdiğim küpe mi bu?
Loverboy!
Aşk çocuğu!
Hey, loverboy!
Hey, tatlı çocuk!
J'étais major de ma promotion à St. Andrew's, un archer olympique, quatrième guitariste des Loverboy... Quand j'étais adolescent.
St. Andrew'ı birincilikle bitirdim, olimpik bir okçuydum, Loverboy grubunda 4. gitaristim...
Ce n'est pas qui va se passer, loverboy.
Öyle bir şey olmayacak, aşık çocuk.
[ Loverboy's "Working for the Weekend" ] Voilà tes daiquiris à la fraise.
İşte, içkileriniz burada.
Pendant que j'étais entre le marteau et l'enclume... ( clicks d'une caméra ) ( loverboy ) ♪ touch that dial my friends were partying at the place for rock'n'roll
Ben çok zor bir durumda kalmışken ♪ arkadaşlarım rock barında eğleniyordu.
- Parle pour toi, loverboy.
- Kendi adına konuş aşk çocuğu.
C'était Loverboy.
Loverboy grubuydu.
On reste tard les dimanches, les gens paressent et s'amourachent, où peux-tu avoir ça ailleurs, où?
Pazar geç saatlere kadar kalır mısın, jazzın hakkı verilir ve loverboy çalar, başka nerede böyle eğlenebilirsin, değil mi?
Les frites soufflées? Les Loverboy?
Kızartma, loverboy.