Translate.vc / French → Turkish / Nouvelle
Nouvelle translate Turkish
45,578 parallel translation
Et cette fanfare de la Nouvelle-Orléans va nous amener jusqu'à chez moi!
Ve bu New Orleans orkestrası bizi evime götürecek!
Voici la nouvelle question.
Sıradaki soru geliyor.
On crée une nouvelle société et je ne vois pas quel meilleur endroit où aller que San Francisco.
Yeni bir toplum kuruyoruz ve bu toplum için San Francisco'dan daha iyi bir yer olamaz.
Et bien, j'ai fait une avancée qui prouve que ma nouvelle boisson améliore considérablement les efforts physiques.
Yeni içeceğimin atletik çalışmaları büyük ölçüde artırdığını ispatlayan adımlar attım.
Bonne nouvelle.
Haberler iyi.
Mais la dernière requête de Hotch a été qu'Emily Prentiss devienne - la nouvelle chef du BAU.
Ama Hotch'un son isteği yeni birim şefinin Emily Prentiss olmasıymış.
Navrée d'interrompre cette bonne / mauvaise nouvelle, avec un mauvaise / mauvaise nouvelle, mais trois gamins ont disparu au Delaware.
İyi ve kötü kaberleri kötü ve kötü haberlerle bölmek istemezdim, ama Delaware'de 3 çocuk kayıp.
Car c'est normal. Là tout de suite, tu penses que ça ne s'améliorera jamais et que c'est ta nouvelle normalité.
Şu an hiçbir şeyin düzelmeyeceğini ve her şeyin artık bu şekilde olacağını düşünüyorsun.
Et à Emily, notre amie et notre nouvelle chef d'unité.
- Ve Emily'e, dostumuz ve birim şefimize.
Barrera peut avoir obtenu une nouvelle vie, une nouvelle identité, mais elle est toujours la même personne avec le même ensemble de compétences.
Barerra yeni bir hayat ve kimlik edinmiş olabilir. Ama hala aynı kişi. Aynı becerilere sahip.
Mais vous avez donné à l'homme qui a tué son frère, une nouvelle identité.
Ama kardeşini öldüren adama yeni bir kimlik verdin.
Elle faisait des recherches sur la nouvelle génération de Génome,
Yeni nesil genom araştırmaları yapmış.
J'aime ça quand il y a une nouvelle lune comme ça.
Gökyüzünü, yeni ay olduğunda çok seviyorum.
Tu veux peut-être dire enlever des couches dans votre nouvelle maison, mais moi, personnellement, je le prends du côté sexy.
Bak şimdi, sen yeni evinin duvar kağıtlarını soymaktan bahsediyorsun ama bense olayın seksi tarafını düşünüyorum.
Eh bien, je pourrais utiliser la salle de bains et la cuisine pour me doucher et cuisiner et utiliser les pièces multifonctionnelles pour autre chose, et je vivrais à un couloir de mon ex et de sa nouvelle petite-amie.
Duş ve yemek için yine de banyo ve mutfağı kullanırdım ama bu çok amaçlı odayı bunların dışında bir şey için kullanıp eski erkek arkadaşım ve onun yeni kız arkadaşıyla karşı karşıya oturur olurdum.
Et il te verra dans ces conditions, et seulement dans ces conditions : descendant un grand escalier en colimaçon, pendant que Winston sera à son sommet, pleurant de fierté, portant ta nouvelle ceinture.
Seni yalnızca şu şartlar altında görmek istiyor ve o şartlar da büyük bir döner merdivenden inerken Winston gözü yaşlı bir şekilde yeni kemerini elinde tutarak alt tarafta bekleyecek.
La seule question est de savoir qui va annoncer la nouvelle.
Tek sorun, sırrı kimin söyleyeceği.
J'annonce la nouvelle si je choisis le secret.
Şayet sırrı ben seçersem, ben söyleyebilirim.
C'est une grande nouvelle!
Harika bir haber bu!
La Nouvelle Orléans.
New Orleans.
Ils ont embauché un détective privé, ils se sont même déplacés à la Nouvelle Orléans pendant six mois pour essayer de le trouver.
Oğullarını bulabilmek için özel dedektif tutmuşlar, hatta altı aylığına New Orleans'a taşınmışlar.
La bonne nouvelle c'est qu'on a retrouvé des empreintes et de l'ADN.
İyi haber şu ki parmak izi ve DNA bulduk.
Qui est la nouvelle?
Yeni hatun kim?
- Vous êtes la nouvelle Mayfair?
- Yeni Mayfair sen misin?
La bonne nouvelle, c'est que mon accompagnement sera la star du dîner.
İyi tarafından bakarsak benim yemeğim, partinin yıldızı olacak.
La bonne nouvelle c'est que vous l'avez menotté à un tuyau profondément dans les eaux usées n'est pas?
Adamı aşağıda bir boruya kelepçeledin değil mi?
J'aimerais qu'on puisse passer au moment où on donne une bonne nouvelle au pays.
Keşke ileriye sarıp ülkeye iyi haberler vereceğimiz kısma geçebilsek.
Bonne nouvelle.
Sonunda iyi bir haber.
- Première bonne nouvelle du jour.
- Bütün gün aldığım ilk iyi haber.
Le pays aurait bien besoin d'une bonne nouvelle, non?
Ülkenin iyi haberlere ihtiyacı yok mu sizce de?
Des élections sans précédent pour choisir la nouvelle Chambre des représentants.
Yeni Temsilciler Meclisi'ni kurmak için örneği görülmemiş bir seçim olacak.
La Maison-Blanche craint-elle une nouvelle souche H5N1 de la grippe?
Yeni H5N1 süper grip türü hakkında bir çalışma yürütülüyor mu?
Une nouvelle piste?
Yeni ipucu mu var?
M. le Président, j'ai une triste nouvelle.
Başkanım, kötü bir haberim var.
Peu importe sa décision, notre nouvelle maison ne sait pas garder de secrets.
Ne karar verirse versin yeni evimizde hiçbir sırrın var olamayacağını öğrenmiş olduk.
Il y a 162 indépendants à la nouvelle Chambre.
Yeni Meclis'te 162 bağımsız vekil var.
La confirmation de Peter MacLeish n'a reçu aucune opposition de la toute nouvelle...
MacLeish'in onanması, yeni atanmış vekillerce kabul görürken...
Désolée, aucune nouvelle, mais on a une affaire.
Üzgünüm millet, yeni haber yok ama yeni vaka var.
Je suppose. Mais bonne nouvelle, on connaît sa méthode.
- Neyse ki artık düzenini biliyoruz.
J'ai une triste nouvelle sur l'enquête.
Araştırmalarımın üzücü sonuçlarıyla karşınızdayım.
C'est une nouvelle épreuve!
Bu bir test! Test bu!
Une nouvelle inscription.
Yeni bir sicil.
C'est une nouvelle chambre.
Bu yeni bir oda.
Très bonne nouvelle, en effet.
Çok iyi haber, gerçekten çok iyi.
Malheureusement, je n'ai pas de bonne nouvelle.
Ne yazık ki iyi haberler vermeyeceğim.
Il est temps de passer à ta nouvelle vie.
Yeni yaşamlarınıza başlama zamanı.
On peut montrer la vie sur notre planète d'une façon totalement nouvelle.
Bugün, gezegenimizdeki yaşamı yepyeni biçimlerde sunabiliriz.
Les blizzards et les températures froides rendent particulièrement inhospitalières les îles subantarctiques de Nouvelle Zélande
Şiddetli rüzgârlar ve düşük sıcaklıklar Yeni Zelanda açıklarındaki Antarktik altı adaları kışın özellikle elverişsiz kılar.
Je vais équiper la nouvelle ligne.
- Ben yeni halatı bağlamaya gideyim.
Il a eu un financement fédéral pour construire une infrastructure dans le Moyen-Orient, et il a besoin d'une nouvelle tête pour la sécurité.
Ortadoğu'da altyapı inşaatı için devlet kredisi almış ve yeni bir güvenlik şefine ihtiyacı var.
C'est une bonne nouvelle.
Bu... bu harika bir haber.