Translate.vc / French → Turkish / Nicky
Nicky translate Turkish
2,079 parallel translation
Leah, Nicky...
Leah, Nicky...
Nicky, viens jouer avec moi!
Nicky, gel oyun oynayalım!
Leah, Nicky!
Leah, Nicky!
Nicky!
Nicky?
Même si tu me crois pas, t'approche pas de Leah et de Nicky.
Bana inanmasan bile lütfen Leah ve Nicky'yaklaşma.
Nicky!
Nicky!
Nicky, arrête.
Nicky, bunu yapma.
- Comment? Sois gentille avec Leah et Nicky.
Leah ve Nicky'iyi davran.
Avec le petit Ramone, n'est-ce pas?
Nicky anne.
Nicky Ramone.
Çocuk da değil. 17 yaşında!
Nicky...
Oh, Nicky.
Mon Dieu... - Nicky?
Aman Tanrım.
- J'ai frappé à la porte.
Nicky? Kapıyı çaldım.
Letitia a tué ton père.
Babanı Letitia öldürdü, Nicky.
Vas-y, Nicky!
Devam et Nicky!
Nicky, t'es en état de conduire?
- Nicky, araba sürebileceğinden emin misin?
Vraiment?
Gerçekten. Nicky...
Écoute...
Dinle, Nicky.
- Nicky, allons.
- Nicky, yapma.
Tu es un amour.
Nicky. Çok tatlısın.
Je vais rester.
Hayır, Nicky.
Non, Nicky. Ce n'est pas nécessaire.
Önemli değil.
Tu es le dernier à rester. Le dernier d'entre tous.
Herkesin aksine yanında kalan son kişisin, Nicky.
Nicky, crois-tu sincèrement que c'est prudent de la garder ici?
Nicky, gerçekten onu misafir etmemiz güvenli mi?
- Nicky.
- Nicky.
Tu en sais autant que moi, Nicky.
Bende senin bildiğin kadarını biliyorum Nicky.
Nicky, il y a des Pirelli à l'avant et des Michelin à l'arrière.
Nicky, önde Pirelli, arkada Michelinler takılı.
- Nicky?
- Nicky?
- Nicky, que veux-tu que je fasse?
- Nicky, ne yapacağım ki?
Où est Nicky?
Nicky hangi cehennemde?
Nicky était une balance. Pour le FBI.
Nicky, federaller adına çalışan kahrolası bir köstebekmiş.
Les Affaires internes voulaient ma peau.
İç işleri beni gammazlaması için Nicky'i kullanmaya çalıştı.
Il y a Malkovich pour le grand art, Nicolas Cage, pour l'action Steve Buscemi, pour la comédie, et John Cusack, pour les gays.
Doğrama işleri için Malkovich, aksiyon için Nicky Cage ve komedi için de Steve Buscemi vardı.
Nicky, elle pourrait pas aller faire un tour, acheter des bières, disparaître une heure...
Baksana, Nick acaba eşin birkaç bira almak için biraz dışarı çıkabilir mi?
Je suis fatiguée, Nicky.
Yoruldum artık Nick.
Tu es la seule personne qui peut m'aider.
Nicky. Bunu yalnızca seninle paylaşabilirim.
Attends...
- Julia. - Nicky. - Nicky, bebeğim.
Écoute!
Nicky. - Dur. Dinle.
- Qu'est-ce qu'il t'a fait?
Ne yaptı? Nicky...
Il a 29 ans, Nikki, et j'en ai 41.
Nicky, o 29 ve ben ise 41.
Nicky a fait le boulot pour nous.
Çocuk işi bizim için yaptı.
Merci d'être passés.
Uğradığınız için sağ olun. Nicky.
Ne lui parle pas de Tris.
Bu kızla Tris hakkında konuşma, Nicky.
Et tu sais, Nicky vaut le coup de mettre des armatures.
Ve sana bir şey diyeyim : Nicky kesinlikle balenliye değer. Biraz cesarete ihtiyacı var sadece.
On a cherché partout.
Her yere baktık, Nicky.
C'est ça que tout le monde veut.
Çünkü herkesin istediği bu, Nicky.
Nicky, maman.
Nicky Ramone.
Et je continue, Nicky.
Halen de seviyorum, Nicky.
Avec mon mari, Nicky... On parlait de vous.
Kocam Nicky ile senin hakkında konuşmuştuk.
On joue.
Şovumuz var, Nicky.
Je vais aller motiver Nicky.
Ben Nicky'le konuşup cesaretlendireceğim.