Translate.vc / French → Turkish / Ohhh
Ohhh translate Turkish
275 parallel translation
Tu m'as appelé?
Ohhh. Bir şey mi oldu? Seslendiğini duydum sanki.
Je suis jaloux.
- Pekala, ben kıskanıyorum. - Ohhh...!
- Je cherche un certain Boggs.
- Ben Boggs adında bir adamı arıyorum! - Ohhh!
Allez!
Ohhh!
- Ohhh, merde.
- Ohhh, bok.
C'est arrangé.
- Çok, çok daha iyi. - Ohhh.
Oh, Snake Plissken dans mon taxi?
Ohhh, Snake Plissken taksimde.
Ohhh, Hé bien, qu'avons nous donc là?
Bakalım neyimiz varmış buralarda!
Ohhh, Robin, et Marianne!
Oh, Robin ve Marion!
Quelque chose d'intéressant?
İlginç herhangi bir şey? - Ohhh.
Elle s'appelle Dorothy?
Ohhh!
Ohhh. Glisse pas sur le gazon artificiel! Ha ha ha!
Suni çimlerde ayağın kaymasın!
Quelle saloperie!
Ohhh.
Ohhh non...
Oh hayır...
Ohhh le jour de ton anniversaire...
Doğum gününde...
Ouh, tu as une de ces forces...
ohhh, çok kuvvetli tutuyorsun.
- Frank, ohhh, le bébé arrive. - D'accord, d'accord.
- Frank, bebek geliyor.
- Frank! Ohhh!
- Frank!
Ohhh, maintenant je l'ai sali.
Hepsi birbirine karıştı.
- Elle est morte alors que j'étais encore à Bangkok. - Ohhh.
Ben Bangkok'tayken annem öldü.
Ohhh. Et bien bon anniv pour dimanche.
O zaman geçmiş yaş günün kutlu olsun, tatlım.
OHHH!
Kalk ayağa beyinsiz.
Qu'est-ce qui s'est passé?
- Ne oldu? - Ohhh!
Oh, je le veux tellement.
Oh, Çok daha kötü istiyorum! Ohhh...
Oh, maudit!
Ohhh, kahretsin!
Autre confrontation prometteuse.
Ohhh. bir başka ilginç karşılaşma.
Quel farceur. Tuez-moi!
Ohhh, tamam hayatım.
On peut tuer quelqu'un qui le demande? Que veux-tu dire?
Heh, heh, heh, tam kafasına osurdu, heh heh, ohhh.
Oui, je le ferai, papy.
Ohhh, evet, aynen öyle.
Seigneur, qu'ai-je fait?
Ohhh! Oh, Tanrım, ben ne yaptım.
Je te rappelle dans une demi-heure, on bavardera.
Ben seni biraz sonra arasam, ohhh güzel tamam?
Ah oui.
Ohhh.
Wow, elle est bonne!
Ohhh, karı oldukça sağlammış.
La presse va adorer, je ferai la une...
Basın buna bayılacak. Beni manşett... ohhh
Je ne pourrai pas.
Ooh, bunu yapamam! Bunu yapamam... Ohhh!
j'en suis incapable!
Ben... ohhh!
Maintenant, allons bondir.
- Ohhh! Aaah! - İşte şimdi zıplamaya gidebiliriz'.
Quoi?
Ohhh! - Ne? Kramp.
Oh... Chéri!
Ohhh, tatlım!
Oh... juste d'y penser me donne une gueule de bois.
Ohhh... sedece orasını düşünerek akşamdan kalmış gibi oluyorum.
Ohhh... 2 lampes, une table de nuit, quelques rouleaux de PQ.
İki lamba, bir sehpa, birkaç rulo tuvalet kağıdı.
Ohhh. Je vous parie un million de dollars... que mon équipe vous bat sans même utiliser les mains.
Bir milyonuna bahse girerim, benim takımım ellerini bile kullanmadan siz tezgâhtarları harcar.
Arrêter les. - Oh merde.
Onları tutukla - ohhh bok
Le public a fait "Ohhh!"
Bu...
Oh, c'est super!
Ohhh!
- Qu'est-ce qui se passe, ohhh?
Gitmek mi istiyorsun? Ne oldu?
G-Frais est dans cette maudite boîte.
Ohhh evet. G
"La mort".
Ohhh, osurdun.
Kenny, peux-tu aller débrancher les prises?
Tamam, fakat çok hafif vuracağım, tamam mı? En iyi vuruşunu yap. Ohhh!
Et bien vas y!
Ohhh... yap hadi!
Ceux-là!
Ohhh, şu adamlar.