English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Marshal

Marshal translate Turkish

1,215 parallel translation
Marshal, accompagnez donc Mlle Warren aux cellules.
Marshal, neden Bayan Warren'ı hücrelerin oraya götürmüyorsun?
Nous avons tous nos fantômes, marshal.
Hepimizin hortlakları var, Marshal.
Marshal Jedediah Cooper.
Marshal Jedediah Cooper.
Marshal, quand vous les avez appréhendés... l'un des accusés a-t-il clamé son innocence?
Marshal, tutuklanmaları sırasında davalılardan herhangi biri suçlarını inkâr etti mi?
Marshal, ce tribunal ne tient pas compte des dépositions sans témoin.
Marshal, bu mahkeme başkalarından duyularak öne sürülen delilleri dikkate almaz.
La justice est de mon ressort, marshal.
Adalet benim yetki alanımda, Marshal.
Alors vous pouvez vous lever, marshal.
O zaman yerinize geçebilirsiniz, Marshal.
Si ce marshal veut trouver Charley Blackfoot, il devra bien chercher.
Eğer bu Marshal Charley Blackfoot'u istiyorsa, ilk önce onu bulmak zorunda...
Bonjour, marshal!
Selam, Marshal!
Si ce marshal vivait, le chien aboierait, non?
Eğer Marshal hayattaysa, köpek havlıyor olurdu, değil mi?
On les mettrait en prison et on enverrait quelqu'un chercher le marshal de Sweetwater.
Onları şimdi hapse atarsın... ve Sweetwater'da şerife birilerini gönderebilirsin.
Je vous suis et quand je verrai un marshal, je vous ferai inculper de meurtre.
Takip edeceğim ve bir bölge şerifine rastladığımda... sizi adam öldürmekle itham edeceğim.
On s'en va, vous trouvez le marshal.
Biz buradan ayrılıyoruz, sen de bölge şerifine gidersin.
Voilà le capitaine maréchal.
İşte Yüzbaşı Marshal.
"Tous les hors-la-loi qui, de leur propre chef..." "font une demande au bureau de Roy W. Colby..." "marshal américain, ville de Tascosa, Nouveau-Mexique,"
New Mexico topraklarına bağlı, Tascona Kasabası'ndan Şerif Roy W. Colby'nin ofisine kendi özgür iradeleriyle başvuran tüm kanun kaçakları affedilecektir.
Nous sommes ici pour Ie mettre dans une boîte... et Ie remettre au marshal.
Buraya, onu paket yapıp Şerif'in ellerine teslim etmek için geldik.
Si tu restes ici,... tu rencontreras Ia gang du marshal CoIby.
Burada kalırsanız, Şerif Colby'nin adamları başınıza büyük bela olacak.
Ia main du marshal. " Je pourrais vendre un million de billets pour ça.
Böyle bir gösteriyle, bir milyon bilet satabilirim.
Pointer un fusil sur un marshal aussi.
Şu anda, bir Şerif'e silah dayıyorsun.
Hé, marshal!
Hey, Şerif!
C'est incroyable, mettre les menottes à un marshal.
İşte bu şaşırtıcı. Bir Şerif'in kelepçelenmesi...
Videz les rues... ou vous aurez un marshal mort sur Ia conscience.
Pekala. Şimdi sokağı boşaltın yoksa ölü bir Şerif'iniz olur.
"Approchez, braves gens,..." "et voyez le tireur numéro un en pleine crise..." "et lorsqu'il aura fíni, il embrassera la main du marshal".
Yaklaşın, millet ve bir numaralı silahşörün nasıl da titrediğini görün bu bittiğinde de, Şerif'in ellerini öpecek.
Air Chief Marshal Dowding, Monsieur.
Mareşal Dowding, efendim.
- Quel est le meilleur marshal?
- Ellerindeki en iyi marşal kim?
Que pensez-vous du marshal Rooster Cogburn?
Marşal Rooster Cogburn hakkında ne düşünüyorsunuz?
Faites venir le marshal Cogburn à la barre.
Yardımcı marşal Cogburn'ü çağırın.
Vous avez déclaré que C. C. Wharton a pris un fusil et tué le marshal Potter.
Anlattıklarınıza göre C C Wharton silahı kaptı ve marşal Potter'ı öldürdü.
Depuis combien de temps êtes-vous marshal, M. Cogburn?
Ne kadar zamandır yardımcı marşalsınız bay Cogburn?
Combien d'hommes avez-vous tués depuis que vous êtes marshal?
Yardımcı marşal olduğunuzdan bu yana kaç kişi vurdunuz?
Je m'associerai peut-être à vous et à ce marshal.
Belki ben de sana ve yardımcı marşala katılırım.
- Je discute avec le marshal.
- Marşalla sohbet ediyorduk.
Le marshal travaille pour moi.
Marşal benimle çalışıyor.
- Demandez au marshal.
- Marşala sor.
Si vous coopérez avec le marshal, il vous aidera. Mon avocat aussi.
Marşalın sorularını cevaplarsan, o ve avukatım sana yardım ederler.
Marshal Rooster Cogburn et cinquante officiers armés.
Marşal Rooster Cogburn ve elli tane silahlı memur.
Le marshal Rooster Cogburn et un Texas Ranger.
Marşal Rooster Cogburn ve Texas'lı bir memur.
Je m'adresse au marshal Reuben J. Cogburn?
Marşal Reuben J Cogburn ile mi muhatap oluyorum?
Je ne connais personne de ce nom, marshal.
Bu isimde biriyle daha evvel tanıştığımı hatırlamıyorum, şerif.
À moins qu'un marshal ou que le shérif de Rio Lobo ne me demande...
Bir Polis Müdürü ya da Rio Lobo şerifi talepte bulunmazsa...
Garde, retenez le prisonnier s'il recommence!
Marshal, mahkum daha fazla taşkınlık yaparsa onu dizginleyeceksin
Le marshal n'a ni pitié, ni sympathie, ni émotions.
Şerif'in merhameti yok. Sempatisi ya da acıması hiç yoktur.
Apporte une bouteille sur le compte du marshal.
Bana bir bira getir. Şerif'in hesabına yaz.
Maintenant, je suis marshal.
Fakat şimdi yalnız biriyim.
Ne ricane pas, Chris, un marshal des plus respectables.
Chris, sakın dalga geçme bir kasabanın şerifi olmak üzereyim.
Un marshal américain dans un village mexicain?
Bir Meksika kasabasında Amerikalı bir şerif mi görev yapacak?
Il faut que vous sachiez, marshal... qu'ils ne sont plus aussi redoutables.
Şerif sanırım bilmen gerekiyor. Artık eskisi kadar sert değiller.
Marshal Colby a dit de tirer à vue.
Şerif Colby, gördüğünüz yerde vurun dedi.
WYATT EARP MARSHAL
WYATT EARP KASABA ŞERİFİ
Ils arrivent! Le marshal, il est revenu!
Şerif ve adamları geri döndü!
- Marshal.
- Şef.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]