Translate.vc / French → Turkish / Nurse
Nurse translate Turkish
229 parallel translation
Sa nurse le soulevait pour qu'il voie bien!
İyi görsün diye dadısı onu kucağına almış.
Demandez à ma nurse, mon anglais n'est pas assez bon.
Kızım daha bu yaşta erkekleri peşinde sürüklüyor, öyle değil mi?
Quand j'étais enfant, du sommet d'un arbre j'ai dit à ma nurse :
Çok gençken, hatta çocukken, yüksek bir ağacın tepesine tırmanmıştım dalma durumunda, ödü kopmuş dadıma seslenmişim :
C'est la nurse qui commande.
Hemşirenle tartışma.
Tu ne peux pas être nurse et petite amie... et cuisinière et secrétaire! Pense un peu à toi!
Aynı anda hem bir bakıcı, hem bir sevgili hem bir aşçı, hem de bir sekreter olamazsına.
Ma vieille nurse espagnole disait que la moitié du monde serait détruite si les gens disaient ce qu'ils savaient.
Yaşlı İspanyol dadım söylemişti, herkes bildiklerini anlatsaydı dünyadaki insanların yarısı anında mahvolurdu.
Ma vieille nurse espagnole disait que ça faisait des miracles.
Yaşlı İspanyol dadım böyle yaparsan bir mucize gerçekleşir derdi, gördüğün gibi gerçekleşti de.
Ma vieille nurse espagnole disait que j'aurais pu en faire mon métier.
Yaşlı İspanyol dadım profesyonel olabileceğimi söylerdi.
J'ai trouvé une nurse japonaise.
Harika bir Japon bakıcı buldum.
Mieux qu'une nurse.
Hemşireler eline su dökemez.
Rien, Nurse.
Hiç bir şey Hemşire.
J'aurais besoin d'une nurse qui me mette au lit.
Sarhoş oldum. Beni yatıracak birine ihtiyacım vardı.
Veux-tu me servir de nurse?
Benim hemşirem olmayı ister misin?
Je sais qu'elle n'était que ma nurse, mais en même temps, bien davantage.
Hem § irem oldugunu biliyordum, ama aslmda ondan éteydi.
J'étais en colère contre la nurse.
Ayrıca hemşireye çok kızmıştım.
Confiant Abigail à une nurse, Hugh Crain s'en fut en Angleterre où il se noya.
Hugh Crain, Abigail'i bir dadıya emanet edip İngiltere'ye gitti. Orada bir kazada boğuldu.
Ah, une nurse, c'est une nurse! ...
Dadı dadıdır sonuçta.
Tu es censé y avoir pris ton premier bain à deux ans avec ta nurse.
İki yaşından beri o havuzda yüzüyorsun.
La nurse a failli à son devoir.
Katie Dadı görevinde başarısız oldu.
Choisir une nurse est délicat.
Çocuklara dadı seçmek önemli ve hassas bir iştir.
Une nurse stricte, respectable.
Dadı : Ciddi, saygın, saçmalık yapmayan.
Une nurse anglaise Doit être un général
İngiliz bir dadı general olmalı
Nous voulons nous entendre avec la nouvelle nurse.
Kesinlikle. Bu yüzden yeni dadıyla iyi geçineceğiz.
On recherche une nurse pour deux enfants adorables.
"İki uslu çocuk için dadı aranıyor."
Et vous avez bien demandé une nurse?
Ve dadı için ilan verdiniz değil mi?
Je prendrai une chambre de bonne supplémentaire pour la nurse.
Dadı için fazladan bir oda ayarlarım.
C'est l'ancienne nurse qui la lui chantait.
Bebek buna benden önceki dadısı yüzünden alışmış.
Alors cet après-midi, je me suis pointé devant l'immeuble de cette dame et j'ai attendu que la nurse sorte.
Ve bu hafta sonu onun evinin olduğu apartmanın önünde bekledim.
Et alors là, elle a fait le strip-tease de la nurse, quoi. Elle a enlevé ses trucs de nurse, elle a fait deux, trois trucs avec le biberon...
Üniformasını çıkardı ve biberonla bir şeyler yaptı.
La nurse disait que j'avais vos mains.
Ebenin dediğine göre ellerim seninkilere benzermiş.
Et la nurse?
- Evet prensesim. - Hemşireyi tanıyor muydunuz?
- Dickie, ton langage. - Mlle Jessica Marbles et sa nurse.
Bayan Jessica Marbles ve dadïsï.
Mlle Withers est ma nurse.
Bu Bayan Withers. Dadïm.
Sam, tu postillonnes sur la nurse.
Dadïya tükürük saçïyorsun.
La nurse me caresse la main, sale vieille gonzesse.
Avucumu parmaklïyor, ahlaksïz kadïn.
Quand j'étais malade ou pas sage, tu me rendais à la nurse.
Hasta olursam veya yaramazlık yaparsam, beni bakıcıya teslim ederdin.
IL y a des moments où vous me regardez avec les yeux de ma nurse.
Bazen bana dadımmışsın gibi bakıyorsun.
T'auras une nurse! Une femme de ménage! - Une gouvernante!
Ve bir dadı ve bir aşçı ve bir kahya ve bir aşık!
Je vous appelle au sujet de l'infirmière.
Ben Professional Nurse Quarterly'den arıyorum.
Nurse Bibs, on vous appelle cabine 7.
Hemşire Bibs, 7'nci odadan çağrılıyorsunuz. Hemşire Bibs 7'nci odaya.
Dis à nurse Bibs où ça fait mal, je te guérirai.
Neden, hemşire Bibs'e ağrıyan yerini söylemiyorsun? Belki tedavi edebilirim.
nurse Bibs...
Hemşire Bibs'i.
Nurse Bibs et un cheval gonflable.
Hemşire Bibs ve plastik atı.
Je vais embaucher une nurse.
Evet. Bu akşam dadı tutacağım. Bir daha ofise gelmeyecek.
Je suis ici pour le travail de nurse.
Merhaba. Dadılık görüşmesi için geldim.
Je n'ai pas d'expérience comme nurse, mais j'adore les enfants. J'ai fait beaucoup de baby - sitting en grandissant.
Dadılık tecrübem yok ama çocukları severim ve Mandrake Falls'da bir sürü ailenin çocuğuna bakıcılık yaptım.
Eve, ta nouvelle nurse est une jeune fille très responsable. Je n'ai pas de problème à te laisser avec elle.
O çok sorumluluk sahibi biri ve seni onunla bıraktığım için içim çok rahat.
A la maison, ma nurse ne jurait que par moi.
Daha iki yaşımda bile değildim, ama şimdiden bir aşk üçgeninin ortasında kalmıştım.
Cette nurse!
Şu hemşire, zalim, ahlaksız yaratık...
Elle trouvait que ses petits jumeaux étaient pâlots, un peu maigrichons et elle savait pas pourquoi. Elle voulait en avoir le coeur net et comme elle pouvait pas surveiller la nurse l'après-midi parce qu'elle travaillait, eh bien, on m'a chargé de faire la filature.
İşe gittiğinden beri hemşireyi takip edemiyordu.
La nurse dit que la nuit la petite à toussé.
Dadının söylediğine göre Olenka bütün gece öksürmüş.