English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Meetings

Meetings translate Turkish

97 parallel translation
Des meetings se tenaient jusqu'au soir.
Tartışmalı toplantı akşam boyunca devam etti.
Il me sera bien utile auprès de l'auditoire des meetings.
O, bizim dinleyici kitlesiyle birlikte mitinglerde benim yerime iyi bir yerde duracak.
On n'est jamais allés à leurs meetings.
Biz törenlere hiç katılmadık.
C'était l'époque des célébrations de septembre, des meetings de Nuremberg.
Nuremberg rallilerinin yapıldığı bir eylül ayıydı.
Leurs meetings bocialistes, au café de l'Axe, sur la route de Rosedale.
Boşyalist mitinglere Rosedale Yolundaki Axis Kafe'de.
C'était pour me protéger aux piquets de grève, aux manifs, et dans les meetings politiques, quand j'étais attaquée par la police ou les voyous de l'opposition.
Tel örgüler önünde, yürüyüşlerde, ve siyasi mitinglerde polisin tutuklamasına ve serserilerin saldırılarına karşı savunma aracımdı.
J'ai des meetings.
Birkaç toplantım var.
- Je sais que nous allons avoir de nombreux meetings, - Mais je veux que vous vous amusiez bien.
Bir sürü iş toplantın olacağını biliyorum ama özellikle de en çok senin keyif almanı istiyorum.
Il y aura des conversations et des meetings deux fois par semaine.
Haftada iki kez görüşme toplantıların olacak.
J'adorais aller aux meetings, on s'éclatait.
Εğlence yapιldιğιnda tοplantιlara katιlmaya bayιlιrdιm.
Si tu vivais en Rhodésie, tu serais dehors toute la journée, à des meetings fascistes.
O lanet Rodezya'da yaşasaydın her gün faşistlerin gösterilerine katılırdın.
Tu vas plus à ces meetings?
O toplantılara gitmeyi bırakacak mısın?
Je n'avais pas remarqué que tu attachais de l'importance à la politique, aux meetings.
Bunun senin için bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum. - Politika, toplantılar ve hepsi.
Les Amis de la Nature aiment les arbres, vous savez... alors je viens aux meetings.
Bilirsiniz... Doğa Dostları Ağaç Severler... -...
Tu vois? On peut facilement voir et là, on parle de transe collective, la frontière entre cela et les meetings de Hitler à Nuremberg, c'est très ténu!
Sen de fark etmişsindir, çünkü grup transından bahsediyorum böyle bir şeyle, Hitler'in Nuremberg mitingleri arasında çok az bir fark oluyor.
Les interviews. Les autographes. Toutes sortes de meetings.
İmza vermeler, röportajlar, ziyaretler...
Je participe toujours aux meetings.
Hala toplantılara katılıyorum.
Oui, et on a aussi des meetings... où les femmes discutent de toutes sortes de questions... concernant la sexualité... la sécurité des étudiants, ce genre de choses.
- Burada mı? Evet, ayrıca toplantılarımız da oluyor bir grup kadın bir araya gelip her türlü sorunu tartışıyoruz cinsellik hakkında... - Vay canına.
On prenait les caméras et on filmait les meetings.
Kameralarımız alıp bir toplantıyı filme çekmek için yola çıktık.
On filmait les meetings et ils nous donnaient caméras et pellicule.
Toplantıyı çektik ve bize bir kamerayla film verdiler.
Il y a les meetings écologiques et les protestations antinucléaires... et la marche pour légaliser la marijuana... s'ils finissent par l'organiser.
Çevre duyarlılığı ve nükleer karşıtı eylemler için.. ve mariuananın yasallaştırılması yürüyüşü için... eğer bir gün organize olabilirlerse tabi.
Ciseaux qui traînent, crashes aux meetings aériens, gangs chinois de voleurs d'organes...
Makas kazası olabilir, hava gösterisi faciası olabilir, Çin organ mafyası.
Oui, celle qui te draguait pendant les meetings de la campagne présidentielle!
Evet, şu seni başkanlık seçimi kampanyası mitinglerine sürükleyen!
Pas un de ces meetings clandestins, j'espère.
Başka gizli bir buluşma değildir umarım.
Laisse les autres faire des meetings.
Bırak kim toplanıyorsa, toplansın!
Pas un seul des candidats à la présidence n'avait autant de monde à ses meetings.
Hiç bir başkan adayı için bu kadar insan miting alanına toplanmamıştı.
Ce meetings que Sherry et Roger ont eu. Où ont-ils eu lieu?
Sherry ve Roger'ın yaptığı görüşmeler nerede oldu?
Des fois, pendant ces meetings, je me sens vraiment dépassée.
Bazen bu iş toplantılarında, altından kalkamayacağım gibi hissediyorum.
Ici, nous avons des meetings aériens depuis le Moyen Âge, mais ils ne sont devenus populaires qu'après l'invention des avions.
Hava gösterilerinin Ortaçağdan beri İngilterede bir yeri vardır gerçi sadece uçağın icadı ile popüler hale geldiler.
Aurais-tu la liste des prochains lieux de meetings?
Konuşmaların yapılacağı toplantı yerlerinin listesi sende mi?
Je me suis rendu à de nombreux meetings :
Birçok farklı toplantıya katıldım.
aux meetings communistes, socialistes, fascistes, aux meetings des Hommes Unis, aux meetings de la technocratie...
Komünist toplantıları, sosyalist toplantıları, faşist toplantıları, "Birleşik İnsanoğlu", teknokrasi.
Ces meetings pourrait me rapporter énormément avec une bonne approche marketing.
Doğru pazarlamayla bu gösterilerden büyük para kazanabilirim.
Donc, vous filmez ces meetings?
Yani gösterileri kaydediyorsunuz.
J'ai pensé que la police devait en être avertie. J'ai entendu par hasard mon fils, Evan, discuter à propos de ces meetings il y a quelques jours et où ça se passerait.
Birkaç gün önce oğlum Evan'ın bu gösterilerden yapılacağını söylediğini duydum, yerini de söyledi.
Des meetings sur le pouvoir de la prière.
"Dua gücü" toplantıları..
N'importe quelle fonction high Security va faire des erreurs d'inattentions. Beaucoup de meetings. Beaucoup de bureaucrates se surveillant entre eux.
Bütün yüksek güvenlik fonksiyonlarında gözden kaçan şeyler olur,... bir çok toplantı,... birbirini yoklatan bir sürü bürokrat.
Les meetings politiques fleurissaient et les ennemis d'hier.. .. à © taient devenus des hà © ros de la nation.
Politik toplantılar artıyordu ve dünün düşmanları ulusal kahramanlar oluyorlardı.
Le Président a trois meetings publics prévus dans cet intervalle.
Başkan o dönemde üç yerde halkın karşısına çıkacak.
Je ne sais pas si vous le savez, mais je faisais ce bon vieux Soft Shoe dans tous les meetings d'Eisenhower.
Bilmiyorum bunu biliyor musunuz ama Eisenhower seçim mitinglerinde hep step dansı yapardım.
Nous ferons plus de visites, de meetings dans les mairies.
Birkaç yeni ziyaret ve şehir konseyi toplantısı.
Et quand tu te pavanes dans les meetings à intimider les politiciens, moi je dépouille les salopards qui me barrent la route.
Sen toplantılar düzenlerken ve siyasetçilere kabadayılık taslarken ben paragöz züppeleri alaşağı etmekle uğraşıyordum.
Il fait toujours des tracts, il va à des meetings politiques.
El ilanları yapar, mitinglere katılır.
J'aime pas les plannings, les meetings, les fenêtres qui ne s'ouvrent pas.
Fred, ben erken kalkan biri değilim.
Des agents voulaient me faire signer, m'emmenaient partout à des meetings.
Menajerlerim beni bir sürü yerle kontrat imzalamam için yırtınıyordu.
J'ai organisé des meetings.
Toplantılar düzenledim.
J'ai fait la couverture de Meetings en janvier comme ça.
Bunu Toplantılar dergisinin ocak ayı sayısı kapağında taktım.
Viens à un de mes meetings.
Toplantılarımdan birine gel.
C'est ce qu'on entend dans tout le pays, dans nos meetings... les gens réclament à grands cris des sources nationales d'énergie... dans lesquelles nous pourrons puiser.
Ülkeye karşı tam olarak insanların aç kalması neyi ifade ediyor bu tarz bir kaynağın tepkisi kendini dışar vurur
Mais si la prière était l'attraction majeure des meetings évangélistes,
Fakat...
les meetings de la Convention.
- Evet. Toplantıda.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]