Translate.vc / French → Turkish / Mille
Mille translate Turkish
9,123 parallel translation
- mille fois.
- Bin kere.
Je suis allé au marbre et j'ai frappé dans le mille.
Ben de hemen harekete geçip annenize sağlam giriştim.
Parce qu'un cheveu vaut mille mots, et j'en ai trouvé plein sur le canot.
Çünkü bir saç, binlerce kelimeye bedeldir ve onlardan botta yığınla buldum.
Je te nomme commandant de mille hommes.
Seni Binbaşı ilan ediyorum.
10 juillet... mille huit cents...
10 Temmuz, 18...
Mille neuf cent onze.
1911.
J'ai mis dans le mille.
Başardım!
J'ai mis dans le mille.
Üstesinden geldim.
Si Richard venait deux fois par semaine, cela fait plus de cent mille dollars par an.
Richard haftada iki kere oraya gidiyorsa bu, yılda 100.000 dolardan fazla eder.
Non. Moi. Cent mille.
- Hayır, bana. 100 bin dolar.
Il doit y avoir 7 mille dollars.
Nerden baksan 7 bin dolar.
- Je suis prêt à parier qu'elle sait ce qu'on peut avoir ici pour 7 mille dollars.
- Eminim böyle bir yerde 7 bin dolara ne alındığını biliyordur.
Les crémations se font à plus de mille cent degrés, et ça détruit l'ADN. Même si on avait une trace de pathogène, on serait incapable d'affirmer qu'il provient du corps de la mère.
Ölü yakmak için gerekli ısı 600 dereceyi aşıyor, bu da DNA'yı yok ediyor, herhangi bir virüs bulsak bile, annenin bedenine ait olup olmadığını söyleyemeyiz.
Deux millions trois cent soixante-quatre mille cent vingt dollars.
2.364.120 dolar.
Pour mille actions, vingt-neuf mille neuf cent vingt-cinq dollars.
1.000 hisse senedi. 29.925 dolar.
Mille dollars.
1.000 doların üzerindeydi.
Tu m'as arnaqué cinq mille dollars.
Beni beş yıl geriye götürmüştün.
En mille ans, je n'ai jamais vu personne réussis à lutter contre toi, même pas notre cruel père, pas une des innombrables personnes dévoué à te détruire.
1000 yıl boyunca sana karşı dikilip başarıyla kafa tutan kimseyi görmedim buna iğrenç babamız da dahil. Seni yok etmek isteyen sayısız girişimciden hiçbirisi.
La douleur que tes parents t'ont infligés pendant mille ans, je comprends ce contre quoi tu te bats, mais la vraie question est, pour quoi te bats-tu?
Ailenin sana verdigi aci bin yildir üzerinde, vermis oldugun savasi anliyorum. Ancak asil soru ne için savastigin.
Cette histoire s'est passée il y a plus de mille ans.
Bu hikaye binlerce yıllık.
Cent mille dollars.
Yüzbin dolar.
Ariq mérite d'être piétiné par mille chevaux et de pourrir dans la steppe.
Arik, bin atlı tarafından çiğnenip bozkırın ortasında çürümeye bırakılmalı.
Alors mets les cent mille sur le budget des pensions des actifs si ça aide.
Yani 100,000 doları kaynak gideri olarak bütçelendir eğer bir yardımı olacaksa.
Six mille.
Altı bin...
Cochise a dû taper dans le mille.
Cochise vurmuş olmalı.
Dans le mille!
Tam isabet!
C'était incroyable... dans le mille.
- Bu inanılmazdı.
Dans le mille, Matt. Dans le mille.
Tam isabet, Matt.
Dix mille.
On bin dolarını alırım.
Deux mille?
2 bin?
Mille?
- Bin.
Mille dollars?
- Bin dolar mı?
Cent mille.
- Yüz bin dolar.
Merci beaucoup.
Grazie Mille.
Il y a mille ans.
1.000 yıl önce.
Eh bien... ça va vous coûter 15 mille.
O zaman... bu sana 15 bine patlayacak.
Imaginez mille projectiles en une journée.
Her gün bin kere ateşleyebildiğini düşün.
Je préfère faire face au décès mille fois que d'être dans ma cuisine et préparer les plats.
Ama yüzlerce kez ölümle yüzleşmeyi seçerdim mutfakta bulaşık yıkamak yerine.
Dieu le bénisse mille fois pour toute sa vie.
Tanrı onu tüm hayatı boyunca korusun.
J'étais... C'est juste tout cette dentelle et la soie, une robe d'un mille de long.
İpek ve elbise işine biraz fazla dalmışım sadece.
Les seuls spécimens du virus à mille lieux à la ronde se trouvent dans les frigos de Rynelab.
Bin kilometre mesafedeki... virüsün tek örnekleri... RyneLab'ın derin dondurucusunda olanlar.
Cent mille.
Yüz bin isterim.
Il y a à peine 20 mille là.
Zar zor yirmi bin dolar eder bu. Amına koyayım.
Quand on s'est rencontré, tu m'as offert 500 mille pour Blow Town... Maintenant je les veux.
Tanıştığımızda şehri havaya uçurmam için 500 bin teklif etmiştin, paramı istiyorum.
On a toujours les 20 mille.
Hala yirmi bin var.
20 mille dollars.
Yirmi bin dolar.
Je peux t'en donner deux mille. C'est tout.
Ve gelip bana yeni bir röportaj vermesi gerekiyor.
Mille?
- Bin mi?
Je n'ai pas seulement mis le dossier au mauvais endroit à la mauvaise date, j'en ai ajouté dix mille autres qui lui ressemble.
Belgeyi yanlış dosyalamak ve yanlış tarih atmakla kalmadım ona benzeyen diğer 10.000 tanesinin içine koydum.
Presque 100 mille dollars. Partis en fumée
Yaklaşık 100 bin dolar duman olup gitti.
Caution à 50 mille.
Kefaleti elli bin.