Translate.vc / French → Turkish / Mamas
Mamas translate Turkish
922 parallel translation
Je t'ai dit, personne devrait porter une montre aussi chère.
Kimsenin o kadar güzel bir saati taşımaması gerektiğini sana söylemiştim.
Mais pour une fois que je gagne, c'est au dixième de kopeck le point!
Ama ilk defa kazandığımda da, ancak köpek maması alacak kadar kazanıyorum.
J'ai plutôt peur que les jurés ne vous connaissent pas.
Benim korktuğum şey jürinin seni tanımaması.
Pourriez-vous attraper cette boîte d'aliments pour bébé, là-haut?
Bayım, şu bebek mamasını uzatabilir misiniz? Şuradaki.
Elle a une conserve de bouffe pour chat sous chaque sein.
Her birinin aItına kedi maması konservesi koydum.
Ma belle-sœur a fait une pub.
BaIdızım bir kedi maması rekIamında oynadı.
Les restes de bébé.
Bebek maması artığı.
Et pas de tergiversations.
Beyler, bu işin aması maması yok.
Hélas, oui...
Tanımamasını isterdim.
Bienvenue dans l'émission "Chez eux", présentée par la nourriture pour bébés Benton,
Yeni bir Evden Eve programına hoş geldiniz. Benton bebek maması şirketinin katkılarıyla ekranlarınızdayız.
Souvenez-vous, Benton rend les bébés plus forts,
Unutmayın, Benton bebek mamasıyla bebeğiniz daha çabuk büyür.
On m'attend à une autre réunion.
- Şimdi de... - Bay Macey, köpek maması toplantısına geç kalıyorum.
Je leur ferais prendre de la nourriture pour chiens pour du steak.
Onlara köpek maması yedirsem, biftek sanırlar.
- On est loin du compte! Laisse ça!
Çek lan elini bebeğin mamasından!
C'est plutôt moi qui mange ses bouillies.
Hayır daha çok tersi oluyor, ben onun mamasından yiyorum...
Les biscuits, la bouillie.
? İşte bisküvitler, bebek maması...
Je n'ai même pas regardé Moushi depuis midi!
- Kedimi öğlenden beri görmedim. Mouschi'ye mamasını veriyorum.
Vraiment, Colonel. Un grand homme fort comme vous, ne peux pas simplement grignoter... comme une vieille mésange.
Sizin gibi iri bir adam kedi maması kadar bir yemekle doymaz.
Comme celle que tu achètes au magasin pour le chien et le chat.
Bilirsin, köpek maması yaparlar. Köpek ve kediler için markette aldıkların gibi.
Amuse-les, ils me cassent la tête.
Caterina'nın mamasını hazırlar mısın? Dün akşamdan beri hiçbir şey yemedi.
Je dois préparer la bouillie de bébé.
- Çocuğa mamasını hazırlamalıyım. - Hadi, gel.
Pour bébés...
Bu bebek maması, efendim.
Il n'est pas censé transporter des passagers.
Yolcu taşımaması gerekiyordu.
As-tu fait manger Tsar?
Köpeğin mamasını verdin mi?
Dés qu'elles ont de l'argent entre les mains, elles dépensent tout en lait, pain, thé, boîtes pour les chats.
Parayı alır almaz süt, ekmek, çay, kedi mamasıyla çarçur ediyorlar.
Salle des machines, parées à nourrir le chat.
Kazan dairesi, kedinin mamasını vermeye hazır ol.
Parées à nourrir le chat.
Kedinin mamasını vermeye hazırız.
- Qu'est-ce qu'il y a au frigidaire? - J'ai trouvé ça :
Sadece bebek maması.
Puis demain, on lui en rachètera d'autres.
Yarın gidip alırız mamasını. Bu gece yiyelim!
- Il doit y avoir du lait.
- Muhtemelen mutfakta bir maması vardır.
Non, je vous ai pas fauché de bouffe pour chats.
Hayır, senden kedi maması falan çalmadım.
La salle à manger a aussi faim.
Bence yemek odası da mamasını istiyor.
C ´ est peut être une qualité dans l'Islam comme religion, qui, bien qu'ils aient tâché de convertir les gens, n'a pas dédaigné leur connaissance.
Bir din olarak İslamın bir özelliği de,... insanları din değiştirmeye çağırırken, mevcut bilgi birikimlerini de yadsımamasıdır.
- Ouais, chercher de la bouffe pour chat.
- Evet, gidip birkaç kutu kedi... -... maması alacağım.
J'ai jamais vu autant de bouffe pour chat.
Hiç bu kadar çok kedi maması görmemiştim.
Je cherche du Coury Brand pour chat.
Bir tane bile Curry Brand kedi maması kutusu göremiyorum. - Efendim? - Curry Brand kedi maması.
Je ne te priverai pas de ta pâtée préférée. OK.
Senin sevdiğin cins kedi maması olmadığı için hoşuna gitmemezlik etmesin.
J'ai voulu lui préparer son Coury Brand, il ne veut rien d'autre, mais je n'en avais plus, et le chat m'a attaqué!
Bu nedenle onun sevdiği kedi maması. Curry Brand'i hazırlamaya gittim. Bu onun yediği tek mama çeşidi, biliyor musunuz?
- Du Coury Brand, hein?
- Evet, biliyorum. - Curry Brand kedi maması mı Marlowe?
Et pour Jan, un petit pot. - Oui, il a son petit pot.
Jan için de bir kavanoz bebek maması var.
- Oeufs brouillés, petit pot...
Çırpılmış yumurta, bebek maması.
Et les petits pots, c'est trop cher.
Üstelik, bebek maması çok pahalıdır.
Oui, ils ont réglé des tas de cascades.
Evet, evet. İkiside yıllardır dublörlük işinde. Tom, onu mutlaka tanır.Tanımaması mümkün mü?
Si on me dit de te quitter. Mieux vaudrait que le soleil s'éteigne.
Eğer söylerlerse bana seni terketmemi, tercih ederim güneşin ışımamasını.
Publicité Miam-Miam Maxi Miaou. Prise 7.
Meow Chow kedi maması reklamı, yedinci tekrar.
Je donne son dîner à Moushi.
Mouschi'ye mamasını veriyorum.
Oh, la ferme!
- Onu Liliad ile besleyin, klasik köpek maması. - Kes sesini!
Tu veux ton Coury's Brand.
Curry's marka kedi maması olsun.
Tiens, c'est là.
Kedi maması.
C'est pas du Coury, c'est vrai.
Curry'nin kedi maması değil mi?
Alors j'ai pris autre chose, et je suis rentré transvaser les boîtes.
Oradan Curry Brand kedi maması almak istedim, onlarda da Curry Brand kalmamıştı. Pislikler.