English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Oriental

Oriental translate Turkish

230 parallel translation
Un préjugé oriental.
Doğulu önyargısı.
N'y a-t-il pas de limite à la torture que peut infliger un oriental?
Doğu bilincinin düşünebileceği işkencelerin sınırı yok mudur?
Ils s'y installèrent, dépouillant sans pitié les habitants légaux, culturellement supérieurs. Là, pendant des siècles, du mélange de races oriental et extrême oriental,
Böylece yüzyıllar boyunca siyah ırkla harmanlanmış... uzakdoğu karışımı melez Yahudi ırkı gelişti.
Sais-tu qu'aurait répondu un prince oriental?
Doğulu bir prens ne derdi biliyor musun? Ne derdi?
Un prince oriental, peut-être... mais pas un industriel milanais!
Belki de... Ama Milanlı bir sanayici? Bedavaya?
Celle avec le saphir oriental?
Şu şark safiri olan.
Regardez! Un saphir oriental monté sur platine.
Platin kaplama şark safiri.
Un saphir oriental...
Şark safiri.
Une affaire, un saphir oriental.
Sizin için bir teklifim var, şark safiri.
Un saphir oriental, de toute beauté.
Bir şark safiri.
Un saphir oriental de toute beauté.
Şark safiri.
Pour une petite somme... je peux m'arranger pour que vous, votre famille et vos lieutenants... puissiez quitter l'Italie en secret et aller dans un pays oriental... où les hommes de votre substance sont bienvenus et appréciés.
Çok ufak bir komisyon karşılında... sizin, ailenizin ve tabii liderlerinizin... gizlice İtalya'dan çıkarılıp sizin gibi önemli kişilerin... baş tacı edileceği bir doğu ülkesine götürülmenizi ayarlayabilirim.
Cette boîte d'origine chinoise semble impossible à ouvrir.
Bu kutu, Oriental Ingenuity'nin bir ürünü. Açmanın gözle görülür bir yolu yok gibi...
De l'autre côté de la Sicile, sur le versant oriental, en 1946 un peloton de soldats a soudain eu raison des hordes séparatistes.
Sicilya'nın diğer tarafında, yani doğu yakasında, 1946'da bir bölük asker ayrılıkçı ayaklanmaları kısa sürede bastırmıştır.
Il fréquente surtout les femmes de type oriental.
"Ve çoğunlukla doğu kökenli kadınlarla ilişki kurmaktadır."
Magnat oriental!
Şark mantığı.
Magnat oriental, paf
Şark mantığı.
- Un gentleman oriental.
- Doğulu bir bey efendim.
Il n'y avait pas d'Oriental avec moi dans l'armée.
Orduda, beraberimde Doğulu biri yoktu.
Un empire oriental. Un empire oriental?
Bir Doğu İmparatorluğu kurmak kaosa yol açacaktır!
Le Cap Oriental...
Muhtemelen Doğu Burnu'ndayız.
le Sud-Ouest, le Dorset, le Sussex oriental et le Kent.
Güneybatı İngiltere, Dorset, Doğu Sussex ve Kent olarak belirlenmiştir.
C'est un bâtiment oriental classique ayant subi l'influence de l'architecture occidentale, conçu pour résister aux tremblements de terre. Cela vous va?
Klasik doğu tasarımın modern tasarımla harmanlandığı Batı uygarlığının etkisinin görüldüğü ve asıl deprem kirişlerinin olduğu bir bina.
Voici un rouleur oriental croisé avec un perse.
Buradaki İzmir güvercini ile takla atanın çiftleştirilmesinden.
Occidental, centre-européen, latin, oriental.
Batılı, Orta Avrupalı, Latin, Doğulu.
Dr Zira, vous dites qu'un vaisseau venu de l'espace a coulé dans un lac du désert oriental.
Dr. Zira, uzaydan gelen bir geminin doğu çölünde bir iç denize düştüğünü ve
Notre désert oriental n'a jamais été exploré car nous avons toujours supposé que la vie ne pouvait y exister.
Doğu çölümüz, orada hayat olamayacağını düşündüğümüz için hiç araştırılmadı.
Comment s'appelait notre cinéma?
Neydi o? - Roly's Oriental.
- L'Oriental Roly.
- Evet, Roly's Oriental.
Peut-être dans un petit coin tranquille, ni trop oriental, ni trop occidental.
Belki de çok doğuda ya da çok batıda olmayan bir piknik alanındadır.
On devrait être au parallèle oriental dans environ une demi-heure.
Yarım saat sonra doğu paralelinde oluruz. - Onu oyala.
Espèce de fou furieux oriental!
Seni doğulu aptal!
Un politicien oriental.
Asyalı bir politikacı.
Tu penses que ton ami oriental est différent?
Asyalı dostumuz, farklı biri mi sanıyorsun?
Ce politicien oriental paye le maximum.
Asyalı politikacılar yüksek öder.
Hérode s'emparera de l'Empire oriental et nous perdrons l'Egypte.
Elimizi çabuk tutmazsak, Herod Doğu İmparatorluğu'nu eline. geçirecek, biz de Mısır'ı kaybedeceğiz.
Pardonne à ton ami qui t'aimait tant et qui a conspiré pour te prendre l'Empire oriental.
# Doğu'yu gizlice senden almak için planlar yapmış olsa da... #... seni yürekten seven bu eski dostunu bağışla.
- Bienvenue au Salon Oriental.
- Orient Salonu'na hoş geldiniz.
Bienvenue au Salon Oriental.
Orient salonuna hoş geldiniz. Hey...
Au nom de tout l'équipage, bienvenue au Salon Oriental.
Kaptan ve muavinimiz adına, Oriental salona hoş geldiniz diyorum.
Lorsque j'ai eu 19 ans, il m'a convoqué dans son cabinet... a remarqué que j'étais oriental et m'a chassé de la maison.
19 yasïmdayken bir gün beni çalïsma odasïna çagïrdï Asyalï oldugumu yeni fark etti ve beni evden kovdu. - Onu...
Une macédoine, bœuf oriental, riz, carottes, café, tarte aux pommes à la mode.
"Meyve salatası, doğu usulü sığır eti, pirinç, havuç... kahve, dondurmalı elma turtası."
Je ne suis pas un despote oriental pour vous cacher l'épouse.
Ben karımı sizden saklayacak bir şark hükümdarı değilim.
Lâchez-moi, imbécile oriental.
Çekil, oryantal salak.
Attention, imbécile d'Oriental!
Dikkat et, oryantal salak.
Espèce de malandrin oriental!
Seni Oryantal "picarun!"
Espèce d'oriental fou furieux!
Seni saçmalayan Oryantal aptal!
Je n'oublierai jamais la tête que mon père faisait quand il était assis au Café Oriental et a levé les yeux de la feuille et il m'a vu de l'autre côté de la vitre.
Cafe Oriental'de oturan babamın gözlerini kaldırıp, pencerenin diğer yanında beni gördüğü an yüzünün aldığı şekli hiç unutmayacağım.
Tu marchais vers l'Oriental avec un garçon.
Oriental'in önünde, bir oğlanla yürüyordun.
À l'Oriental Palace.
Oriental Palace'da.
- C'est ça, l'Oriental Roly.
- Kan kardeşiydik.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]