Translate.vc / French → Turkish / Mème
Mème translate Turkish
62 parallel translation
Deux individus de la mème espèce!
Bunlardan iki tane var. Sadece iki tane kaldı.
Ce n'est mème pas un vétérinaire!
O bir atı bile tedavi edemez!
Vous avez fait du bon boulot. Mème si vous étiez ivre.
Sarhoş olmana rağmen iyi iş çıkarmıştın, Doktor.
Il parle mème de contrôler les banques.
Şimdi de banka müfettişlerinden bahsediliyor.
- Si vous voulez le tenir, vous feriez bien de le garder vous-mème!
- Eğer mahkumu elinizden kaçırmak istemiyorsanız, şerif, onunla bizzat ilgilenseniz iyi olur!
Savez-vous, Mère... qu'il est mème arrivé une fois... que je m'endorme sur son bras!
Biliyorsunuz, Anne. Bir kere bura geldiğimizde... onun kollarında uyumuştum!
Et on ne sait mème pas où Kikui envoyait tous ses hommes!
Planımı mahvettiniz.
Quand Kikui est venu l'arrèter, il portait ce mème kimono... n'est-ce pas?
Kikui onu tutuklamaya geldiğinde... aynı kimonoyu giyiyordu.
Kikui a jugé bon de se rendre justice lui-mème, en s'ouvrant le ventre, c'est vraiment regrettable.
Kikui kendi kendini yargıladı ve intihar etti. Gerçekten üzücü.
J'aurais pu obtenir pour lui la mème sentence que pour les 2 autres, â savoir le bannissement et la radiation du nom de sa famille.
Aynı şeyleri diğer ikisi için de geçerli. Onları sürgün edip ailelerini dünyadan kazıyacağım.
Mème pour respirer!
Nefes bile alma!
Y a2 jours, un type a été tué de la mème façon dans le New Jersey.
2 gün önce, New Jersey'de aynı şekilde bir adam daha öldürüldü.
J'ai ressenti la mème chose.
Aynı şeyi hissetmiştim.
J'ai tout ce qu'il me faut, ici-mème.
İhtiyacım olan her şey burada var.
A cette heure-là, je décroche mème plus.
Artık o saatte telefonları açmıyorum.
Dans les 5 familles, de Montague à Nash... j'ai trouvé le certificat de décès d'un gosse mort-né du mème nom.
Montague'den Nash'e kadar 5 aile içinde aynı isimde ölü doğan bir çocuğun ölüm belgesini buldum.
Mème si tu le tues, tu ne reviendras pas. N'est-ce pas?
Onu öldürsen bile, geri dönmeyeceksin.
Mème les guenons.
Hatta köpeklerine bile.
- Je ne sais mème pas faire le meringué.
- Şimdiye kadar hiç merengue yapmadım.
Je les ai mème vus au Sheldrake. Vous avez dit qu'un vol y avait eu lieu.
Onları Sheldrake otelinde görmüştüm, ve senin söylediğine göre orada da hırsızlık olayı yaşanmış.
Je ne peux m'imaginer ici sans toi mème pour une journée.
Sensiz burada bir gün bile düşünemiyorum.
- On est dans la mème classe, Tanya.
- Aynı sınıftayız ya Tanya.
Je ressens parfois la mème chose.
Bazen ben de kendimi diğerlerinden farklı hissediyorum.
De mème.
Ben de.
On n'a mème pas vu d'autre somnambule.
Hiç başka uyurgezer görmedik.
Tu peux le voir par toi-mème.
Kendi gözlerinle gör!
Ce cher Gnaghi a mème vomi sur elle. Et elle l'a si bien pris!
Hatta Gnaghi, üzerine bile kusmuş, o da bunu hoş görüyle karşılamıştı.
Et j'y reviens, pour ressentir la mème peur.
Aynı korkuyu yine yaşamak için geri gelirdim.
Il vivait mieux que la plupart de mes amis, grâce à deux poèmes, dont il n'était mème pas l'auteur.
Kendisinin bile olmayan iki küçük şiir sayesinde çoğu arkadaşımdan daha iyi yaşıyordu.
Mème si considérer cette foule de rustres comme des sportifs est encore l'objet d'un grand débat.
Her ne kadar düşkünleri tarafından bir spor müsabakası olarak görülse de hiçbir bilimsel çekişmeye konu değildir.
Pendant que je faisais moi-mème de l'évacuation, j'ai été oublié.
Ve ben onu çıkarmakla meşgulken, geride bırakıldım.
Svedberg ne semblait pas profiter beaucoup de la vie. Il vivait replié sur lui mème.
Svedberg çok girişken değilmiş Kendi halindeymiş, bir başınaymış.
La mème chose que vous, j'imagine.
Beklediğim gibi seninle aynı.
c'est le mème policier qui s'est occupé de l'affaire du garcon.
Çocukla da aynı polis ilgilenmişti.
Il arrive qu'on ne se voit pas, mème lorsqu'elle est dans les alentours.
Her zaman karşıya benimle geçmez.
La mème chose et un verre d'eau, s'il vous plait.
Tabi. Bir de bir bardak su lütfen.
Non, sa présence ici, au mème moment que le couple - il savait.
Hayır onun burada olması, burada bir çift olduğunu biliyordu
Tu n'es mème pas resté a la maison, pas vrai?
Hiç eve gitmedin değil mi?
Ça m'énerve quand mème.
Bu, çok tuhaf
J'ai mème plus mes propres hommes.
Bile onların kim olduğunu biliyorum benim en iyi erkek.
Tu croyais quand mème pas que j'allais la laisser partir?
Nasıl bir yere gitmek bırakacaktı. Toma.
Mème si j'etais d'accord avec cela, ils ne le ratifieraient en aucun cas.
Ben bunu kabul etsem bile, onlar onaylamayacaktır.
En gros, un mème est une idée.
Her caps temelde bir fikir belirtiyor.
Donnez-moi un mème des 6 dernières années et je peux parier qu'il est soit apparu sur 4chan soit qu'une des versions initiales à celle qu'on connaît vient de 4chan.
6 yıl içinde yapılmış her caps için iddiaya girerimki. Ya ilk olarak 4chan'de yayınlanmıştır. Yada onun ilk versiyonları 4chan'de yayınlanmıştır.
Elle est dans un avion avec Richard en route pour l'Amèrique, lls sont partis tellement vite que je n'ai mème pas pu les voir.
Richard ile uçağa bindiler, Amerika'ya gidiyorlar. Hemen uçağa binip gittiler onları görme şansım bile olmadı.
Et normalement ils flambent après environ 48 heures. mais parfois ils explosent et deviennent un super mème comme La Chute, ou Gangnam Style.
Genelde 48 saat sonra unutulurlar ama bazen patlayıp süper meme olurlar.
devenir un "mème".
Başarıları cinsel organlarını metal korkuluklara çarpıp, "Statü" olarak nitelendirmek.
Bon, o est dèlioat, mais je demande quand mème :
Biraz tuhaf kaçacak ama yine de soracağım.
C'est toujours Ia mème réponse.
Ben hep soruyorum. Cevap hep aynı.
ils partagent Ie mème système digestif.
Sindirim sistemi ortaklaşa kullanılıyor.
J'entends mème parler les statues.
Heykeller bile konuşmaya başladı.