Translate.vc / French → Turkish / Marge
Marge translate Turkish
3,390 parallel translation
Merci, Marge.
Teşekkürler, Marge.
Ce week-end, je suis venu si parfaitement préparé que je suis détendu et je me laisse une marge d'erreurs.
mükemmelliğe o kadar yaklaştım ki rahatladım. hata için fırsat yarattım ve bundan bir ders çıkardım.
Ils ont pu augmenter leur marge jusqu'à 15 %.
Oraya gidince yüzde 15 kâr ettiler.
Ce n'est pas simple de couvrir une telle marge.
Kâr açığını kapatmak basit iş değil, değil mi?
Ça ne les arrêtera pas, mais ça nous donne un peu de marge.
Ellerindeki teknolojiyi düşünürsek, bu onları durdurmaz ama bize biraz soluklanacak alan bırakır.
On a peu de marge d'action.
Doğaçlamaya pek yer bırakmıyorlar.
Ce n'est qu'un échantillon, comme vous le voyez, les composants, soit mécaniques, soit numériques, sont concentrés de telle manière qu'on aura une énorme marge de manoeuvre en ce qui concerne nos futures options sur la forme qu'on voudra donner au...
Kullanımı da oldukça kolay, hatta daha öncekileri kullandığımız gibi kullanabiliriz.
Ecoute électronique de la Marge Proprio RBC. Aujourd'hui.
Bu gün telefon hatlarına giriyoruz.
Les irrégularités de la pharmacie... ont toujours été minimes, dans une marge acceptable.
Eczacılıktaki anlaşmazlıklar oldukça küçük ve kırılmaya müsaittirler.
Il y a une petite marge d'erreur.
Küçük bir hata payı var tabii.
Mon cerveau est comme un ordi, et j'archive les histoires de grand-père dans un dossier spécial.
Marge, beynim bilgisayar gibidir ve Büyükbaba'nın hikayelerini çok özel bir yere saklarım.
Comment on peut s'en vouloir?
Marge, bir insan kendine nasıl kızgın olabilir ki?
J'ai découvert que le test avait une marge d'erreur.
Testte bir hata payı olduğunu fark ettim.
Voilà votre marge d'erreur.
İşte yanılma payınız.
On sait tous deux que ta "science" a une grosse marge d'erreur... et qu'elle ne fera pas le poids à la cour.
İkimiz de çok iyi biliyoruz ki, senin biliminin hata yapma olasılığı yüksek. Ve bunlarla mahkemeyi etkileyemeyeceksindir.
J'ai dit une grosse marge d'erreur?
Ciddi hata yapma olasılığından bahsetmemiş miydim?
S'il y avait une marge, je ne vous aurais rien demandé.
eğer gerekli olmasaydı. Sorun yapmazdım.
"Seigneur, fais que Marge ne découvre pas " que l'hôtel laisse des chocolats sur les oreillers le soir. "
"Tanrım, kaldığımız otelde yastıklara çikolata bıraktıklarını Marge lütfen öğrenmesin."
C'est dur de dormir sachant que Marge et les enfants sont coincés dans une petite pièce. Ça le fait grave de pioncer - sur la tombe du sauveur inconnu.
Marge ve çocukların küçücük bir odada sıkıştığını bilerek uyumak çok zor, ama gizemli kurtarıcının mezarı o kadar rahat ve serin ki -
Je peux dégager autant de bénéfices qu'avec le restaurant, sans compter la marge sur l'alcool.
- O kadar çok mu? - İyi bir akşamda restorandaki kadar kâr edebilirim. Hem de içki kârına ihtiyaç duymadan.
Je sais que vous avez tout essayé pour le maîtriser...
Marge, Bart'ı kontrol altında tutmak için her şeyi denediğini biliyorum :
Tu t'achètes un sac Alain Lanty?
Marge Simpson! Marc Fredericks marka el çantası mı alıyorsun?
Bah, alors, Marge?
Ne oldu Marge?
Bien joué.
Tebrikler Marge.
Ça dépasse le budget.
Bazılarımız hakkından fazla harcamadı, Marge.
Viens. On va au buffet.
Hadi Marge, yemek masasına gidelim
Reste calme, Marge.
Sakin ol Marge. Sakin ol.
Attends, tu réalises ce qui vient de se passer?
Bir dakika Marge. Ne olduğunun farkında mısın?
Si t'étais un singe sur un bananier, tu saurais pas en profiter.
Marge, muz gemisinde bir maymun olsan sen yine eğlenemezsin!
Désolé, mais c'est n'importe quoi.
Üzgünüm Marge ama bu söylediğin saçmalık.
Vous, Marge.
Seni, Marge.
On peut parler en privé?
Marge? Seninle yalnız konuşabilir miyim?
Qu'est-ce que tu fais?
Marge, ne yapıyorsun?
Salope, je suis un BlackBerry!
Marge bundan bahsetmezsen iyi olur.
J'ai cherché partout. En ce moment même, je suis assis avec un policier de Las Vegas qui fouille les registres d'entrées des hôtels.
Marge, telefon görüşmemizden anladığım kadarıyla telefon şirketin çok kötü.
Allez, juste un dernier verre, Marge.
Hadi ama, bir kadeh daha Marge.
Désolé, Marge, je ne peux pas vous renseigner.
Üzgünüm Marge, bunu sana söyleyemem.
Ce n'est pas finit, Marge.
Sona ermedi, Marge.
Sans marge?
Orta çizgili yok muydu?
ça ne doit pas être bien dur.
Marge, ne kadar zor olabilir ki?
Ces notes dans la marge, ces commentaires sont récents.
Ama kenarlardaki bu notlar bu keçe uçlu kalemle yapılan notlar, bunlar yeni.
J'ai Marge!
- Marge'a ulaştım!
Est-ce que tu t'enfuis avec Moe?
- Homer? Marge, Moe ile kaçıyor musun? !
Tu me quittes pour...?
Marge, beni Moe için terk..?
J'ai aucun problème avec Marge.
Marge ve benim hiçbir problemimiz yok.
Quand est-ce que tu as compris qu'on la matait comme un livre Harry Potter, à la bibliothèque?
Marge'ın halk kütüphanesindeki Harry Potter kitapları gibi devamlı uzaklaştığını ilk ne zaman fark ettin? Geçmişi düşün.
Marge m'a invité pour être l'ange sur ton épaule afin que tu ignores les 400 diables sur l'autre.
Komşu Marge beni omzundaki küçük melek olayım diye davet etti. Böylece diğer omzundaki 400 şeytanı dinlemeyeceksin!
- Ça laisse de la marge.
Gelişme olacaktır.
Marge, de quoi on parlait?
Neden bahsediyorduk Marge? Nefesimi boşuna yormayayım.
Mes belles-soeurs arrivent.
Moe, Marge'ın akrabaları geliyor.
Marge, c'est de la folie!
Marge, çılgınlık bu!