Translate.vc / French → Turkish / Nur
Nur translate Turkish
156 parallel translation
Nur al Din, un jeune vendeur d'étoffes -
- Margarete Kupfer Nur El Din
"Nur al Din, le vendeur d'étoffes."
Nur al Din, kumaş tüccarı.
Que veut Votre Majesté?
Nur yüzlü kralım ne istiyorlar?
Bénie sois-tu mon enfant.
Benim nur yüzlü yavrum! Benim nur yüzlü yavrum!
Sois bénie, mon enfant.
Benim nur yüzlü yavrum!
De ton visage rayonne une grande lumière.
Yüzünde parlayan güzel bir nur var.
Ton fils a retrouvé ses forces!
Nur topu gibi bir oğlun oldu!
Elle a eu un beau bébé, un garçon.
Daha yeni çıkmış hastaneden, nur topu gibi bir oğlu olmuş.
Et ça, à 20 ans!
Annene de... Nur içinde yatsın, annenin ayaklarını yıkadım.
"Gloire â Dieu et paix sur Terre, aux hommes de bonne volonté."
"Yaratanın Nur'uyla, dünyada barış, insana temiz kalp olsun."
Vous, à 100 ans, vous serez encore vert! Vous pourrez faire 5 repas parjour comme mon oncle Harry!
Siz 100 yaşında bile tepinecek bir tipsiniz, günde beş öğün yiyerek, nur içinde yatsın, amcam Harry gibi.
Il voulait que les USA s'engagent par écrit à aider les russes à détruire les usines atomiques chinoises de Sin-kiang.
Batı'dan istediği şey gerçekçi politik bir olasıIığın somut kanıtıydı. Gerçekte istediği, Birleşik Devletler'in Çin'in Lop Nur ile Sinkiang'daki atom bombası projesini yok etmekte Sovyetler Birliği'ne yardım edeceğini yazıIı olarak garanti etmesiydi.
Nur!
Nur!
Santino était un mauvais Don, paix à son âme.
Bence, nur içinde yatsın, Santino kötü bir Bey olurdu.
dans leur matin et leur soirée son éloge est chanté par les hommes que ni le commerce ni le bénéfice ne peut détourner de se le rappeler "
( Bu, ) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip-iletir. Allah insanlar için örnekler verir.
Vsevolod GAVRILOV Nour :
- Vsevolod GAVRILOV Nur
- Le vieux Nour.
- Yaşlı Nur.
Il est toujours vivant?
Nemcho Nur?
Et qu'à jamais la lumière l'éclaire.
Nur onu ilelebet aydınlatsın.
Cet adorable chou est un tueur.
O nazik, nur yüzlü adam bir katil.
Au-dessous, "Nur für den Dienstgebrauch" :
Suçlular. Her türlüsü. Suçlular için hususi trenler mi?
Notre Père qui êtes aux Cieux, que Votre Nom soit sanctifié...
Tanrım! Sen, gökte olan adına nur yağsın...
Comme une lumière. Pour un œil averti.
Göz önüne serilen bir nur gibi.
Mais ma putain de femme, paix à son âme, avait un fichu rendez-vous, ce jour-là.
Ama benim sikik karımın, nur içinde yatsın... o gün aptal bir toplantısı vardı.
Claudia ne voudrait pas que je fasse ça.
Nur içinde yatsın, Claudia öyle şey yapmamı istemezdi.
Vous êtes béni par la chance.
Nur düşmüş etrafınıza! Kesin şans yakında size gülecektir!
Qu'ils reçoivent Ta lumière éternelle et qu'ils reposent en paix.
Sonsuz nur üzerlerine yağsın. Huzur içinde yatsınlar.
Qu'Il l'éclaire de Sa grâce.
Nur içinde yatsın ve Tanrının rahmeti üzerine olsun.
Surtout les auréoles.
Özellikle de nur hareleri.
Monsieur, vous êtes né avec les os d'un ange, la lumière sacrée jaillit de vos yeux.
İlâhi bir görünüşünüz var, gözlerinizden nur fışkırıyor.
Vous êtes né avec les os d'un ange, la lumière sacrée jaillit de vos yeux.
İlâhi bir görünüşünüz var, gözlerinizden nur fışkırıyor.
Monsieur, vous avez les os d'un ange, de vos yeux jaillit la lumière sacrée.
İlâhi bir görünüşünüz var, gözlerinizden nur fışkırıyor.
Que veut Votre Grâce?
Nur yüzlü kralım ne istiyorlar?
Ma femme Eileen, que Dieu ait son âme... m'a soutenu et est restée fidèle à la cause.
Nur içinde yatsın, Karım Eileen... bana destek oldu ve davamıza sadık kaldı.
J'appelle... Durlan, Katz, Zakat... Nur... et Varenn... la caste des Ouvriers.
İşçi sınıfımızdan Durlan, Katz, Zakat Nur ve Varenn'i çağırıyorum.
Vous n'avez jamais rien vu de tel, elle est belle, elle est fidèle.
Bunların kıçı hiç günışığı, ayışığı, nur ışığı, gaz ışığı görmedi.
En mariant Vikrant tu le détruira
Bugün hayatına nur değil, Ateş getirmeye geldim Manav bugün değil
Comme ça brille dans le noir, Jésus sera toujours avec moi.
Karanlıktaki nur, böylece İsa hep benimle birlikte olabilecek.
" Bellt mich nur fort, ihr wachen Hunde,
"Havlayın bana, köpekler,"
Lord Montymort, absorbeur d'âmes, suceur d'existence.
Nur toplayıcı ve ruh emici, kötü kalpli Lord Montymort.
Y a pas de lumière, putain.
Nur falan yok.
Que Dieu la bénisse.
Toprağı nur olsun.
J'étais très fier de ma sœur ce jour-lâ.
Çok gurur duymuştum kız kardeşimle, yattığı yer nur olsun.
Un de mes amis, Johnny Smith.
Ben de yüzüne nur gelmiş diyordum.
" Donne-lui le repos éternel, Seigneur, et que brille sur elle
" Sonsuza dek huzur içinde yatsın, ebedi nur ruhunu aydınlatsın...
Je suis tombé amoureux de lui la première fois que je l'ai vu à la télé.
Charlie Manson'un nur yüzünü TV'de gördüğüm ilk anda ona aşık oldum.
Au revoir. Noor.
Hoşçakal Nur.
C'est le chat de Noor.
O Nur'un kedisi.
Qu'est-ce qu'il est advenu de Noor?
Nur'a ne olmuş olabilir?
Va avec Zaïd et aide-le à trouver Noor.
Zeyd ile git ve Nur'u bulmasına yardımcı ol.
"Nur al Din!"
Nur al Din!