Translate.vc / French → Turkish / Modern
Modern translate Turkish
3,385 parallel translation
- Ils cherchent un truc différent et plus hip pour leur nouvelle campagne.
Yeni kampanyaları için değişik, biraz daha modern bir şey arıyorlar.
Vous tuez ceux qui construisent une société musulmane moderne.
Modern Müslüman toplumunu kurmak isteyenleri öldürüyorsun.
"Une société musulmane moderne"?
Modern Müslüman toplumu mu?
Ce n'est pas facile d'avoir une mère cool ;
Modern bir anneye sahip olmak hiç kolay değil.
Je pars sur les postmodernistes.
Seni post-modern kitaplara yöneltiyorum.
Le télétravail, c'est moderne, mon gars.
Evden çalışmak modern bir gereklilik.
Veux-tu jouer une chanson d'aujourd'hui?
Modern bir şeyler çalar mısın?
Loin du monde moderne et de ses gadgets, et je ne serai pas malade.
Modern dünyadan ve onun makinalarından uzakta olmalıyım böylece hasta olmayacağım.
Peu importe. Si les gens veulent des'Modern Warfare'ou des'Halo Reach'... ça me va puisque je crois que ces jeux sont de la merde.
Eğer insanlar'Modern Warfare'veya'Halo Reach'istiyorlarsa kendileri bilir çünkü bence o oyunlar boktan.
Coventry Academy, le colosse moderne.
Ve Coventry Akademisi ise oyunu mükemmelleştirmiş olan modern gücü temsil ediyor.
L'esclavage du monde moderne, ce sont les affaires.
Modern çağ köleliği büyük çaplı bir iştir.
Ça n'a rien d'un miracle.
O modern tıbbın işiydi.
Quelque chose de plus moderne?
Daha modern bir şeye ne dersin?
Je sais chanter, mais je connais aussi la danse moderne, la danse ancienne et la danse des sirènes, qui est un peu différente.
Şarkı söyleyebiliyorum ama ayrıca modern dansta da iyiyim. Eski zaman dansında da, deniz kızı dansında da. Ki o biraz farklıdır.
Bref, en mariant la science antique et la technologie moderne Fae, on obtient des résultats surprenants.
Neticede, antik bilimler ile modern Fae teknolojisini birleştirdiğin zaman insanı şaşırtabilecek, etkili sonuçlarla karşılaşabiliyorsun.
Les traitements modernes du sixième postulat, la rigidité du triangle est utilisée comme alternative à la superposition.
Öklit Geometrisinde Modern Tedaviler, ve Üçgenin Değişmezlik Kanunu Tamamen Alternatif Bir Kanun Olabilir.
Bien qu'ancestrale, cette tradition n'en est pas moins moderne.
Atalara özgü olan bu gelenek aslında oldukça modern.
Un accessoire de mode à la fois attentionné et pratique.
Hem Düşünceli Hemde Pratik, Modern Bir Donanım..
Ça va bien avec le décor, style moderne négligé.
Evet, Dekora İyi Gideceklerini Düşündüm- - Birçeşit Modern Harabe.
Une nouvelle association va gérer la bibliothèque. Ils vont "repenser" la bibliothèque moderne.
Kâr amacı gütmeyen bir kuruluş kütüphaneyi devralıyor ve modern kütüphane deneyimini yeniden düzenlemek istiyorlar.
Où va-t-on frapper?
Bu sefer nereyi soyalım? Modern Sanatlar Müzesi'ni mi?
La construction a commencé, en remplaçant la structure originelle en bois pour que ce soit aux normes de sécurité actuelles.
... orijinal tahta destek yapısının modern güvenlik standartlarıyla değiştirilmesi inşasına başlandı.
Les abattoirs avant-gardistes, humains, efficaces.
Kesim evleri modern, insancıl ve etkili olacak.
Lauren pourrait y apporter son côté chic, Katie y donnerait un côté art urbain.
Lauren'ın yaptığı modern dekorasyondan ve Katie'nln bulduğu flyakalı sokak sanatından bahsediyorum.
Une chaine moderne a dit de faire correspondre le son d'un Stradivarius.
Modern telliler de Stradivarius'un sesine yaklaşmış olmalı.
Personne n'a de problèmes Avec ces gas seulement les imbécile peuvent être tirés?
Kimsenin bu modern olmayan sadece erkeklerin katılabildiği takıma şikâyeti yok mu?
Je ne peux pas te dire de sortir cette cassette. Mais comme adepte de la culture moderne, je peux pas te dire de pas le faire.
Fakat, bir modern pop kültürü uzmanı olarak da'yapma'diyemem.
Vous ne croyez pas à la médecine moderne, mais vous croyez au pouvoir de la prière.
Modern tıbba inanmadığınızı biliyorum. - Ama ibadetin gücüne inanıyorsunuz.
Alors, est-ce qu'on n'est pas modernes?
Çok modern bir görüşme oldu.
Je vais te dire, ça rend l'agence plus moderne.
İşin doğrusu, bu olay ajansı daha modern gösterir.
Donc le S.F.P.D. est entrain de supposer qu'il utilise une arme moderne. Mais la portée maximale de Cobb avec une Winchester est de?
Polis onun modern bir silah kullandığını varsayıyor ama Winchester'la Cobb'un maksimum menzili ne kadardır?
Inclus aussi le ballet, l'opéra et garde M.O.M.A
Ayrıca baleyi, operayı da dâhil et. Modern Sanatlar Müzesini es geç.
C'était très basique, basique, basique Comme des nomades modernes.
Son derece sade bir hayattı. Modern göçebeler gibiydik.
L'astronomie, la théorie musicale, l'art moderne..
Astronomi, müzik teorisi, modern sanat...
C'est une société presque pas touchée par le monde moderne.
Modern dünya tarafından neredeyse hiç bozulmamış bir topluluk.
Un endroit pour apprendre, la science, la beauté- - La cité la plus moderne au monde.
Eğitimin bilimin, güzelliğin mekânı dünyanın en modern şehri olacak.
Votre ville mérite une école secondaire à la fine pointe.
Kasabanızın modern bir liseye sahip olmaması için bir neden yok.
Dites ce que vous voulez sur la technologie moderne.
Modern teknoloji için istediğimizi söyleyelim.
Les ambitieux. Un grand classique.
"Kanunsuzlar." Modern klasiklerden.
Le problème est que l'affaire Zodiaque est la mieux documentée de toutes les enquêtes non résolues de tueur en série.
Özetle Zodiac modern zamanların en iyi belgelenen çözülmemiş seri katil vakası.
Ils croient que la technologie moderne est impure.
Tüm modern teknolojinin kirlenmiş olduğuna inanıyorlar.
Nous ne voulons rien ayant à voir avec le monde moderne toxique.
Zehirli bir modern dünyada hiç bir şey yapmak istemiyoruz.
Ça arrivait souvent, avant la médecine moderne.
Modern tıptan önce kaç kadın doğumda öldü?
Tu dois prendre exemple sur l'américaine moderne.
Modern Amerikan kızlardan tiyo almış olmalısın.
je te présente Shirley elle est moderne, urbaine, fun et en chasse.
Shirley ile tanış, modern, şehirli, eğlenceli ve acıkmış.
"I am a very model of a modern major general"?
"Ben Modern Tümgeneral'in çok güzel bir örneğiyim", şarkısında kaç kelime olduğunu biliyor musun?
Dans l'ère moderne, il ya ceux qui croient que la cause C'est une chose à porter sur son poignet.
Modern çağda, amacın, bileklere takılabilecek bir şey olduğunu düşünenler var.
Ok, eh bien, n'en sois pas si certaine, parce que la médecine moderne a fait de grandes avancées dans ce domaine.
Tamam ama bundan o kadar emin olma, çünkü modern tıp bu konuda çok ilerledi.
Je t'ai faite femme d'aujourd'hui.
Senden modern bir kadın yarattım.
Tuez tous les humains évolués!
Tüm modern insanlara ölüm!
Conte de fées moderne.
Modern bir masal gibi.