English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Ouï

Ouï translate Turkish

561,770 parallel translation
Oui, je parle bien de sexe.
Evet, seksten bahsediyorum.
Oh, oui.
Evet.
Oui, vous... êtes un parent?
Evet. Siz... ebeveyn misiniz?
Oui, il vous a vendu plus vite qu'un concert de Mumford Sons Dans la partie la plus blanche de Portland.
Aynen, seni Portland'ın en beyaz yerindeki Mumford Sons konserinden bile hızlı sattı.
Oui, tu l'as fait.
Evet, yaptın.
Oui!
Evet!
- Oui.
- Evet.
Oui, et peu importe combien de gars vous larguent ou combien de doughnuts vous vous enfilez pour noyez votre chagrin.
Evet, kaç erkeğin seni terk ettiği veya kederini bastırmak için kaç çörek tıkındığın fark etmeyecek.
Oui, mais j'ai trouvé pourquoi.
Evet ama sebebini buldum.
- Oui?
- Evet?
Oui... mais je ne peux rien dire.
Evet. Ama hiç bir şey söyleyemem.
Oui, mais j'ai toujours eu de bons résultats avec les hommes noirs de 25 à 44 ans.
Evet ama 25-44 yaş arası siyahi erkekleri hep iyi test etmişimdir.
Oui.
Evet.
- Oui, je pense...
- Evet, bence...
Oui, nous irons loin.
Evet, ilerliyoruz.
Oui, j'ai eu un appel de la Justice League.
Evet, Justice League'den çağrı aldım.
Oui, je vais...
Tabii. Ben...
Oui...
İngiliz denizciler gibi.
- Oui, mais...
- Evet ama... - Buraya gel.
Oui.
Doğru.
Oui, de mon programme.
- Zaten bir planım var.
Oui.
Evet, evet...
- Oui.
- Olur.
- Tu y crois, toi? Oui.
- Buna gerçekten inanıyor musun?
Oui.
Anladım.
- Oui.
Bekler misin?
J'ai dit oui à Usher parce qu'il sacrifiera tout pour imposer Brockhart.
Usher'la anlaşmamın nedeni, Brockhart'ı göreve getirmek için her şeyi feda edecek olmasıydı, bu da Conway'i güçsüz ve kaybetmeye hazır hâle getirir.
Oui. Regardez.
Evet, etrafınıza bakın.
Oui, madame.
Peki efendim.
Oui, mais en mieux.
Evet ama daha iyisini.
- Oui.
- Buradayım.
Alors oui, je vends demain et les jours suivants.
Yarını, sonraki günü ve sonrakini satıyorum.
- Oui.
- Katılıyorum.
Oui, j'ai juste besoin de prendre l'air.
Evet. Biraz çıkmam gerekiyor.
Oui, mais vous allez gagner.
Evet ama kazanacaksınız.
Oui, demain.
Evet, yarın.
- Mon investiture, oui.
- Yemin törenim için, evet.
- Oui.
- Elbette.
Oui, nous y revoilà.
Bağlılıkla... Evet, yine başlıyoruz.
Oui. Elle est congédiée.
Evet, çıkıyor.
- Oui, mais c'est à moi d'en décider.
- Evet ama bu kararları ben veririm.
Oui, mais certaines poursuivent leur chemin.
- Evet ama kimileri miadını dolduruyor.
- Oui, mais tu n'as pas l'air de m'entendre.
- Hem de çok iyi. Ama senin anlayamaman beni biraz şaşırtıyor.
- Oui. C'est son choix.
Aynen öyle.
On a Ahmed en vue? - Oui.
- Ahmed'in yerini hâlâ biliyor muyuz?
- Oui. Mais si vous y réfléchissez, on est tous impliqués.
Düşünürsen hepimiz bu işin içindeyiz.
Oui, concis.
- Evet, kısa ve öz.
Oui.
Tabii.
Oui. Où était-ce?
- Evet, en son nerede görüşmüştük?
Oui. Cette nomination débloquerait le tribunal.
Bu atama gerçekleştiği zaman divanın girdiği açmaz çözülür.
Oui. J'appelle Morrison.
Morrison'a sorayım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]