Translate.vc / French → Turkish / Neelix
Neelix translate Turkish
729 parallel translation
Neelix.
Neelix.
Connaissez-vous bien cette région de l'espace?
Bu bölgede ki uzayı, iyi bilir misiniz, Bay Neelix?
- Neelix.
Neelix.
- Je vous en prie, ne lui en voulez pas.
Özür dilerim. Neelix'i suçlamayın...
- Neelix, ces gens m'ont secourue.
Neelix, bu insanlar beni kurtardı.
Paris et Neelix, vous allez avec elle.
Bay Paris, sen ve Neelix onunla beraber gidip kontrol edin.
Neelix, votre phaseur.
Neelix, fazerini çıkart.
- Neelix, aidez-moi avec Tuvok.
Neelix, Tuvok için yardım et.
Nous avons approvisionné votre vaisseau en eau.
Geminizin su ikmalini yaptık, Bay Neelix. Gitmeye hazır.
Un homme qui change ses habitudes n'est pas forcément suspect.
Bay Neelix, bir kişi içecek alışkanlıklarını değiştirdi diye o kişinin yabancı varlık tarafından kontrol edildiği anlamına gelmez.
Je dis juste que votre paranoïiïa ne va pas arranger votre état émotionnel déjà fragile.
Bay Neelix, bütün belirtmek istediğim, paranoyanın sadece o güvenilmez duyguları daha da artıracağıdır. Sakin olmaya çalışın.
- Neelix à passerelle.
Neelix'den Köprü'ye.
C'est Neelix!
Bu Neelix!
J'entends les pensées de Neelix.
Neelix'in düşüncelerini duyabiliyorum.
- Bien sûr, Neelix.
Elbette, Neelix.
- Il est si prévenant. - C'est ridicule.
Neelix, bu giderek çok saçma bir hal alıyor.
Que se passe-t-il, Neelix?
Konu nedir, Neelix?
Elle va en discuter avec Neelix, mais... Tellement de questions se posent.
Bunu Neelix ile konuşacak... ama bilinmeyen çık şey var.
Ils ne sont peut-être pas compatibles génétiquement et Neelix n'a peut-être aucune envie de devenir père.
Ve elbette, genetik olarak uyuşma garantilerinin olmadığı yada Neelix'in baba olmaya hazır olup, olmadığı.
M. Neelix, je connais votre situation.
Bay Neelix, durumunuzun farkındayım.
Tant que Neelix était opposé à l'idée, j'étais sûre de vouloir un enfant. Mais maintenant qu'il en veut un, je suis terrifiée.
Neelix, uzun bir süre çocuk sahibi olmaya direndi, ama bana, o da çocuk istediğini söylediğinde, birden, bire korkmaya başladım.
Neelix, je pense que tu es déçu.
Neelix... Sanırım, hayal kırıklığına uğradın.
Vous et Neelix trouvez que nous négligeons vos besoins?
Kes, sen ve Neelix ihtiyaçlarınızın ret edildiğini mi düşünüyorsunuz?
Je vous ai dit que ce petit luxe n'était pas nécessaire.
Size dediğim gibi, Bay Neelix, bu gerekli olmayan bir zevk.
Appelez ça de la "soupe à la Neelix".
Buna Neelix'in çorbası da diyebilirsiniz.
Vous participez largement à la vie de l'équipage.
Çok değerli hizmetlerin oluyor, Neelix.
En attendant, accompagnez-moi sur la passerelle.
Ve şimdi, Bay Neelix, lütfen bana Köprü de katılın.
Neelix et Kes, vous êtes experts.
Neelix, Kes, siz ikiniz bizim Kazon uzmanlarımızsınız.
Neelix, vous n'en faisiez pas assez?
Neelix, daha fazlasını yapmak istediğini söylüyordun.
- Vraiment?
Yapabilir misin? Neelix...
Difficile peut-être, mais il serait abusif de le qualifier d'impossible.
Atış belik zor olabilir, Bay Neelix, ama imkansız demek birazcık iddialı bir söz oluyor.
- Neelix, rendez-vous à la passerelle.
Janeway'den Bay Neelix'e. Lütfen Köprüye rapor verin.
Vous vouliez me voir, capitaine?
Beni mi görmek istediniz, Kaptan? Evet, Neelix.
- Comme indiqué dans mon message, il y aurait à votre bord un Talaxien prénommé Neelix.
Mesajımda belirttiğim gibi, Kaptan, anladığım kadarıyla geminizde ismi Neelix olan bir Talaxianlı var.
- Je suis Neelix.
Ben Neelix.
Neelix.
Neelix...
- M. Neelix refuse de vous rencontrer.
Bay Neelix, sizinle görüşmek istemiyor.
M. Neelix m'a permis de vous parler en son nom.
Bay Neelix, kendisi hakkında bana, görüş bildirme izini verdi.
Pourquoi avoir choisi vous-même d'examiner M. Neelix?
Sakıncası yoksa Doktor, neden sadece Neelix üzerinde bunu denemek istediğiniz sorabilir miyim?
Essayez de convaincre M. Neelix de me voir.
Lütfen, Neelix'in benimle görüşmesini sağlayın.
Pourquoi ne m'avoir jamais parlé de la guerre?
Neelix, bana savaş dan neden hiç bahsetmedin?
- Ne sois pas désolé.
Üzgün olmanı gerektirebilecek hiçbir şey yok, Neelix.
Je crains d'avoir de bien mauvaises nouvelles, Neelix.
Korkarım, seni rahatsız edebilecek... bazı haberlerim var, Neelix.
S'il y a un problème, mieux vaut être au courant.
Neelix, seninle ilgili bir sorun varsa, bunu bulmak zorundayız.
Il essaie peut-être de réparer les dégâts que son arme a occasionnés. Il paraît sincère et je n'ai aucune raison de douter de lui.
Belki de yaptığı silahın neden olduğu zararları geriye döndürmeye çalışıyor, fakat çok içten görünüyor, Neelix, ve bu noktada, kuşku duymam için hiç bir neden yok.
- Je crois que le Dr Jetrel veut dire...
Neelix, sanırım Dr Jetrel'in yapmaya çalıştığı...
Nous sommes ici pour parler de la santé de Neelix.
Neelix'in durumu hakkında, burada bulunuyoruz.
Je ne vous demande pas de m'aimer, M. Neelix, ni n'espère soulager votre peine en débattant l'éthique.
Benden hoşlanmanızı beklemiyorum, Bay Neelix, yada apaçık olan bu acını dindirmek için moral tartışmasında bulunmayı.
- Neelix!
Neelix!
Neelix à infirmerie.
Neelix'den, Revir'e.
- M. Neelix.
Bay Neelix?