English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Massage

Massage translate Turkish

2,102 parallel translation
Room service, massage, une heure de shiatsu, un sac à main, 300 dollars de lingerie.
Oda servisi, masaj bir saatlik şiyatsu, bir ödül 300 $ değerinde iç çamaşır.
Donc le serveur m'en apporte, mais je peux pas les manger. Car ça fait enfler ma langue, donc je n'en mange pas. Ça veut pas dire qu'Andréa peut piquer une crevette dans mon assiette et lui fasse un massage.
En sevdiğim yiyecek karides garson da karides getiriyor fakat ben yiyemem çünkü dilimi şişiriyor, yani karidesi yemiyorum ama bu Andrea'nın onu tabağımdan alıp ona masaj yapmasını istediğim anlamına gelmez.
Je suppose qu'on pourrait aller se faire un massage.
Sanırım, gidip bir masaj yaptırabiliriz.
Au fait, j'ai fait une réservation pour un massage en couple ce week-end.
Bu arada hafta sonu çiftler için masaj rezervasyonu yaptım.
On a déjà réservé un massage en couple...
Çift kişilik masaj ayarlamıştık ve...
Je peux te faire un massage.
- İstersen masaj yapabilirim.
Je lui faisais un massage du dos.
Sadece sırtına masaj yaptım.
Une sorte de massage.
Sanki masaj gibi.
Avec un peu de glace et un massage, tout devrait bien aller, tu verras.
Biraz buz ve masaj yeterli olacaktır. Çabucak iyileşirisin.
Elle cherche une huile de massage à la noix de coco.
Masaj yağ ] arına bakıyor.
Achète-lui cette huile de massage. Elle en a plus besoin que toi.
O masaj yağını ona al, senden daha çok ihtiyacı var.
Il lui faudrait un forfait manu-pédicu-massage d'urgence!
Birinin acilen manikür pedikür masajına gidip rahatlaması lazım. - Shelley!
Donne-lui un foutu massage!
Masajını yaptır da rahatlasın!
Vous voulez un massage?
Masaj ister misin?
Viens pour massage numéro un!
Merhaba Mack! Hemen gel!
Massage numéro un. Viens.
Bir numaralı masaj.
Quel massage!
Ne masaj ama!
Elle veut un massage, me laisse des gentils messages.
Güzel mesajlar atıyor. Ama hiçbir şey olmuyor.
Je te ferai un massage, je...
Sana masaj yaparım, sana...
En massage shiatsu.
- Ayak masajı öğrencisi.
- Un massage complet.
Tam vücut masajı.
- Mon massage est juste à côté.
- Masörüm oraya çok yakın.
Quel genre de massage voulez-vous?
Ne tür bir masaj istersiniz?
Les témoins racontent qu'il avait l'air mort mais que vous n'abandonniez pas le massage cardiaque.
Görgü tanıkları öldüğünü sanmış ama siz suni solunum yapmaktan geri durmamışsınız.
Massage des pieds.
Ayak masajı.
Tu veux un massage avec ça?
Yanında masaj ve elle boşaltılmak ister misin?
Alors si vous êtes comme ces idiots qui ont besoin de se sentir bien, Allez vous faire un massage des pieds.
Yani eğer kendini iyi hissetmek isteyen o aptallardan biriyseniz gidin kendinize bir ayak masajı yaptırın.
Le massage, c'est pas la médecine.
Masaj, hekimlik sayılmaz!
On lui a fait un massage cardiaque.
Ölmeden önce ona kalp masajı yapmaya çalışmış.
J'installe des tables de massage.
Son bir saat için masaj masalarını hazırlıyorum.
- Palmiers, oliviers, un salon de thé, jacuzzi, massage...
Palmiye ve zeytin ağaçları, bir TV odası, bir jakuzi, masajlar...
Et par "couché", je veux dire que je lui ai fait un massage.
Yani seks derken, ona masaj yaptım demek istiyorum.
Aimerais-tu un massage?
Masaj ister misin?
Va attendre dans l'aire de massage, et j'appellerai quelqu'un pour prendre soin de ton genou.
Masaj salonunda beklesene ben dizinle ilgilenecek birini çağırayım.
On est prêts pour ton massage, Echo.
Masajın için hazırız, Echo.
Echo, va te faire donner un massage.
Echo, masaj yaptırsana.
Un massage, ça me détendrait.
Masaj beni rahatlatır.
Massage, rasage, coupe " Je vais tout faire. Allez
Masaj, sakal tıraşı, saç kesimi, koltukaltı... her şeyi yaptıracağım.
Je te fais un massage et tu bénis l'ennemi!
Şimdiki gibi çalışmaz.
Je comprends pas que t'aies jamais fini l'école de massage.
Masaj okulunu nasıl bitiremediğine inanamıyorum.
On doit juste à Charmaine - un peignoir et un massage.
Sadece Charmaine'e pelüş bir bornoz ve bir masaj borçluyuz.
Il voulait toujours aller à Brookstone tester les chaises de massage.
Brookstone'a gidip, oradaki masaj koltuklarına bir göz atmamı söylerdi.
Le programme du jour, soin du visage et massage...
Pekâlâ, işte bugünkü plan. - Cilt bakımı ve masajla başlayacağız... - Evet, lütfen.
{ \ pos ( 192,205 ) } Presque rien, vous savez, un peu de repos, des étirements... { \ pos ( 192,205 ) } Peut-être un bon massage et tout sera remis en place.
Hiçbir şey, biraz germe desteği... Hey, belki iyi bir masaj geçirecekti.
- Arrêtez le massage.
Kalp masajını durdurun.
Arrêtez le massage.
Kalp masajını durdur.
Quand un train passe, il suffit de se coucher par terre pour avoir un massage gratuit.
Tren geçerken, yere uzanıp beleş bir masaj yaptırabiliriz.
Massage numéro deux.
Çinli.
Massage?
Masaj ister misin?
Arrêtez le massage.
Kalp masajını durdurun.
Reprise du massage.
Kalp masajına devam et.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]