Translate.vc / French → Turkish / Méta
Méta translate Turkish
620 parallel translation
Nous avons recherché d'autres méta-humains comme toi.
Senin gibi diger meta-insanlari ariyorduk.
Les méta-humains.
Meta-insanlari.
Avec tous les méta-humains à Central City, les gens ont vu des choses étranges...
Central City'deki meta-insanlardan sonra insanlar tuhaf şeyler görmeye başlamış.
Avec tous les méta-humains à Central City, les gens ont vu des choses étranges...
Central City'deki meta-insanlardan sonra insanlar tuhaf seyler görmeye baslamis.
Les services secrets pensent que les Cardassiens développent une arme métagénique.
Yıldız Filosu İstihbaratı Cardassianların meta genetik bir silah geliştirdiklerini düşünüyor.
Mais tu iras voir sa secrétaire, Meta Carson.
Oldukça düşkün olduğu bir sekreteri var. Adı Meta Carson.
Meta parle de vous comme la 9e merveille du monde.
Meta sizden hep dünyanın dokuzuncu harikasıymışsınız gibi söz etti.
- Ce doit être elle.
- Sekizincisi Meta olmalı.
Meta pique les livres de comptes!
Eels ölüyor ve vergi belgeleri de onlar Meta'nın aldığı evrak çantasındaydılar, değil mi?
On les fait prendre par Meta et on est les maîtres!
Onu Meta'ya aldırabiliriz. Onlara istediğimiz her şeyi yaptırabiliriz. Elbette.
Meta les a amenés là à un nommé Baylord.
Meta çantayı oraya Baylord adında bir adama götürdü.
J'ai fait filer Meta.
Meta'yı takip ettirdim.
Je veux la déposition m'accusant d'avoir tué Fisher.
Meta'nın dosyaları aldığında Eels'in kasasına yerleştirdiği beyanname senedini istiyorum. Ki o da birisinin, benim Jack Fisher adında bir adamı öldürdüğüne dair kağıda döktüğü bir yalan. Çünkü anlarsın ki, ben onu sadece gömdüm.
C'est Meta?
- Sana bunu Meta mı söyledi? - Hayır.
- Débrouille-toi, que Meta sorte le papier du coffre de Eels.
- Whit'e ihtiyacınız yok. Tek ihtiyacınız Eels'in ofisindeki kasayı açacak olan Meta.
- J'espère qu'elle n'est pas loin.
- Umarım Meta hala ortalardadır.
Pas de profit sur le dos du Vieux!
Yaşlı adamın kötü talihini meta haline getirmiyoruz.
Tu te servais de ton sexe.
Onlar birer meta oldu.
Votre travail c'est de nous emmener sur Meta.
O senin meselen değil John. Senin işin, Meta'ya adam yerleştirmek.
La première photo en gros plan de la planète Meta, prise par le Space Farer Nine, il y a peu.
Buna ne dersin? Meta gezegeninin yakından ilk fotoğrafı.
Il n'y a aucun doute, la planète Meta peut supporter la vie, telle que nous la connaissons.
Buna hiç şüphe yok ki... Meta gezegeninde düşündüğümüz gibi hayat olabilir.
John, l'infection contractée par les astronautes ne doit pas nous arrêter.
John. Meta Astronot Sondası virüs enfeksiyonu bizi durdurmamalı.
Nous devons atterrir sur Meta. Rien ne doit nous arrêter.
Meta'ya insanlı iniş yapmalıyız.
Nous avons des images de la plate-forme de lancement, cmdt. Je vous les passe.
Meta Sondasının kalkış platformundan harika resimler alıyoruz.
Mais j'aimerais le voir en route pour Meta.
İyi görünüyor.
Oui. Mais notre problème pourrait affecter la Sonde Meta.
Ama buradaki problem Meta Sondasını da etkileyebilir.
Docteur, quand nos astronautes seront-ils remis du virus?
Doktor. Meta Sondası astronotlarımız bu virüsten ne zaman kurtulacak?
Les 2 astronautes ne s'en sont jamais approchés.
Meta Sondası astronotları oranın yakınına uğramadılar bile.
Est-ce que vous dites que la Sonde Meta ne peut pas décoller?
Meta Sondasının fırlatılmaması gerektiğini mi söylüyorsunuz?
Capitaine, je suis là pour lancer la Sonde Meta.
Ben buraya Meta Sonda'sını fırlatmak için geldim.
Ecoutez, les 2 astronautes ne se sont jamais approchés de la zone 2.
Meta Sondasının 2 astronotu o alanın yakınına bile gitmedi.
Très bien, faisons un marché, plus de déchets et je lance la Sonde Meta.
Tamam Komisyon Üyesi. Hadi pazarlık yapalım. Sen atık yollamayı bırak, ben de Meta Sonda'nı fırlatayım.
Le Comité International des Finances Lunaires se réunit le 15, pour discuter de Meta et de notre sonde.
Ayın onbeşinde Uluslararası Ay Finans Komitesi, Meta sinyallerini, özellikle de sondamızı tartışmak için toplanacak.
Quel est l'état de santé des astronautes de la Sonde?
Meta Sondası astronotlarının son durumları nedir?
Mais pour la Sonde Meta?
Ama ya Meta Sondası?
Il n'y a pas de doute, Meta peut supporter la vie...
Buna hiç şüphe yok. Meta gezegeni, bizim de düşündüğümüz gibi... yaşam barındırıyor olabilir.
Oui, mais notre problème peut affecter la Sonde Meta.
Ama buradaki sorun Meta Sondasını da etkileyebilir.
Nous devons envoyer un homme sur Meta.
Meta'ya insanlı bir iniş yapmalıyız.
Votre tâche est d'envoyer un homme sur Meta.
Senin işin Meta'ya adam indirmek.
Les signaux de Meta augmentent.
Meta sinyalleri güçleniyor.
La photo est devenue un article de lux e.
Fotoğraf, pahalı bir meta olmaya başlıyor.
Ce programme, le META, est entièrement financé... par la Planetary Society de Pasadena, en Californie... grâce aux cotisations de ses membres.
( Megachannel Extra-Terrestrial Assay ) olarak adlandırılan bu program tamamen,... Kaliforniya - Pasadena menşeli "Gezegen Gönüllüleri" tarafından destekleniyor. Üyelerin katkılarıyla finanse ediliyor.
Une recherche similaire... étudiant le ciel de l'hémisphère sud, dont le centre de la Voie lactée... sera mise en oeuvre en Argentine.
Güney göklerini ve Samanyolu'nun merkezini tarayacak benzer bir gezegen gönüllüleri araştırması da,... Arjantin'de başlatılacak. ( META II )
Il comprend que les formes complexes... les changements et les mouvements du monde... viennent de l'interaction d'éléments mobiles beaucoup plus simples.
Bu meta dünyasının karmaşık yapısı ve döngüsünün küçük detaylardan oluştuğunu kavramıştı.
Un autre metahumain non amical.
Bir diger arkadas canlisi olmayan meta-insan.
Je peux à peine combattre un metahumain, ne parlons pas de six.
Alti tanesini birak bir tane meta-insanla zor bas ettim.
Il y a une touche de banane, c'est la touche acide.
Muz tadını andırıyor. Meta Kloral Asit.
Je ne sais pas ce qu'on entend par là.
Ben meta genetiğe aşina değilim.
Quand ces toxines sont libérées dans l'atmosphère, elles mutent et cherchent à détruire toutes formes d'ADN.
Meta genetik toksinler gezegenlerin atmosferinde çözüldüğünde, hemen mutasyona başlarlar ve buldukları, karşılaştıkları tüm DNA formlarını yok ederler.
Au bout d'un mois, l'agent se décompose et se disperse, laissant les villes, les routes, l'ensemble des équipements parfaitement intacts.
Meta genetik faktör, bir ay içinde kendisini parçalar ve tamamen yok eder. Her bir şehir, yol ve ekipman parçasını tamamen sağlam bırakarak.
C'est pourquoi les armes biologiques ont été interdites.
Meta genetik ve diğer biyolojik silahlar, yıllar önce bu yüzden yasa dışı ilan edildi.