English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Lèche

Lèche translate Turkish

1,621 parallel translation
je te lèche les couilles aussi?
"Taşaklarımı yalamanı istiyorum, babacık?"
Ted est l'avocat le moins payé de l'entreprise, donc t'es pas obligée de faire autant de lèche qu'avec les autres.
Ted ofiste en düşük maaş alan avukat. Yani ona diğerlerine olduğu kadar yalakalık yapman gerekmiyor.
Dirige-le bien vers le bas, je veux plein de gros plans de ces patriotes en train de me faire de la lèche.
İyi ve alçak bir yere sabitle bunu, Şu vatanseverlerin kıçımı öperken çekilmiş bir çok ayrıntılı çekim istiyorum.
Lèche-cul.
- Yalaka.
Tu veux que je te lèche le cul?
Kıçını yalamamı mı istiyorsun? O zaman yalarım!
Je préfère les impairs quand tu me fais de la lèche.
İyilik istemek için kıçımı öptüğün günlerin tek sayı olmasını tercih ederim.
Tu ne cherches pas plutôt les futures lèche-bottes?
Uh, Amerika'nın Gelecekteki Yalakaları'nı aramıyoruz, değil mi?
Ca ferait vraiment lèche-cul si j'avouais que c'était pour être près de toi?
Sana daha yakın olmak için desem ne kadar yalaka birisi olurum?
Un heure en avance à l'école ça fait un peu lèche-botte, mais même à Neptune Faire du yacht n'est pas une excuse reconnue pour rendre une dissert d'anglais en retard.
Okula bir saat erken gelmek başkalarının işi ama Neptune'de bile yatçılık İngilizce raporunu hazırlamamak için düzgün bir mazeret değil.
Principal Moorehead, quel lèche-bottes à stars.
Müdür Moorehead, seni eski yıIdız toplayıcısı.
Je parie que Bart lèche en ce moment même les fouets de ma batteuse
Bart kesin karıştırıcının üstünde kalanları yiyordur.
Pendant que je suis là à paver cette route, Chick fait de la lèche à Dinoco en Californie.
Ben burada bu iğrenç yolu düzeltirken Chick de California'da Dinoco için yalakalık yapacak.
Et le lèche-cul.
Ve işte, yalakamız.
Il faut faire de la lèche, feinter, enrichir ton boss en espérant un os. Pigé?
Kıç yalamaktan, riske bulaşmamaktan, belki önüne bir kemik atar umuduyla patronuna çok para kazandırmaktan ibaret.
On dirait une langue... qui lèche.
Yalayan bir dile benziyor.
Il te lèche pour te soulager.
Nasıl bundan daha tatlı olabilirdi?
C'étaient les lèche-bottes de Joe Harrison venus diviser le vote plouc de MacMurphy!
Joe Harrison'ın kendi yalakalarıydı. MacMurphy'nin köylü oyunu bölmeye gelmişlerdi!
Il est devant vous, le Judas Iscariote carpette et lèche-bottes de la ville!
Şurada işte. Şehirden gelen hain Yahuda İskaryot yalakası, dalkavuk işte burada.
Ces citadins tirés à 4 épingles lèche-bottes et anti-ploucs!
O büyük şehirli, çizgili pantolonlu yalaka köylü düşmanlarını.
Je fais plus de lèche-ordures.
Benim için kelimelerin cazibesi bitti.
Je veux pas d'un chef qui se lèche!
Kendini yalayan bir lider istemiyorum.
Je te vois faire le lèche-cul pour te sortir de là.
Çıkmış orada milletin kıçını yalıyorsun böylelikle yırtacaksın.
- Lèche-moi, pétasse.
Şeyimi yala, orospu.
Viens, lèche-la.
Haydi, öp biraz. Tamam.
"Et", il a fallu que tu la salue avant qu'elle entre, putain de lèche-cul?
E'si içeri girmeden onu selamlamak zorunda mısın, seni göt yalayıcı?
Admirer Joey-la-lèche en action?
Rüzgarlı Joey'ı dans ederken izleyin.
Tu passes trop de temps dans le monde Joey-la-lèche.
Fakat zamanının büyük bir kısmını... Joey'un orada geçiriyorsun.
Dommage que Blake soit aussi lèche-cul.
Blake yapmasaydı daha güzel olabilirdi.. Baksana Jay'le arkadaş olmaya çalışıyo.
Ça veut pas dire "lèche-moi la pomme".
Dokunmak istiyorum demedim.
Va te faire foutre, lèche-cul.
Siktir git yalaka.
- Je lui lèche le visage?
- Yüzünü yalayayım mı?
Je fais diversion. Je lèche ses tétons.
Ben de minik göğüslerini şu şekide yalamaya başladım.
Et grâce à ce lèche-cul de juge Biederman, j'y suis retourné à 24 ans et demi.
24 buçuk yaşımdayken, pabucumun yargıcı Biederman beni yine içeri attı.
" Je rêve d'aligner ces lèche-culs qui dirigent cet endroit
" Burayı yöneten leş kargalarını sıraya dizip...
Tout le monde te lèche peut-être le cul, mais pas moi.
Belki başkaları senin kıçını yalar ama ben bunu yapmam.
Je te vois qui lèche la glace. Tu vas tomber malade.
Buzu yaladığını görüyorum, hasta olacaksın.
Ne lèche pas Max.
Max'ı yalama.
Sois pas lèche-cul.
Yalakalık yapma.
Si j'étais sain d'esprit et raisonnable, je te ferais de la lèche, M. le procureur.
Mantıklı ve akıllı olsaydım her dediğine gelirdim savcım.
Lèche-lui le cul.
Ağzına ver.
La ferme et lèche ça Bob!
- Bugün balık tutacak mıyız? - Çeneni kapat da yala şunu Bob.
On va faire de la lèche à qui aujourd'hui?
Hangi cerrah bugün bizimle ilgilenecek?
Ce que tu dois te demander, c'est si le boulot vaut toute la lèche que tu vas devoir faire.
"Bu iş bu kadar çok yağcılık yapmaya değer mi?" Bu dünyanın en güzel işi. Zengin oluyorsun, güzel konuklar seni tavlamaya çalışıyor.
- Je fais aussi l'équipe du matin. - Alors, ça, c'est de la grande lèche.
Rock yıldızlarımız için bir eğlence organize etmek istedim.
Il fait juste le lèche cul!
Saçmaladı resmen.
Ecoute, là-bas, si tu te lèves pour lécher le cul de Kelso, tous tes collègues titulaires vont te considérer comme un lèche botte de première catégorie pour toujours.
Bak, oraya gider ve Kelso`nun kıçını öpmeye başlarsan, tüm dostların senin bir... kahverengi burunlu-yağcı olduğunu düşünmeye başlarlar.
Tout le monde lèche le cul de leurs supérieurs.
Herkes kendinden üstteki kişiye yalakalık yapar.
Donc pas de baise, juste de la lèche.
Yani tadına bakabilirim, ama yiyemem.
Arrête la lèche!
- Bana efendim ayağı yapma, mal herif!
T'as dit que ça ne valait pas toute la lèche.
Benim tipim değil.
C'est le seul moyen pour faire de la lèche à Kelso sans que les autres chirurgiens ne le sachent!
Diğer cerrahların haberi olmadan Kelso'nun kıçını ancak böyle yalayabiliyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]