Translate.vc / French → Turkish / Luce
Luce translate Turkish
238 parallel translation
Si Henry Luce répond, raccrochez.
Telefonu Henry Luce açarsa, kapatın.
Lucius, où vas-tu?
Luce nereye?
Salut, Lucius.
Merhaba Luce.
Lucius...
Luce...
Excuse-moi, Luce.
Özür dilerim, Luce.
Comment tu te sens?
Nasılsın Luce?
Ferme les yeux.
Gözlerini kapat Luce.
A mon avis, il préfère rester seul.
Bence yalnız kalmayı tercih eder Luce.
C'est bon, lucy.
Tamam Luce.
On est en retard.
Luce, hadi. Geç kalıyoruz.
Qu'est-ce que tu fais là?
Merhaba Luce. Neden dışarıdasın?
Tu as rencontré Betty Luce?
Betty Luce'la karşılaştın.
Détective Luce t'avait perdue à Colombus Circle.
- Aslında, dedektif Luce seni Kolombiya Meydanı'nda kaybettiğini söyledi.
J'avais Miss Luce à tes trousses... pour te protéger du danger.
O yüzden, Bayan Luce'u oraya gönderdim ki başının fazla derde girmesini önleyebilelim.
Luce, s'il vous plaît.
Luce, lütfen. Beni utandırıyorsun.
Vous me mettez mal à l'aise. Voici M. Knight.
Bu Bay Knight, Luce benim oğluma bakıyor.
- Luce s'occupe de mon fils. - Il dort. Je vous laisse.
Uyuyor, şimdi ikinizi yalnız bırakıyorum.
C'est un peu trop serré.
Biraz sıkı olmadı mı, Luce?
Je peux pas le combattre. Je peux pas vous protéger.
Onunla savaşamam Luce, seni koruyamam.
Lucy, tu as compris les règles?
Luce, oyunu nasıl oyanayacağını anladın mı?
Lucy, tu as de...
Luce, sende var mı?
Luce vient.
Oh, Luce gelecektir.
Pas vrai, Luce?
Değil mi, Luce?
C'est vraiment génial, Luce.
Bu çok iyi, Luce.
Luce. On se fait une planche?
Onları meraklandırdık galiba Luce.
Luce?
Luce?
On en a déjà parlé. Faut pas te sentir coupable si ta mère est partie.
Luce, hiç suçluluk hissetmiyorum... annen bizi terk etti.
C'est pas grave, ça arrive à plein de filles.
Dert etme Luce. Her kızın başına gelebilir.
Au moins, t'as vu ta mère.
Demek, Luce, anneni görmek istedin?
Elle sait pas ce qu'elle perd.
Bu onun kaybı, Luce.
Me touche pas, je pleure déjà.
Bana dokunma, Luce. Zaten ağlıyorum
Luce, attendez!
Luce, bekle.
En Italien, la traduction littérale d'accoucher, est "dare alla luce".
İtalyanca'da "hayat veren" anlamına gelir.
Ce qui signifie " amener à la lumière.
"Dare alla luce" ışık veren.
Tiens, M.McFarland... Bonjour M.Luce. Désolé pour le retard.
evet bay McFarland... merhaba bay Luce.
Une fois dans le bureau de Luce, tu mitrailles.
sonra da bayan Luce'un ofisine gideceksin.
Bonjour, M.Luce.
merhaba bay Luce.
De toute façon M.Luce... il y en a d'autres comme nous.
Dediğim gibi bay Luce... bizim gibi başkaları da var.
- Ça va aller, Luce. - Pas "Luce".
- Her şey yoluna girecek, Luce.
Je vous connais à peine.
- Luce deme. Seni tanımıyorum bile.
Liz, aide-moi.
- Luce, bana biraz yardım et, çabuk.
"Luce m'a parlé du Capitaine Butler et des paquebots fantômes."
Şurada "Yüzbaşı Butler'la hayalet gemi hakkında konuşmak için Luce'ye gittim." yazıyor.
Et Luce est Henry R. Luce, le plus grand éditeur du XXe.
JR, yazı işleri müdürünüz. Luce de Henry Luce ; 20. Yüzyıl'ın en bol ürün veren yayımcısı.
Je suis Luce.
Ben Luce.
- Voici Luce.
- Bu Luce.
La fleuriste, Luce.
Şu çiçekçi ; Luce.
Tu étais embêtée à propos de tony et moi?
Luce, Tony ve benim ilişkimden rahatsız oldun mu hiç?
Luce, je suis désolée.
Luce, özür dilerim, geciktim.
Allez-vous-en.
Git Luce.
C'est qui, ton amie?
Luce, arkadaşın kim?
Merci, Lucy.
Teşekkürler, Luce.