Translate.vc / French → Turkish / Nucky
Nucky translate Turkish
355 parallel translation
Tu te souviens quand Nucky Johnson nous avait envoyés acheter 100 boîtes de capotes pour sa fête?
Nucky Johnson'ın bizi parti için 100 kutu prezervatif almaya gönderdiği günü hatırlıyor musun?
- Salut, Nucky. Comment vous allez?
- Nucky, nasılsın?
- Bonsoir, Nucky.
- İyi akşamlar, Nucky.
Ça va? - Comment ça va, Nucky?
- Nasılsın, Nucky?
Putain, Nucky, tu baises des sirènes?
Vay be Nucky, şimdi de denizkızlarını mı beceriyorsun?
Je parlerai à Nucky.
Nucky ile konuşacağım.
- Vous êtes réveillé?
- Nucky, uyandın mı?
Dites à Nucky que je suis pressé.
Nucky'ye söyle, bütün gün boş değilim.
- Au sujet de ce truc.
- Nucky, hani şu mesele vardı ya?
Nucky Thompson est ici.
Nucky Thompson geldi.
Je ne suis plus le gamin qui est parti.
Nucky, gittiğim zamanki o çocuk değilim.
Je veux juste une opportunité.
Nucky, sadece bir fırsat istiyorum.
- Et Nucky Luciano.
- Ve Nucky Luciano.
Lucky Luciano, Nucky Thompson.
Lucky Luciano, Nucky Thompson.
Allez, Nucky.
- Tamam Nucky, hadi.
Tu lui diras que Nucky le cherche.
Eve geldiğinde Nucky'nin onu aradığını söyle.
Les gens sont ainsi.
İnsanlar böyledir, Nucky.
M. Nucky pour vous.
Bay Nucky sizi görmeye geldi.
- Je te reprends, te file un boulot.
- Seni geri aldım. - Nucky. - Sana iş verdim...
Je ne suis qu'un tueur.
Nucky, ben katilden başka bir şey değilim.
Écoute, tu peux pas être gangster à moitié, Nucky.
Yarı gangster olamazsın, Nucky.
Dors avec les anges Nucky Thompson
Meleklerle Uyu Nucky Thompson
Nucky Thompson.
Nucky Thompson.
- Nucky.
- Nucky.
Franchement, je commence à croire que le gros bonnet, c'est Nucky Thompson.
Efendim, Nucky Thompson'ın daha büyük balık olduğunu düşünüyorum.
Nucky!
Nucky!
- Nucky m'a donné un bonus.
- Nucky bana ikramiye verdi.
- J'ai dépensé le gros de l'argent - 3 000 $.
- Nucky, paranın çoğunu harcadım.
Nucky, Arnold Rothstein.
Nucky, Arnold Rothstein.
Quelle est la nature de votre relation avec Nucky Thompson?
Nucky Thompson'la ilişkinizin mahiyeti nedir?
Ce sont les grosses huiles du comté, Nucky.
Ülkenin en nüfuzlularının eli mahkum dinleyeceği bir konuşma, Nucky.
Je suis censé dire quoi à Nucky?
Nucky'ye ne diyeceğim?
Et ils vont payer, Nucky, avec leurs nez d'Irlandais.
Pis İrlandalı burunlarından ödeyecekler, Nucky.
Mon cher Nucky, le fric arrive
Ah, Nucky oğlan, para geliyor
Nucky, 5 $ par homme n'est pas assez pour supporter ce genre d'humiliation.
Nucky, adam başı 5 dolar o kadar küçük düşmeye değmez.
Allons, Nucky.
Hadi, Nucky.
- Je n'en sais rien.
- Bilmiyorum, Nucky.
Bravo, Nucky!
Çok yaşa, Nucky!
- On essaie, Nucky.
- Deniyorduk, Nucky.
Il conduit une Packard, grâce à toi.
Senin sayende Packard kullanıyor, Nucky.
C'est trop demander d'avoir une fête d'anniversaire où les couverts et les verres sont propres?
Basit bir doğum günü partisinde temiz gümüş takımlar ve kristal bardaklar istemem çok mu? - Nucky, her türlü...
- Nucky... - Tu sais rien faire correctement?
- Bir kez olsun, doğru bir şey yapacağına güvenemeyecek miyim?
Je t'ai dit ça quand je t'ai fait élire gouverneur?
Seni vali konağına yerleştirdiğimde söylediğim şey değil mi bu? - Nucky...
Chez Nucky?
- Nucky'nin batakhanesinde mi?
L'argent de Nucky.
- Nucky'nin parası.
Ça n'a pas l'air de le gêner.
Nucky bundan rahatsız görünmüyor.
Nucky?
Hey, Nucky?
Johnny Torrio rencontre Thompson.
Johnny Torrio Nucky Thompson'la buluştu.
- Nucky, écoute.
- Dinle.
- Il y a des limites.
Her şeyin bir limiti var Nucky.
De Nucky Thompson.
Nucky Thompson'dan.