Translate.vc / French → Turkish / Manager
Manager translate Turkish
2,451 parallel translation
Si mon manager découvre que je parle à un flic, il ne va pas être content.
Yöneticim bir polisle konuştuğumu görürse, mutlu olmayacaktır.
Votre manager ne découvrira rien.
Yöneticin öğrenmeyecektir.
Il est plus méchant qu'un manager louche.
Bir pazarlamacıdan bile daha huysuz.
Je suis Ryan, le manager de Vue sur l'Océan.
Hoş geldiniz. Adım Ryan. Oceanside'ın müdürüyüm.
Oh euh, je suis tombé sur le manager quand j'étais en bas.
Hazır aşağıdayken otel müdürünün yanına uğradım.
Il voulait m'entraîner, me manager...
Beni eğittiğini, beni kontrol ettiğini, benim için her şeyi yaptığını söyledi.
Pourquoi j'ai choisi Andy comme manager?
Ofisi yönetmesi için neden mi Andy'i seçtim?
Et elle a dit que son manager serait là à 11h.
... ve müdürünün saat 11 : 00'de orada olacağını söyledi.
Êtes-vous le manager de l'hôtel?
Otel yöneticisi siz misiniz?
Comme je l'ai dit, le manager est parti, avec toute son équipe.
Yaptıkları işten mi memnun kalmadınız? Önceden de söyledim. Departman şefimiz işten ayrılırken ekibini de yanında götürdü.
C'est marrant, c'est qu'a dit mon manager.
Bu çok tuhaf. Müdürüm de böyle dedi.
Au final, j'aimerais être manager, donc j'espère que je serai sur la bonne voie pour ça.
Sonuç olarak bu görevi istiyorum, ve bu işi en iyi benim yapabileceğimi umuyorum.
L'agent et le manager ont tout vu.
Temsilcisi ve menajeri her şeyi görmüşler.
Ce sont l'agent et le manager du propriétaire d'un bar sportif.
Spor barını işleten biri için temsilci ve menajer.
Non, je suis le Manager, Steve Penn.
Menajeriyim. Steve Penn.
Vous êtes l'agent et vous le manager.
Sen temsilcisin sen de menajeri.
Mon manager, Steve, avait une chambre pleine d'étoffes.
Menajerim Steve'in mesela, bir oda dolusu eşyam vardır onda.
Est-ce qu'un vendeur pourrait apporter une tondeuse pour poils de nez au bureau du manager pour un contrôle du prix.
Uygun bir satış elemanı fiyat kontrolü için müdürün odasına burun kılı kırpıcı getirebilir mi?
Que dois-je faire au sujet de l'attitude impudente de mon manager que je n'ai pas vu depuis longtemps? n'est-ce pas?
Uzun süredir görmediğim menajerimin ukala tavrı karşısında ne yapsam? Jae Suk, ben hastayken epey rahat ettin, değil mi?
Et de la bouche de l'artiste, pas de son manager. J'ai été très touché par votre appel hier.
Bir şarkıcıdan direk telefon almamıştım o yüzden öyle davrandığım için görüşmek istedim.
Qu'a fait votre manager?
Menajerin ne yapıyor?
Manager Oh.
Merhaba, Müdür Oh.
Manager Park.
İster o yaşlı tilki olsun ister Ji Heon, onlara bir darbe indirmenin zamanı geldi.
Le Manager Park m'a tout racontée. Alors renseigne-toi mieux.
O kadına karşı bir şeyler mi hissediyorsun?
J'ai un faible pour le beau Manager Adjoint.
Ben, bu adamla birlikte bir şey dinlemek istemiyorum. Sus da otur.
Ça doit être vous le pistonné dont le Manager nous a parlés.
Beni sağa sola göndermek değil iş ortamı deneyimi için buradayım. Hayır, ona diğerleriyle aynı şekilde davranın.
Tu as l'air d'une vraie manager maintenant.
Artık bir müdür gibi görünmeye başladın.
Je suis problablement la première personne à être passée manager en si peu de temps.
Müdür olmak sadece birkaç ayımı aldı. Hak ettim ama değil mi?
Ça doit être une bonne travailleuse? On dirait que le manager s'occupe d'elle.
Deminki eleman çok çalışıyor olmalı.
Écoute, le petit enfoiré de manager qui m'a viré garde les clés de la 560SL dans son bureau de petit enfoiré.
Baksana! Yavşak Mike yavşak masasında bulunan 560SL anahtarını menajerine satmış.
C'est lors d'une conférence de presse que Bob Marley, son manager Don Taylor, et le député Arnold Bertram ont annoncé la nouvelle.
Bir basın toplantısı sırasında Bob Marley, menajeri Don Taylor ve yardımcı Arnold Bertram bir haber verdiler.
"Le plus jeune manager de fonds spéculatifs à forte capitalisation."
"Peterson, sektörün en genç büyük fon yöneticilerinden biri."
Comment on devient manager de bons spéculoos?
Todd, şu don işine nasıl başlanıyor?
Un citoyen lambda, manager adjoint au Costco, en 12 ans d'efforts et de jugeote, peut devenir manager du même magasin.
Costco'da sıradan bir yönetici yardımcısı olarak işe girip yeterince azim ve irade ile 12 yıl sonra yine aynı Costco'da kıdemli yönetici olabiliyorsunuz.
Je suis le manager du magasin.
Sorun değil, ben mağaza müdürüyüm. Burası benim mağazam.
J'appelle son manager, Paul Gill.
Stacee'nin menajeri Paul Gill'i arıyorum.
Tant que ce manager vous fera tourner en vous gavant de filles, de bibine et de contrats en or, il vous bercera et bousillera votre carrière.
Seni sürekli turnede tutan, kızlarla, içkiyle ve milyon dolarlık sözleşmelerle uyuşturan menajerin olduğu sürece seni uyutacak ve kariyerini uçurumdan aşağı itecek!
Paul Gill, manager de Stacee Jaxx.
Hey. Paul Gill. Stacee Jaxx'in menajeriyim.
"Mais le plus grand danger " est l'homme qui tire les ficelles, son manager Paul Gill, " un homme si gluant
Fakat esas tehlike, kararları veren adam menajeri Paul Gill, adam o kadar yağcı ki petrol şirketleri onun hissesini alabilir. "
Je sais! C'est comme si le manager de mon père connaissait tout le monde.
Babamın halkla ilişkiler adamı herkesi biliyor sanki.
Vous êtes le manager?
- Müdür sen misin? - İyi günlerde evet.
- Non. Je veux être ton manager.
Menajerin olmak istiyorum.
Et c'est pour ça que je pense être le meilleur manager.
Bu yüzden üst yönetici olabilirim.
Tu dois te trouver un nouveau manager.
Kendine gerçek bir menajer bulmalısın.
S'il y a un problème, je suis le manager, venez me voir.
Bir problem olursa, menajer benim bana gelin.
Et, en plus, je ne veux pas vraiment. c'est mon manager qui a dit que c'était un bon investissement.
Va aslında çok da istemiyorum, ama menajerim iyi bir yatırım olacağını söyledi.
Le nouveau manager est là et rien ne lui échappe.
Gelseniz iyi edersiniz. Yeni müdür gelmiş, aşırı mükemmeliyetçi.
Le nouveau manager, hein?
Sen yeni müdür olmalısın.
Et le voilà general manager du Dimont.
Ve şu an Dimont'un genel müdürü.
Manager Oh...
Usta...
Manager Park.
% 50 vergi alacaklar!