Translate.vc / French → Turkish / Mortem
Mortem translate Turkish
461 parallel translation
La blessure à la tête est post mortem.
- Evet. Başının arkasındaki yaralar öldükten sonra oluşturulmuş.
Justement, le coup a été porté post mortem.
Kafasındaki darbe ölümden sonra yapıldı.
- Pas de photo post-mortem?
Öldükten sonraki resimleri var mı?
Une étudiante révolutionnaire étouffée par un prof de sociologie avec des billets de 10.000 lires et violée post-mortem.
Genç devrimci kız öğrenci, Sosyoloji bölüm başkanı tarafından 10.000 liralık banknotlar kullanılarak boğuldu. Sonra da tecavüze uğradı.
J'envisageais de demander un examen post-mortem.
Aslında, ölüm sonrası incelenmesi istemek aklımdaydı.
Lividité post-mortem.
Ölüm sonrası morluğu, Bay Durk.
Et votre thèse sur les 12 minutes post mortem...
Üstelik, beynin ölümden sonra 12 dakika daha yaşayacağını iddia ediyordunuz.
Les autres lésions ont été produites post mortem.
Diğer yaralar ölüm sonrası oluşmuş.
Spasme post mortem ou je sais pas quoi.
Dokuların istem dışı bilinçliliği. Bilemiyorum.
Toutes les mutilations que vous voyez sont post mortem.
Bütün işkence ölümden sonra.
Contraction post-mortem des ligaments de la nuque.
Arka boyun bağları öldükten sonra büzülmüş.
Equipe post-mortem attendue secteur 6.
Otopsi ekibi Sektör 6 biyo-mühendisliğine
Equipe post-mortem attendue secteur 6, département bio.
Otopsi ekibi Sektör 6 biyo-mühendisliğine
le désordre suggere qu'il a traîné son corps ici post-mortem.
Buradaki izler cesedi buraya sürüklediğini gösteriyor. Öldükten sonra.
S'il vous faut des preuves de votre état post-mortem, vous en aurez.
Pekala. Ölüm sonrası durumuna daha fazla delil istiyorsan, sana birkaçını sağlarım.
Réflexe musculaire post mortem anormal.
Otopsi sırasında oluşan anormal kas hareketi.
Quand j'en aurai fini avec toi, tu serviras de compost-mortem.
Seninle işim bittiğinde, ölünden kompost yapmak zorunda kalacaklar.
Je crois que cette attaque était juste une réaction post mortem.
Bence saldırı dediğin şey, ölüm sonrası vücut tepkilerinden biriydi.
Et post mortem?
Ya otopsi?
- Mais je n'en sais rien. Il y a eu d'importantes prédations post mortem.
- Hangisi olduğunu anlayamıyorum çünkü öldükten sonra da epey bir parçalama olmuş.
- Ça a été fait post mortem.
- Kesinlikle ölüm sonrasında yapılmış.
On créera un neurodisque post-mortem. Il faut agir vite :
Çabuk olursak ölüm sonrası kaydı yapılabilir.
Si c'est un truc post mortem, je suis vraiment navrée.
Eğer ölümden sonraysa senin adına ben utandım.
Nous pensons que c'était pré-mortem.
Ölümden önce olduğunu düşünüyoruz.
La touche personnelle post-mortem.
çaprazlanmış kollar, ölüm sonrası kişiselleştirme...
Une prédation post mortem est tout à fait envisageable, mais il n'y a qu'une empreinte.
Bence öldükten sonra parçalandıklarını dikkate alabiliriz. Ama yalnızca bir iz gördüm.
Ce n'était qu'une blague post-post mortem.
Bu sadece bir ölüm sonrası-sonrası şakasıydı.
Non, elle à été écrasée post-mortem.
Ezilerek mi? - Hayır, öldükten sonra ezilmiş.
- Désoxygénation post-mortem
Otopsi sonrası deoksijenasyon?
Aucun bleu. Ça a été fait post-mortem.
Çürük yok ve bize bir şeyler anlatmaya çalışmış.
Vraisemblablement post-mortem.
Kesinlikle öldükten sonra kesilmiş.
Elle est brûlée à 50 %, c'est post-mortem.
Öldükten sonra yakılmış.
Les blessures post-mortem sont superficielles.
Ölüm sonrası bıçak yaraları yüzeyi pek de geçememiş.
C'est tout. Avec tous les éléments en main, vu le désordre de la scène de crime... la mutilation post-mortem... le profil s'orientera vers un tueur inorganisé.
Suç mahallinin ıslak ve çamurlu olmasının ölüm sonrası bozulmaya sebep olduğuna karar verecekler profil ise organize olmamış bir suçlu gösterecek.
Les blessures post-mortem sont superficielles.
Bu yüzden ölüm sonrası yaralar derin değildi.
Nous avons les résultats des examens post-mortem que vous aviez demandé. Mais...
İkinci otopsi raporu geldi.
Ca explique les cicatrices post-mortem.
Bu, ölümden sonra oluşan deri yaralarını açıklıyor.
Stewart Bradley avait une épaule démise. Post-mortem.
Stewart Bradley'nin ölümden sonra omzu çıkmıştı.
La prédation est post-mortem.
Ölümden sonra ısırılmış yani.
J'ai fait une angiographie post-mortem.
Ben de öyle düşündüm. Ölüm sonrası anjiyogram çektim.
La blessure est post-mortem.
Öldükten sonra olmuş.
Péri-mortem, à coup sûr.
Kesinlikle ölürken olmuş.
Tous ont été écorchés post mortem.
- Çoğu öldükten sonra yapılmış.
Et des ecchymoses post-mortem.
Ve ölüm sonrası çürükleri.
Le sang décomposé peut fabriquer de l'éthanol post mortem.
Çürüyen kan, ölümden sonra etanol üretebilir.
Blessure ante-mortem. Dans l'eau, les tympans éclatés proviennent habituellement d'une descente rapide.
Suda kulak zarı patlaması genelde hızlı dalışla olur.
Notre coach a des contusions peri-mortem allant de légères à sévères et compatibles avec des piétinements.
At eğitmenimizde ölüm ânında meydana geleni irili ufaklı bereler ve yaralar var. Hepsi atın teptiğini gösteriyor.
Je ne marche pas dans ce sentimentalisme post-mortem.
Ben onun zaten sınıflandırma dışı saçma sapan duygusallığının uzantısına bulaşmak istemiyorum.
Nous ne pouvons pas faire d'analyse post mortem du cerveau des victimes - à cause des lésions.
Kurbanın beyninin etkilenen kısmını ölüm sonrasında inceleyemeyiz,...
C'est post-mortem?
Ölümden sonra mı olmuş?
le doigt a été tranché post-mortem.
Parmak, kurban öldükten sonra kesilmiş.