English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Ogen

Ogen translate Turkish

21 parallel translation
Grand-mère est mandée à Sumpu.
Ogen-sama Sumpu'ya çağrıldı.
Ogen de Tsubagakure.
Tsubagakure'den Ogen.
Ogen m'a fait chef de notre village.
Ogen-sama beni köyümüzün lideri yaptı.
Il est allé à la rencontre de Ogen, ancienne Chef de Tsubagakure pour un combat à mort.
Tsubagakure'nin eski lideri Ogen ile buluşmaya gitti... ölümüne bir dövüşte.
Grand-mère et moi nous nous asseyions des heures près du feu jusqu'à ce que j'apprenne.
Ben en sonunda öğrenene kadar Ogen-sama ateşin yanında... benimle saatlerce otururdu.
je hais ma grand-mère.
Ogen-sama'dan nefret ediyorum.
Ce sont des Weten Ogen.
Onlar Weten Ogen.
Mais d'abord nous buvons à Isaac, un courageux et noble Weten Ogen.
Ama önce Isaac'e içeceğiz. Cesur ve asil Weten Ogen.
Homme : A un courageux et noble Weten Ogen.
Cesur ve asil Weten Ogen.
Weten Ogen, comme moi.
- Benim gibi bir Weten Ogen.
C'est un Ogen.
- Tamam o zaman...
On le pense.
- Bu bir Ogen. - Evet. - Bizce de öyle.
Tu dis que le tueur et la victime étaient tous deux des Weten Ogen?
Bekle bir dakika, hem kurban hem de katil Weten Ogen mı yani?
Une ancienne tradition Weten Ogen.
Bu bir antik Weten Ogen geleneği.
Trois Weten Ogen célibataires, sont envoyés accomplir une quête pour se prouver dignes de la main de la jeune fille et de sa dot.
Bence üç Weten Ogen bekarı görevi tamamlamak için gönderildi. Bakire ve çeyizi için kendilerinin değerli olduğunu ispatlıyorlar.
Peut-être que depuis que les Weten Ogen ont des liens criminels, les enjeux ont augmentés.
Belki bu Weten Ogen'lerin suç bağlantıları olduğu için şartlar ağırlaştırılmıştır.
Troyer doit être un Weten Ogen, comme tous les prétendants.
Öyleyse Troyer de talipleri gibi Weten Ogen olmalı.
Un Weten Ogen.
Weten Ogen demek.
Vous êtes un Weten Ogen.
- Weten Ogen olduğunu biliyoruz.
On sait que vous êtes un Weten Ogen, tout sur le Maagd Zoektocht.
- Weten Ogen olduğunu biliyoruz. - Maagd Zoektocht'u da biliyoruz.
"Tu n'as pas assez d'éléments, Philippe, pour mettre sur pied un plan sérieux."
"Ciddi bir plan yapmak için yeterince öğen yok Phillippe." üzerine tartışıyorduk.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]