English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Malaria

Malaria translate Turkish

314 parallel translation
Vous avez une attaque de malaria.
Güçlü bir sıtma krizinin başlangıcındasın.
- La malaria?
- Sıtma mı?
Tout ce qu'il ferait, s'il venait, c'est s'asseoir près du lit pour critiquer le gouvernement qui n'a pas éradiqué la malaria.
Bulsan bile tek yapacağı yatağın yanına oturup hükümet sıtmanın kökünü kurutmadı diye dırdır etmek olur.
"La plupart des blessés que je soigne " viennent de Birmanie. " Non seulement ils sont blessés, mais ils souffrent de malaria.
" Hemşirelik yaptığım hastanedeki askerlerin çoğu buraya Burma'dan getirilmişler ve yaraları olduğu gibi bir de sıtma hastalığı çekiyorlar.
Est-ce qu'il y a encore eu des cas de malaria?
Hâlâ sıtma görülüyor mu?
Vous mourez de malaria par milliers.
binlerceniz sıtmadan ölüyor. - Yurdunuz yokedildi.
Je crois que vous avez la malaria, Monsieur.
Sanırım sıtma olmuşsunuz efendim.
12000 soldats ont pour mission de contrôler ce trou à rats et selon les rapports, ils souffriraient d'une sorte de malaria du moral.
Aşağıdaki salgın hastalık yuvasında 12 bin adamımız jandarmalık yapıyor ve raporlara göre, bir tür "ahlaki" sıtma mikrobu kapmışlar.
Il s'agit sans doute de la malaria.
Onu ayağa kaldıracağız. Ama Doktor, nefes alması.
Il y a t-il des risques qu'on attrape la malaria?
Sence sıtmaya yakalanma riskimiz var mı?
Ce n'est pas bon pour votre malaria.
Sıcak sıtmana iyi gelmiş olmalı.
C'est ce que je pensais, c'est la malaria.
Tahmin etmiştim. Sıtma nöbeti.
Ils sont morts... de malaria, de dysenterie, du béribéri, de la gangrène.
Öldüler sıtma, dizanteri, beriberi ve kangrenden.
Je repasserai, c'est la malaria.
Yarın uğrarım. Sadece sıtma.
Non, pas un homme avec la malaria.
Hayır, sıtmadan, olağan dışı değil.
Malaria cérébrale.
Beyinsel sıtma.
La malaria cérébrale a recommencé.
Herhalde tekrar geri geldi.
Tu as la malaria.
Sıtma hastasısın.
Je sais qu'il fait chaud, Mais attendez d'avoir attrapé la malaria,
Sıcak olduğunu düşündüğünüzü biliyorum. Sıtmadan payınızı alana kadar bekleyin.
Assécher les marais, vaincre la malaria... pour m'enrichir?
Pontine Bataklığını kurutmak. Roma'yı sıtmadan kurtarmak. Karnımı doyurmak.
Vous les avez vus mourir de la petite vérole, de la malaria et souffrir de la faim.
Onların sıtma, çiçek ve kızamıktan öldüklerine şahit oldunuz. Açlık çektiklerini biliyorsunuz.
- De la malaria et du scorbut.
- Sıtma, iskorbüt.
Vous ne soignez pas la malaria par des médicaments?
Nasıl olur da sıtmayı ilaçla kontrol edemezsiniz?
- C'est cette fichue malaria.
- Lanet olası sıtma.
Chacun ici a été exposé à la malaria.
Kamptaki herkes sıtmaya tutulmuş.
Mais la malaria était mauvaise.
Ama o sıtma çok kötüydü.
- Super, ces cachets anti-malaria.
- Bu sıtma hapları, olağanüstü şeyler.
George semblait avoir si bien récupéré depuis sa malaria, que nous partîmes pour Kiunga le lendemain, curieux de voir la réaction d'Elsa pour son premier contact avec l'océan.
Kiunga'ya gitmek için George'u terkettiğimizde sıtma ataklarından kurtulmuş görünüyordu, aynı gün biz de Elsa'nın okyanusa vereceği ilk tepkiyi merak ediyorduk.
Des kilomètres et des kilomètres d'eau croupie, de sables mouvants, de serpents et de malaria.
Kilometrelerce uzunlukta bataklık. İçi leş gibi su, çamur, zehirli yılan ve sıtma mikrobu dolu.
Je prendrai un coca. Malaria due au Pacifique.
Büyük Okyanusta geçirdiğim sıtma yüzünden.
18 mois en Afrique. Là-bas, j'ai attrapé la malaria.
Etiyopya'da 18 ay, sıtma ve dizanteriyle birlikte.
Moi, je me bats contre la malaria et les Allemands. Et lui, il prend Palerme et rafle toute la gloire.
Burada bataklığın ortasında, Almanlar ve Malarya ile savaşıyorum bu arada Patton, hiç direniş görmeden Palermo'yu alıyor.
C'est plein de malaria dans ce bled.
Burası, sıtma olabileceğiniz en kötü ülke.
"J'ai la malaria. Couchez-vous sur moi pour me réchauffer sinon je mourrai."
Üzerime çıkıp beni fiziksel olarak aktif tutmazsan öleceğim " dediğini söyleyin.
Désolé, j'aime pas trop les filles qui ont la malaria.
Ben sıtması olan kadınlarla yatmam.
Ça sentait la mort lente là-dedans, la malaria, les cauchemars.
Yavaş ölüm kokuyordu burası. Sıtma... Kabuslar.
J'ai cru que j'avais la malaria.
Ben de sıtma oldum sanmıştım.
Tu sais que j'ai chopé la malaria?
Sana sıtmalı olduğumu söylemiş miydim?
- Je croyais que c'était la malaria.
- Sıtma sanmıştım.
Tu vas attraper la malaria.
Sıtma olacaksın.
Lundi, Jour de la Malaria.
Unutmayın, pazartesi günü sıtma günüdür.
l'herpès, l'impétigo, la malaria, la dysenterie, et des morpions d'une diversité inouïe!
Bağırsak solucanı, tifo, malarya... Bunlardan da koruyorlar. Ve egzama.
dysenterie, parasites, malaria.
Dizanteri, parazit, sıtma.
Je veux être parée contre la malaria, la rubéole, l'encéphalite,
Amcam haline gelen bir halam var. Bunun gibi bir şey mi?
Ils ont été frappé de dysenterie, de malaria et de désespoir.
Bu onların sıtma ve dizanteri olmasına yol açtı.
La malaria va revenir.
Yine sıtma geliyor galiba.
Vous avez la malaria, Dick.
Sıtma olmuşsun, Dick.
Il a eu des attaques de malaria depuis que je le connais.
- Onu burada tutmak zorundayım.
Il a la malaria.
O sıtma.
Non... c'est la malaria. La malaria?
Malarya bu.
il a attrapé la malaria.
Bir gün aniden sıtmaya yakalandı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]