Translate.vc / French → Turkish / Ned
Ned translate Turkish
2,944 parallel translation
Accroche-toi, Ned.
Tamam Ned, tamam oğlum.
Mon oncle Ned était témoin à ton mariage.
Ned Amcam, düğününde sağdıçtı.
- En fait, appelez-moi Ned.
- Dur, bana Ned de!
Mes amis m'appellent Ned.
Arkadaşlarım Ned derler.
Ned?
Ned'i mi diyorsun?
Ned n'est pas prioritaire.
Tarama için Ned'i geri atıp duruyorlar.
Et il me faut le scan de Ned.
- Ayrıca Ned'in sonuçlarını istiyorum.
- Le scanner de Ned.
- Ned'in tomografisi.
Quelle chance. Il est venu à temps.
Ned buraya zamanında geldiği için şanslı.
Obtiens l'accord de M. Ned et retrouve-moi au bloc.
Şimdi Bay Ned'den ameliyat için izin al ve ameliyathanede buluşalım.
Pour toute opération, il y a un risque d'infection, d'hémorragie, d'allergie et même de mort, Ned.
Her operasyonda, enfeksiyon riski, kan kaybı ilaç alerjisi ve hatta ölüm tehlikesi bile vardır Ned.
Il a la maladie d'Addison.
Ned'de Adison Hastalığı var.
L'état de Ned est stable.
Ned'in durumu stabil.
Je ne voulais pas admettre ce qui se passait pour Ned à cause de ce qui se passe pour moi.
Bana olanlar yüzünden, Ned'e olanları görmek dâhi istemedim, yani...
Le meilleur tireur de tous.
"Nubby" Ned. Nişancıların en iyisi hem de...
Ned, pour me rattraper, j'aimerais vous inviter à dîner, les garçons et toi, demain soir.
Ned, olanları telafi etmek için seni ve çocukları yarın akşam yemeğe davet ediyorum.
Ned, vous avez de la chantilly sur la moustache.
Ned, bıyığına krem şanti bulaşmış.
Je devrais manger de la chantilly qu'avec un seul homme.
Ned, beraber krema yemek istediğim tek bir adam var.
Marge, je crois qu'on a une affaire à finir.
Selam Ned. Marge, aramızda yarım kalmış işler var.
Ned Silver, célèbre agent de célébrités.
Ned Silver, yıldızlar için yetenek avcısı.
Merci de m'accueillir chez toi, Ned.
Burada kalmama izin verdiğin için sağol Ned.
Ned?
Ned?
Non, non! Ned!
Hayır hayır Ned!
Non, c'est moi!
Ned, hayır! Benim!
Qu'est-ce que tu fais?
Ne yapıyorsun? Hayır Ned.
Ned, Ned, Ned... écoute, je te dis!
Ned, Ned, Ned, sana kes şunu diyorum!
Arrête tout de suite, Ned!
Kes artık! Hemen!
Ned, c'est moi, Mike O'Donnell!
Hey, benim! Ben Mike O'Donnell, senin en iyi dostun!
Ned, Ned...
Ned, Ned.
- à une quelconque radiation?
- Hayır Ned. - Hayır mı?
- Non, Ned. Tu t'en serais... pas aperçu.
Göremedin, pekâlâ.
- Ned! - Ah!
Afedersin.
Je dois recommencer mes études, Ned.
Liseye geri dönüyorum Ned!
Ton guide ne gaspillerait pas aussi bêtement ses pouvoirs magiques à te faire revivre ta dernière année d'école et le bal de promotion.
Ruh rehberin dönüşüm sihrini senin lise sona dönmen ve baloya gitmen için harcamaz, hayır. Ned, bu benim hayatımı geri alma şansım.
Ned, c'est ma chance de recommencer ma vie mais de la bonne manière.
Ama bu sefer doğruyu yapmalıyım.
Je suis Mark Gold. Le fils de ton oncle Ned.
Afedersin, ben Mark Gold, Ned amcanın oğluyum.
Ma mère voulait pas dire qu'elle avait eu un enfant de Ned.
Annem Ned'den çocuğu olduğunu kimse bilmesin istedi.
Le bâtard d'oncle Ned.
Ned amcanın p.çi.
Ouais. Oncle Ned a fait un enfant à quelqu'un.
Birinin Ned amcadan çocuk yapması çok komik.
T'es le fils de Ned?
Ned'in oğlusun öyle mi?
Ned m'a mis au monde.
Beni Ned doğurdu.
- M. Ned...
Bakın Bay Ned...
À plus tard.
- Tamam, sonra görüşürüz Bay Ned.
- Où est Ned?
- Ned nerede?
- Nubby Ned.
İnanılır gibi değil.
Ned est pas encore là.
Ned henüz gelmedi.
C'est Merlin ou sa sœur? - Bien, il fallait que... - Ned, Ned...
Ned dinle, ben senin en iyi dostunum tamam mı?
Non, non, non, Ned!
Hayır hayır Ned!
Arrête!
Ned!
Ned!
Ned!
Boum!
- Ned!