English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Odette

Odette translate Turkish

154 parallel translation
Vous avez été méchant avec Odette.
Odette'e kötü davrandınız.
Odette et moi on l'a compris, on a été à la Garoupe cette année.
Biz de bu yıl La Garoupe'a gittik.
Mais Antonia et Justine sont parties, Odette et Josephine aussi.
Ama Antonia ve Justine gittiler... Odette ile Josephine de.
Odette, réveillez Stark.
Odette, Dr. Stark'ı uyandır.
- Odette.
- Odette.
Odette, s'il te plaît.
Odette, lütfen.
Prenez cette chambre.
- Odette, Jean Baptiste. Bu odayı alın.
Ils doivent être sur la liste.
Odette ve Jean Baptiste listede yok.
Je suis désolé, Jean, Odette.
Üzgünüm Jean, Odette.
Odette.
Odette.
Jusqu'à ce qu'on puisse les sortir de là.
Odette onları buradan çıkarana kadar ilgilenecek.
- Des blessés, Odette?
Odette kimse yaralandı mı?
Madame Odette Kahn, la rédactrice en chef de La Revue du Vin de France.
Fransız Şarapları dergisinin başyazarı.
Jambon cuit et ananas, potiron et chayotes farcies, quelques carottes cuisinées à la façon de tante Odette.
Fırında domuz eti, ananas, balkabağı, kabak dolması ; pişirmeyi Odette teyzenden öğrendiği havuç yemeği.
Vas dire bonjour à Odette.
Gidip Odette'e merhaba desene.
Comment va Odette?
Odette nasıl?
Santino et... Odette.
Santino, Odette'ya karşı.
Ce match éliminatoire entre Santino et Odette sera la fin de la route pour l'un d'eux.
Bu akşam Santino ile Odette arasındaki eleme dansında aralarının biri evin yolunu tutacak.
Odette, vous êtes là?
Odette, orada mısın?
- Odette Morton.
Odette Morton.
La maquilleuse laisse Odette à 14 h 45, l'enregistrement commence à 15 h, on la découvre à 15 h 04.
Odette'e makyaj yapan kızın işi 2.45'de bitmiş, kayıt 3.00'de başlıyor. - Kız da 3.04'de bulunmuş. - 19 dakika.
Odette allait sûrement gagner.
Odette bu yarışmayı kazanmaya niyetliydi.
Odette était ma favorite.
Odette benim favori yarışmacımdı.
Vous avez répété avec Odette toute la journée?
İkinizin günün çoğun kısmında dans provanızı yaptığınızı biliyorum.
Quand mon grand-père est mort, Odette l'a mal vécu.
Bir kaç yıl önce dedemiz öldü ve Odette buna alışamadı.
- L'accident de train, l'an passé. Odette était à bord.
Geçen sene bir tren raydan çıktı.
Elle s'en est sortie, mais elle a eu une peur bleue.
Odette trendeydi. Canlı kurtuldu, fakat olanlar ödünü kopardı.
Odette a raconté à son frère s'être disputée avec un candidat.
Odette'nin abisi bize gösteride birisiyle anlaşamadığını söyledi.
La semaine dernière, Eddie et Odette ont concouru l'un contre l'autre.
Geçen hafta, Eddie ve Odette, Bod-fosse'den esinlenen dans yarışmasında performans gösterdiler.
Odette était la pauvre petite fille riche, Eddie, le gosse né du mauvais côté.
Odette, zavallı ufak zengin kızdı Eddie ise şehrin fakir tarafındandı.
Je vais vous dire un truc sur Odette l'Innocente.
Tatlı, masum Odette hakkında size birkaç bir şey söyleyeyim.
Eddie a un casier judiciaire à Rochester, et un assistant de l'émission dit l'avoir vu dans les studios l'après-midi du meurtre d'Odette.
Eddie'nin Rochester'in arka taraflarında bir evi var Dansın Gecesi'ndeki asistanlardan biri Odette öldükten sonraki öğlen onu stüdyoda gördüğünü söylüyor.
Bon, Eddie a été éliminé, mais il savait qu'il serait rappelé si Odette abandonnait.
Peki, Eddie elendi ama eğer Odette yarış dışı kalırsa geri dönüp onun yerini alacağının ona sorulacağını biliyordu.
Et donc, il a éliminé Odette. Pour toujours.
O da geri geldi ve Odette'yi saf dışı bıraktı.
Odette est hors compétition, le dernier éliminé doit donc revenir, et c'est vous, Eddie.
Şu an, Odette yarışmayı tamamlayamayacak son elenen yarışmacıdan geri dönmesi istenecek ki o kişi de sensin, Eddie.
Mais la semaine dernière, Odette était bizarre.
Ama önceki hafta, Odette bir şeyler vardı.
Il était bien avec son agent.
Odette öldüğü sırada temsilcisiyle berabermiş.
Il a peut-être aussi raison pour l'homme dans la ruelle.
Belki de sokakta Odette ile birlikte gördüğü çocuk hakkında doğru söylüyordur.
La demi-heure manquante, le jour du meurtre d'Odette...
Odette'nin vurulduğu gün provayı terk ettiği o yarım saatlik zaman aralığında belki de onunla birlikteydi.
Mais si Odette s'est assagie après l'accident, pourquoi a-t-elle donné de l'argent à un homme, en secret?
Eğer Odette tren kazasından sonra doğru yolu bulduysa arka kapıda adamın birine gizlice para verip ne yapıyordu?
Pendant les six derniers mois, ses dépenses étaient stables, et ça dérapait depuis un mois. Ses cartes étaient au plafond.
Son altı aydır, Odette'nin kredi kart harcamaları normal ama son bir ay aniden artıyor.
Vous étiez le manager d'Odette et l'exécuteur testamentaire de son grand-père?
Dedesinin emlak yürütücüsü olmanız yanında Odette'nin de işletme müdürüsünüz.
Malheureusement, je dois désormais m'occuper de la succession d'Odette.
Ve şimdi ne yazık ki, Odetta'nın emlâk işlerini de hallediyorum.
Il ira à la fondation Graham Morton, selon les voeux d'Odette.
Odette'nin isteğine göre, Graham Morton kuruluşu.
Quand elle était ivre, elle pouvait acheter une voiture, ou déposer des arrhes pour un nouvel appartement.
Odette uyuşturucu kullanıp düşünmeden bir araba alabilir ya da yeni evine az değer biçebilirdi.
Odette a dépensé des milliers de dollars en vêtements, mais rien n'était à sa taille. Tout était en 34.
Odette kıyafete 10.000'lerce dolar harcıyor fakat bu faturalara göre hiçbiri kendi bedenine uygun değil.
Odette avait peut-être besoin d'argent pour payer le mec de la ruelle.
Eğer Odette'in acil paraya ihtiyacı varsa, belki de sokaktaki adam parasını ödüyordur.
Goûte ça, Odette.
Ah, evet.
Santino et Odette!
Santino ve Odette!
- Odette a de la famille?
Ama yine de...
- Paul Morton, son frère.
- Odette'nin yakın bir akrabası var mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]